30 MART SONRASININ GETİRİP GÖTÜRECEKLERİ

30 MART SONRASININ GETİRİP GÖTÜRECEKLERİ

Seçim sonuçları uzun bir süre zihinleri rahat bırakmayacak. Tartışılacak ve yorumlanacak çok yönleri var ortada.

Temelde,  AKP´nin birinci parti konumunu koruma olasılığı herkesçe kabul ediliyordu da iktidarın kaygı verici gidişine dur deme çabasına kendisini kaptırmış yurttaşlarla muhalefet partileri bunu içlerine sindiremiyorlardı. Sanki bir tersine dönüş bekleniyor, Erdoğan´ı sarsıp kendine getirecek bir sonuç umuluyordu. Ama bu olmadı. Dolayısı ile iktidar partisinin sandıktaki başarısının yüzeysel yönünü bir tarafa bırakıp, sonuçların yol açacağı gelişmelere yönelmek daha doğru olur.

 

Yerel seçimleri kendi perspektifi içerisinde tutmayıp bunu bir tür referandum hatta aklanma vesilesi görmek istediği ortaya çıkan Erdoğan açısından bundan sonrası balkon konuşmasında apaçık belli oldu. Öyle görünüyor ki sonuçlardan tam da tatmin olmamış gibi. Daha büyük bir gücü ele geçirmemiş olmaktan şikayetçi sanki. Zira, ?Acaba niye 46, 47, 48 aldım da niye biz 55 yapamadık, 60 yapamadık. Şimdi oturup bunu konuşacağız. Öyle mi? Ve bunları konuşup neticeye bağladıktan sonra sizlerle beraber tekrar yolumuza bu eksiklerimizle girerek devam edeceğiz,? diyor. Gerçekten eksiklikleri, ?tam yol ileri? gidebileceğini varsaydığı oy oranlarına, özellikle de o mahut yüzde elliye varamama olarak algılıyor. Yoksa icraatına karşı oluşan ve giderek yaygınlaşan muhalefetin ne istediğini umursamaz görünüyor.

Bu denli önemli bir oy desteğini arkasına bulan bir lider  normalde bunu azımsamaz ve üzerine yüklenen sorumlulukları siyasal ve ulusal boyutlarda nasıl yerine getireceğinin hesaplarını yapar gerçekten demokrasiye inanılan bir ülkede. Ama 30 Mart 2014 gecesi bizde bu böyle olmuyor. Aksine seçim kampanyasının o sancılı ve gerilimli geçen her gününün ve saatinin bedeli olarak intikam alma deklarasyonuna dönüştürülüyor bu zafer anı.

Önemli bir örnek mi ?Balkon´ konuşmasında? Erdoğan, ?Neye yandım üzüldüm biliyor musunuz? Dışişlerinde olan olaydan sonra şahsıma yapılan iftiraların hepsini bir kenara koyuyorum ama bu olaydan sonra Başbakanlık´taki böcek olaylarından sonra şu muhalefetin bir açıklamasını duydunuz mu? ´Bu vatana ihanettir. Bu bir casusluktur. Buna yönelik biz iktidarın yanındayız´ diye ifadelerini duydunuz mu? Ne olacak. Pensilvanya ile beraber hareket edenler bunu söyleyebilir mi? Buradan bile bir şey bekliyorlardı. 25´inden sonrası kaos dedikleri olay buydu. Ekonomi çökecekti, çöktü mü ekonomi?? diyor.

Hiçbir hukuksal ve anayasal temele dayanmaksızın Suriye ile savaş halinde olunduğunu ilan edip, ülkenin dış güvenliği ve siyaseti konusunda tek hüküm verici fiili  konumunu  böylece ortaya koyuyor böylece. En sert eleştirileri aldığı bir konuyu, yani tek adama dayalı bir yönetim kurma hevesini zirveye taşımayı sürdürüyor. Sızdırılan güvenlik toplantısının içeriğinin ne anlama geldiğini gözlerden kaçırdığı gibi, güvenlik toplantısının güvenliğinin sağlanamamış olmasının sorumluluğunu yanlış yerlere yüklüyor.

Ve de çok geçmişte kalmış gibi görünen, ?demokrasiye paydos deriz´ gibisine lafların uluorta söylediği 1950´li, Menderes´li günleri anımsatırcasına,  ?Artık eski Türkiye yok, yeni Türkiye var. Eski siyaset tarzıyla, eski muhalefet tarzıyla asla yönetim biçimi olmaz. Yeni Türkiye´nin yeni bir muhalefet ihtiyacı açıktır. Yeni Türkiye´nin ayrıştırıcı, kamplaştırıcı, kutuplaştırıcı muhalefet değil, Türkiye´nin 77 milyonuna aynı dille konuşan bir muhalefete ihtiyacı var," sözleriyle milli iradenin en yaşamsal tezahürü olan muhalefete ayar vermeye çalışıyor. Muhalefete açıkça ?hain´ demeye kalkışıyor.

Muhalefetin taşeronluğunu yaptığını ileri sürdüğü sabık müttefiki Pensilvanya hareketine de açıkça göz dağı olan  ?Hangi kurumumuza girmişlerse girmişler 35 senedir, 40 senedir nereye sızmışlarsa sızmışlar. Bizler iyi niyetin kurbanı olduk, artık bunları ayıklama zamanı gelmiştir. Hukuk içinde, yasalar içerisinde. Neden? Çünkü bu tür şebekeleri artık ne millet hoşgörü ile karşılar ne de biz karşılarız?? sözlerini rahatça edebiliyor.

Bu tartışmaların ve ağır sözlerin hangisi seçmen yurttaşın sandığa giderken taşıdığı beklentilerle, oy verirken seçmeye çalıştığı yöneticilerle ya da gerçek yakınmalarıyla ilgisi var? 30 Mart seçimleri bir anlamda referandum olarak kabul edilse dahi bu çelişki hiçbir biçimde mazur görülemez. Hele Erdoğan´ın yönetimi ve çevresiyle ilgili her türlü yolsuzluk isnadını ortadan kaldıracak bir vesile ve ortam olarak da görülemez. Nitekim Devlet Bahçeli seçim sonuçlarıyla ilgili olarak verdiği demeçte, ?Hukuken temizlenmeden muhalefete yüklenmesi her şeyden önce demokratik terbiye ve adaba hakarettir. Yeni Türkiye ucubesi yetmezmiş gibi yeni muhalefet nakaratlarını dillendirmesi de aymazlıktır? değerlendirmesi yapıyor ve sözlerinde  ?Başbakan cepheleşmeyi ısrarla sürdürecektir,? kaygısını vurguluyor.

Türkiye´deki seçim sonuçlarını değerlendiren kimi yabancı yorumcular ve medyada yer alan eleştiriler de ne yazık ki benzer sonuçlara ulaşıyorlar. Söz birliği etmişçesine ülkemizi ve halkımızı Pazar günkü seçimler sonrasında daha zor, gerilimli ve iç çatışmalı günlerin beklediğini söylüyorlar. Özellikle Erdoğan´ın ve AKP´nin ilk başlardaki performansını yüreklendirip, bugünlere ulaşan olumsuzluklarla dolu süreci hızlandırmış olan yabancı medyanın ve kimi ?dost´ çevrelerin, böylesine teşhisleri ne değer taşır bilinmez. Ancak niyetleri ne olursa olsun gözlemlerinde gerçek payı olduğu da kabul edilmeli. Türkiye gerçekten çok şeylere gebe. Sadece Erdoğan´ın halkı, ulusu paramparça eden, kişiselleşitirilmiş bir siyasal kavga değil söz konusu olan. Ülkenin bölünmesine adım adım gidiş; Suriye´de bir savaş macerasına bulaşma; Kıbrıs gibi ulusal davanın kaybedilmesi ve de ekonomik açıdan üstü örtülmek istenen gizil krizlerin patlak vermesi? Bu olasılıklar, siyasal çıkmazlar eşliğinde daha da ölümcül sonuçlara yelken açabilecektir, bunu akıldan çıkarmayalım.


2.TUR ÖNCESİ TARİHE BİR NOT DÜŞMEK

ERDOĞAN, KILIÇDAROĞLU’NUN ADAY OLUP KARŞISINA ÇIKMASINI NEDEN İSTER?

23 NİSAN: EGEMEN ULUS OLMAYI BAŞARDIĞIMIZ GÜN!

LAİKLİK İLKESİNİN 85. YILDÖNÜMÜ’NÜ ANARKEN

GÜNDEM’DE KILIÇDAROĞLU’NUN 'HELALLEŞME' YOLCULUĞU VAR

CUMHURİYET YENİDEN

CHP’NİN İKTİDAR OLMA SORUNU VE ÖTESİ

 TÜRKİYE’YE KARŞI ABD’DEKİ DÜŞMANCA KAKOFONİK SESLER

KONGRE BASKINI DÜZENLETEN BİR BAŞKAN VE ABD’NİN HALLERİ

103. YAYIN YILINA GİRERKEN ‘VAZİYET-İ UMUMİYE’ !

ULUSAL EGEMENLİK İŞLEYİŞLERİNİ 2020 KOŞULLARINDA YENİDEN DEĞERLENDİRMEK...

YEREL SEÇİMLERDE ORTAYA ÇIKAN RİVAYETLER MUHTELİF DE?

KIBRIS´TA ?ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜN´ ASLINDA BU GÜNLER İÇİN ÇÖZÜM OLDUĞUNU ANLAMAK GEREKMEZ Mİ?

TÜRK ULUSU´NUN ULUSAL EGEMENLİK SORUNU İLE SINAVI

YENİ REJİMİN SAKINCALARI CHP´NİN EFSANE MİTİNGLERİNDE NEDEN GÜNDEME GELMEDİ Kİ ?

CHP´DE İKİ YANLIŞTAN BİR DOĞRU ÇIKARMAYA ÇALIŞMAK

CUMHURİYET HALK PARTİSİ´NDE DE RESTORASYON, YOKSA?

İLERİ DEMOKRASİDE ?TAMAM MI, DEVAM MI?´ OYUNU!

ARTIK 24 HAZİRAN SONRASINA BAKMANIN ZAMANI

ASKIYA ALINMAKTA OLAN CUMHURİYET REJİMİNE KİM SAHİP ÇIKACAK?

YALNIZ KALINAN DÜNYA´DA İNGİLİZ´İN İPİNE TUTUNMAK

  • BIST 100

    9716,77%-0,05
  • DOLAR

    32,47% -0,17
  • EURO

    34,91% 0,40
  • GRAM ALTIN

    2434,93% 0,50
  • Ç. ALTIN

    3991,84% -0,04
  • Cuma 30.8 ° / 18.5 ° false
  • Cumartesi 31 ° / 16.7 ° false
  • Pazar 35.8 ° / 19.6 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı