?VİZE MUAFİYETİ ÇIKARSA GERİ KABUL ANLAŞMASI UYGULANIR?
DÜNYA 24.04.2016 13:25:25 366 0

?VİZE MUAFİYETİ ÇIKARSA GERİ KABUL ANLAŞMASI UYGULANIR?

Başbakan Ahmet Davutoğlu, ´ Meclis´imizde bunun için gece yarılarına kadar çalışıyor. Biz üzerimize düşeni yapacağız. AB´nin de üzerine düşeni yaparak, siyasi gerekçeye düşünmeksizin, hukuki süreci tamamlamasını bekliyoruz? dedi.

Gaziantep Üniversitesi Kongre ve Sanat Merkezi´nde düzenlenen Türkiye-AB Suriyelilere Yardım Programı´na katılan Başbakan Ahmet Davutoğlu, AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, Almanya Başbakanı Angela Merkel ve AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Frans Timmermans gazetecileri sorularına cevap verdiler.

 Vize muafiyeti ile revizyon ve muafiyetin Haziran ayında başlamayacağı ilgili söylentiler ile ilgili soru üzerine Davutoğlu şöyle konuştu:

 ?Türkiye´nin de AB´nin de ortak olarak inandığı en önemli değer ahde vefa. Söz verilen hususta üzerinde mutabık kalınan konularda gerekli adımlar gerekli zamanda atılmalıdır. Bu çerçevede birlikte ele aldığımız bir hedefler manzumesi var. 18 Mart zirvesinde bu gözden geçirdik. Bu paket hem mlültecilere yardımı, hem de AB ilişkileri yeni bir eksene oturtup, benzer krize tepki göstermesine sağlamaya yönelikti. Bunun da yolu Türkiye AB ilişkilerini derinleştirmek. Vize muafiyetinin AB Türkiye ayrılmaz asli unsuru olarak görüyoruz. Zaten vize muafiyeti ile bu mekanizmaların uygulayacak olan geri kabul anlaşması ile doğrudan bir ilişki var. Geri kabul anlaşması ancak vize muafiyeti ile birlikte uygulanabilir. Bütün bu mekanizmanın işlemesi için vize anlaşması ve geri kabul anlaşmasının uygulanması ile mümkün olur. Bu tür spekülasyonların ötesinde Türkiye ve AB tarafları olarak, en azından Türkiye olaraktan bunun pozitif bir yöntemde yürümesi gerektiğine inanıyoruz. Meclis´imizde bunun için gece yarılarına kadar çalışıyor. Biz üzerimize düşeni yapacağız. AB´nin de üzerine düşeni yaparak, siyasi gerekçeye düşünmeksizin, hukuki süreci tamamlamasını bekliyoruz. Böyle bir durumun olmaması diye bir ihtimal düşünmek istemiyorum ama zaten öyle bir durumda geri kabul anlaşması da devreye girmeyecek anlamına gelir. Bunun negatif bir opsiyon değil, pozitif iş birliğine dayalı ihtimali öne çıkarmamız gerekir?

?TAAHHÜT EDİLEN PARADA SORUN YOK?

AB Komisyonu Başkanı Tusk, taahhüt edilen parayla ilgili sorun olduğu yönündeki soruya, ?Aslında oyunun en zor kısmıdır. Bugün bakacak olursak, bizler taahhütleri ortaya koyduğumuz gibi bu 3 milyar Avro, bu miktar harcanacak. Güçlü şekilde taahhütlerimizi ortaya koyduk. Bu ziyaretimizde de bunu gösterdik? dedi.

AB Komisyonu´nca, taahhüt edilen paraların nasıl verildiğini, projelerde nasıl değerlendirildiğini daha önce ifade ettiğini belirten Merkel ise şöyle konuştu:

?Almanya olarak bizler de bu parayı tahsil edeceğiz. Avrupa´dan gelen, Avrupa bütçesinden ve diğer ülkeler göndereceği 2 milyar Avro´yu, bu fona aktarmayı kabul etti. Tüm üye ülkeler, bu fona parayı tahsis etmeye karar verdik? diye konuştu. AB Komisyon Başkan yardımcısı Timmermans ise ?Somut olarak, uluslar arası partnerler, anlaşmalar imzaladık. Bugün baktık. En büyük sorunun eğitimde olduğunu tespit ettik. Doğrudan Türk mercilerle anlaşmalar da yapabiliriz. Eğitimin maliyetini paylaşma konusunda. Pek çok olanak var. Bu taahhüdü yerine getirmek için Acil bir şekilde Türk mercilerle çalışmalı. Her bir çocuğun okulunu eğitim alabilmesi, okula gidebilmesi şansı sağlamalıyız. Çünkü müreffeh bir Suriye için yapılabilecek en iyi şey bu? .

Başbakan Davutoğlu ise ?Davutoğlu, Eğitim kurumlarının desteklenmesi, temel ihtiyaçlarının karşılanması gibi, AB´ye bizim ilettiğimiz projeler var. Mülteci ağırlayan şehirlerin Alt yapı sorunları ile ilgili ilettiğimiz projeler var. Kampların işletilmesi ile ilgili yapılan işlet harcamaları ile ilgili projeler var. Bir kısmı devreye girdi. Mesela Bir takımı 95 milyon avro kısmında projenin finansmanının bir kısmını Avrupa sağladı. Bu projeler inşallah çok daha görünür şekilde Suriyelilerin hizmetine sunulacak? cevabını verdi.

?TÜRKİYE AB´YE GİRECEK Mİ??
Türkiye´nin AB´yi girebilecek mi sorusu üzerine Angela Merkel, ?Vize serbestisi Haziran, sonu itibariyle AB Türkiye anlaşması çerçevesinde kararlaştırdık. Türkiye şartları yerine getirmesi gerekiyor. 72 kriterden bahsediyoruz. Bugün de bazı yönlerini ele aldı. Komisyon 4 Mayıs´ta bir krapor sunacak. Bu konuda anlaşmamıza uymamızı istiyorum. Uyacağız. Türkiye´de bu sonuçları bize sunacaktır. Çok yakın işbirliği içerisinde çalışılıyor. Buradaki endişeleri ele almak gerekiyor varsa. Bir taraftan Güvenliği sağlamaya çalışıyoruz. Diğer taraftan da taahhüdün de yerine getirmesini istiyoruz. Yeni bir proje değil vize serbestisi. Uzun süredir ajandamızda olan konuydu? cevabını verdi

MERKEL: "TÜRKİYE´YE BELLİ BİR BAĞIMLILIĞA GİRDİĞİMİZ SÖYLENİYOR"

Güncel olarak, basın fikir özgürlü açısından insan hakları konusunda Türkiye´nin tutumunun da sorulduğu Merkel şu yanıtı verdi:

 ?Basın düşünce ve fikir özgürlüğü konusunda düşünceler genel gelişmeler ile ilgili endişeler dile getiriliyor. konuşmadığımız söyleniyor. Türkiye´ye belli bir bağımlılığa girdiğimiz söyleniyor. Cesaretli olmadığımız ifade ediliyor. Ben sizi temin edebilirim ki, bu kadar sık bir araya gelmemiz bile tüm konuları konuştuğumuzu gösterir. Anlaşma karşıtlık ilkesi çerçevesinde yapılan bir şeydir. Türkiye AB ilişkilerini sıklaştırmak istiyor. Türkiye açısından baktığımızda olumlu gelişmeler görünebilir. Bizim açımızdan da illegal göçün yükünün paylaşılması lazımdır. Basın özgürlüğü, akraditasyonla ilgili sorunlar varsa ki, geçtiğimiz günlerde ARD muhabiri ile ilgili bir konu vardı. Konuştuk. Açıkça konuşuluyor, masaya yatırılıyor. Açık ve samimi bir şekilde ele alıyoruz. Hemen, yüzde yüz hem fikir olmak mümkün olmayabilir. Bu AB´nin diğer ülkelerinde de olsa aynısı geçerli. Onlarla da hem fikir olmayabiliriz. Ama bu görüşmeler, konuşabilmemiz daha fazla ilerleme kaydetmemizi sağladı. Konuşmasaydık, bu kadar ilerlemeyecektik. Bu değerlerin yani basın ve düşünce özgürlüğü gibi değerler kaçınılmazdır. Her zaman ele alıyoruz. Somut konulara da dönüştürürüz?

İfade özgürlüğü ile ilgili soru üzerine Başbakan Ahmet Davutoğlu ise, ?Konuşma AB kültürünün bir parçasıdır. Kabul etmediğimiz husus bizim dışarıdan bakılmasıdır. Bize dışarıdan ve tepeden bakılmasına müsamaha göstermeyiz. Biz Avrupa ailesinin parçasıyız. Basın özgürlüğü konusunda her konuyu konuşabiliriz, paylaşabiliriz. Objektif olarak tartışabiliriz. Türkiye son 2 yılda 4 büyük seçim yaşadı. Bu dönemde kimse herhangi bir propaganda ve fikir özgürlüğü probleminin olduğunu ileri süremez. Birçok yayın organı seçimlerde hükumetim, benim partim ile ilgili yoğun bir eleştiride bulundu. Baskıyla karşılık vermeyi düşünmedim, düşünmeyiz. Demokrasi, basın ile yükselen bir değerdir. Hepimiz buna saygı gösteriyoruz, göstereceğiz. Ola ki yanlış anlaşılan uygulamalar varsa dostça paylaşacağız? ifadelerini kullandı.

GAZETECİNİN TÜRKİYE ALINMAMASI

Davutoğlu, Kahire´den uçakla Türkiye´ye girmek isteyen bir Alman gazetecinin ülkeye alınmaması konusuna da değinerek, olayın tetkik edilmesi talimatını verdiğini ifade etti. Davutoğlu, ?Kahire´den gelen Alman gazetecinin Türkiye´nin alınmaması konusunda bana aktarıldığında tektik edilmesi talimatını verdim. Gazetecinin, gazeteci kimliği ile müracaatının olmadığı anlaşıldı. Turist ve ziyaretçi gibi müracaat ettiği için bazı konular göz önünde bulundurularak, sıkıntılar yaşanmış. Gazeteci olarak müracaat ettiği zaman diğer gazeteciler gibi değerlendiririz? ifadelerine yer verdi.

 KOMEDYENİN CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN´A HAKARETİ

Münferit olaylarda Türkiye´nin suçlanmasının doğru olmadığını söyleyen Davutoğlu, ?Münferit olaylardan hareketle Türkiye´de basın özgürlüğü konusunda ile spekülasyon yapılmasını doğru bulmuyoruz. Bir ailenin parçası olarak paylaşırsak, her şeyi konuşuruz. Her şeyi çok açık yüreklilikle konuşuyoruz? diye konuştu.

Davutoğlu, Avrupa ülkelerinin basın ve ifade özgürlükleri konusundaki endişelerine karşılık kendisinin de son dönemlerde artan ırkçı yaklaşımlar konusunda endişelerini paylaştığını da sözlerine ekledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan´a yönelik yapılan hakareti de hatırlatan Davutoğlu, ?Bende Avrupa´daki son dönemde artan aşırı ırkçı yaklaşımlar ve basına yansımaları konusunu aktarıyorum. Cumhurbaşkanımıza yönelik yapılan hakareti birlikte ele aldık. Basın özgürlüğü, insan haklarını ve insan onuruna saygıyı göz ardı etmemektir. Basın özgürlüğü ancak insan onuru ile daim olabilir. Bir ülkenin Cumhurbaşkanına, herhangi bir kapalı bir ortamda, kulağın bile duymak istemeyeceği gereken ağır hakaretler bulunmak basın özgürlüğü içerisinde değerlendirilebilir mi, bunu konuşmalıyız. Başka bir ülkenin Cumhurbaşkanı yada Başbakanı için, başka bir millet için zikredilseydi, kabul edilebilir mi? Düşünüz ki orada geçen ifadelerin, Avrupa´da Almanya´da gezen bir alman vatandaşı muhatap olduğunda bunun adı açıkça ırkçılıktır. İnsan onurunu ile basın özgürlüğü ile birlikte, AB değeri olarak ele almak ve bunu yüceltmek zorundayız. Ama Türkiye´yi ailenin dışında kabul edip, imtihan salonunda tutarmışçasına sürekli soru sormak da kimsenin haddi değil. Burada sorarsınız. Ama bizim ailenin parçası olarak, açık yüreklilikle konuşabileceğimiz bir ortamda konuşmak icab eder. Bunları dostça aramızda paylaşırız? dedi.

TUSK: "BEN KALIN DİLLİ OLMAYI ÖĞRENDİM VE KABUL ETTİM"

Görüşmelerde Türkiye´deki basın ve fikir özgürlüğü ile ilgili davalar olduğu söylenerek, Avrupa´nın da yakından ilgilendiği davaların da gündeme gelip, gelmediği yönündeki soruya cevap veren Tusk, ?Aslında bizim, toplantılardaki daimi konulardan birisi budur. Tabi ki çok spesifik konular üzerinde yorumda bulunmayacağım. Ancak şahsi düşüncelerimi paylaşmak istiyorum. 30 yıl kadar önce ben kominist hükümete karşı, yasal muhalefetin lideriydim. Sürekli eleştirdiğim için hapse düştüm. Cumhurbaşkanı Erdoğan´da bundan 15 yıl sonra benzer bir deneyim yaşamış. Cezaevine konulmuş. Bu konuda düşüncelerimiz, siyasi ve politikacı olarak, ben kalın dilli olmayı öğrendim ve kabul ettim. Özel bir şekilde bunların ele alınmasını değil tersini düşünüyorum. Hepimiz için ders bu. Coğrafi olarak değişecek bir şey değil, her yerde aynı. Eleştiri ile hakaret aşağılama, hakaret arasındaki fark gerçekten göreceli olabiliyor. Politikacılar farklı karar verebiliyorlar. Fikir özgürlüğü bağlamındı. Bu her yerde böyle. Umarım ki, gelecekte ifade özgürlüğü ana konularımızdan biri olmaz? ifadelerini kullandı

 


Haber Kaynak : İhlas Haber Ajansı

Ukrayna'da iki savaş uçağı havada çarpıştı

Türkiye'den Güney Kıbrıs'taki cami saldırısına kınama

Putin’den Wagner kararnamesi

Kremlin: “Wagner'in lideri Prigojin'i öldürdüğümüz iddiası mutlak bir yalan”

Dışişleri Bakanı Fidan Kiev’de Zelenski ile görüştü

ULUSLARARASI AF ÖRGÜTÜ'NDEN İRAN AÇIKLAMASI

Zelenski: “F-16 tedariki sayesinde Rusya'nın savaşı kaybedeceğine eminim”

Güney California'yı hem fırtına hem deprem vurdu

Kadınlar Dünya Kupası’nda şampiyon İspanya

Rusya’nın insansız uzay aracı Luna-25 Ay’a çarptı

Guterres: "Kıbrıs’ta BM güçlerine yapılan saldırı uluslararası hukuka göre ciddi bir suç olabilir"

COVID-19'un yeni yayılmaya başlayan varyantı Eris hakkında neler biliyoruz?

Türkiye Kıbrıs Konusunda Birleşmiş Milletler’e de bir kınama yayımladı

BM: “Kıbrıs Türk kuvvetleri BM Kıbrıs Barış Gücü görevlilerine saldırdı”

Japon Denizi’nde sular ısındı savaş uçakları havalandı

ABD, Ukrayna'ya F-16 savaş uçakları gönderilmesini onayladı

Türkiye bağlantılı Uygurlar’ı hedef alan tutuklamalar arttı

Kuzey Kore'den şort giyen kadınlara ceza

DSÖ'den yeni Covid alt varyantı 'Eris'e karşı önlemleri kaldırmama uyarısı

2 yıllık Taleban iktidarının bedelini Afgan kadınlar ödüyor

Alman Gazeteciler Birliği: "Gazeteciler Türkiye’ye gitmesin"

  • BIST 100

    9079,97%3,10
  • DOLAR

    32,35% 0,15
  • EURO

    34,93% -0,09
  • GRAM ALTIN

    2322,96% 0,18
  • Ç. ALTIN

    3843,45% 0,00
  • Cuma 24.9 ° / 14.2 ° Güneşli
  • Cumartesi 28.3 ° / 15.1 ° Güneşli
  • Pazar 28.3 ° / 15.7 ° Güneşli