Zeynep Kural-İNCE DOKUNUŞLAR


ANLADIM Kİ BİR KEZ DAHA


Geçtiğimiz haftalarda,  -koridorlarında çokça hayata başka pencereden bakanların dolaştığı- hastanelerdi bana ilaç gibi gelen.

Aklımda olanın bir ömre yetmeyeceği, ruhumda kalanınsa o ömre fazla geleceği yerlerdir oralar benim için. Sanki, hem zamanın hem de insanın hükmünün bilinmezliğini anlatır durur.

Hani hep ertelediğimiz, bazen yüzleşmekten çekindiğimiz korkularla karşı karşıya kalacağımızı hesapladığımız anlar vardır da o anlarda bazı cümleler dua gibi olur ya dilimizde, işte tıpkı bu ruh halinde, biri ilk, diğeriyse son baharını yaşayan iki insan denk geldi hayatıma.

O havayı farklı günlerde soluduğumuz böyle bir ortamda, insanların artık belli konuları konuşmaya çekindiği günlerde, aslında sadece en havadan sudan şeyleri konuşma ihtiyacı hissettiğim anda, tesadüfen karşıma çıkmış, belki bir daha göremeyeceğim, iki başka zamanda doğmuş, iki başka insan kazancım oldu.

İlkinde, kulaklığını takmış, etrafıyla pek de ilgilenmeyen bir gençti yanına oturduğumda beni şaşırtan. Alışageldiğimiz üzere telefon ararken gözlerim, elinde kitap tutuyor oluşuna yanaştım önce. ?Ne güzel? diyerek başlattığım sohbette, gördüm ki artık herkese eşit mesafede olan bir dünyaya, kişisel özgürlükleriyle ve bunun verdiği kendine güvenle gözlerini açan gençlerden biriydi o. İçinde yaşadığı şartların farkında, o dünyanın herhangi bir yerinde insanların huzurla, mutlulukla yaşadığını biliyor, çalındığına inandığı geleceğine ait hayalleri için kimin sorumlu olduğunu sorguluyordu.  

Perdeyi artık geceden aralık bıraktığım, hayırlara uyanmayı umduğum sabahlarda içimden tekrarladığım, ?Sonsuz bir karanlığın içinden doğdum. Işığı gördüm, korktum. Ağladım. Zamanla ışıkta yaşamayı öğrendim. Karanlığı gördüm, korktum. ..? diyerek başlayan Mevlana´nın dizelerinin,

?Dünyaya tek başına meydan okudum genç yaşta.

 Sonra; kalabalıklarla birlikte yürümek gerektiği fikrine vardım.

 Sonra da asıl yürüyüşün; kalabalıklara karşı olması gerektiğine aydım.

Düşünmeyi öğrendim.

Sonra kalıplar içinde düşünmeyi öğrendim.

Sonra sağlıklı düşünmenin, kalıpları yıkarak düşünmek olduğunu öğrendim? diyen tarafıydı benim için.

Diğerinde ise, ?merhaba? diyerek yanıma oturan bir hanımın görmüş geçirmiş halinden geriye kalan bir vazgeçişti bana yansıyan. Yaşadığı iklimde olan bitenler karşısında kendini kaybetmiş gibi hisseden, yarının muhasebesini yaparken geçmişte yaşananları da bilen orta yaş kuşağındandı o da. Hep birlikte susulmuş bir dönemin tanığı, kendisi ve sevdikleri için son derece sıradan mutluluklarda dahi hak iddia etmenin imkanını bulamamış, kendini sorgulayıp duruyordu.

 ?Yaşamayı öğrendim.

Doğumun, hayatın bitmeye başladığı an olduğunu;

aradaki bölümün, ölümden çalınan zamanlar olduğunu öğrendim.

Zamanı öğrendim.

Yarıştım onunla.

Zamanla yarışılmayacağını, zamanla barışılacağını,

zamanla öğrendim.

 Evreni öğrendim.

Sonra evreni aydınlatmanın yollarını öğrendim.

Sonunda evreni aydınlatabilmek için;

 önce çevreni aydınlatabilmek gerektiğini öğrendim? der gibiydi o güzel bakışları.

İkisinin arasında bir yerlerde yakaladıklarımdan bana kalansa hazine gibiydi. Ve bunun bana bir kez daha anlattığı; beynimde uğuldayan, kulağımda çınlayan hayata teşekkürümün hiç bitmeyeceğiydi. Karanlıkla aydınlığın arasında bir yer var. Tüm soruların cevapları orda. Önemli olan sizin ışığa ne kadar yakın durduğunuzdur .

YAZARLAR

  • Cumartesi 24.8 ° / 13.8 ° false
  • Pazar 25.4 ° / 14.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazartesi 25.6 ° / 13 ° Güneşli
  • BIST 100

    9693,46%1,77
  • DOLAR

    32,58% 0,35
  • EURO

    34,75% 0,10
  • GRAM ALTIN

    2507,64% 0,95
  • Ç. ALTIN

    4181,01% 0,22