Cumali KARATAŞ


Çocuk Hikâyeleri


            ***GÜMÜŞ İLE KARABAŞ***

            Hasan Amca yalnız yaşıyordu. Kimsesi yoktu. Hasan Amca´nın yalnızca Gümüş adında bir kedisi ile Karabaş adında bir köpeği vardı. 

Gümüş ile Karabaş önceleri pek geçinemiyorlardı. Fakat sonraları çok iyi anlaşmaya başladılar. Gümüş evde kalırken; Karabaş bahçedeki kulübesinde kalıyordu.

            Gümüş:

-Sahibimiz beni çok seviyor. Ne yerse bana da veriyor diyordu.

Karabaş da:

-Bana da, pişen kemiklerden veriyor. Tadına doyamıyorum. Bazen de benimle konuşuyor, gezdiriyor, oyunlar oynuyor diyordu.

            Bir gün Hasan Amca, kasaptan aldığı eti masanın üzerinde unutarak dışarı çıktı. Çok geçmeden Gümüş bunun farkına vardı. Masanın üzerindeki etin etrafında dolanmaya başladı. 

            Gümüş bir türlü nefsine hâkim olamıyordu. Hasan Amca´nın buna kızacağını biliyordu. Buna rağmen, yine de eti yemek için sabırsızlanıyordu. 

            Gümüş´ün, avına atılacak gibi patilerini hazırladığı sırada, kapının önünde Karabaş belirdi?                                                                             

Karabaş, Gümüş ile oynamak istiyordu. Fakat kaç kez seslense de Gümüş´ten bir yanıt alamamıştı.     

            Karabaş kaygılanmıştı. Gümüş´ün başına bir şey gelmesinden korkuyordu.                                                                      

Hemen ön ayaklarıyla pencereye tırmanarak Gümüş´e baktı. Bir de ne görsün? Gümüş masanın üstündeki poşeti açmaya uğraşıyordu.

            Hızla içeriye dalan Karabaş, poşeti tırmıklayan Gümüş´e kızdı:    

            -Ne yapıyorsun sen deli misin, sahibimiz ne der sonra?

            Gümüş:

            -Aptallık etme, ikimizi de yeter. Gel birlikte yiyelim. Kimse bizi görmez. 

            Gümüş, poşette et olduğunu anlamıştı. Etin kokusu burnuna geliyordu.  

            -Olmaz dedi Karabaş, emanete dokunulmaz. Sonra bir daha sahibimiz bize asla güvenmez. 

            Gümüş ne kadar diretse de, Karabaş onu dinlemedi. Masanın üstünden indirerek, Gümüş´ü evden dışarıya çıkardı.

Tam o sırada Hasan Amca geldi?      

Sağa sola bakınan Hasan Amca, masanın üstünde eti unuttuğunu anladı. Gümüş ile Karabaş´ın eti yemedikleri için çok de memnun oldu.  Bu güzel davranışları için, aldığı eti onlara ödül olarak verdi. Gümüş ile Karabaş buna çok sevindiler.    

Gümüş, eti yemesini engelleyen Karabaş´a çok kızmıştı. Ama bu olay karşısında çok utandı. Yaptığının çok yanlış bir şey olduğunu anladı. Karabaş´a hak vererek, ondan özür diledi. Bir daha böyle bir şey yapmayacağına da söz verdi.

****KARTAL VE YAVRU SİNCAP***                                          

            İki sincap kardeş evde yalnız kalmışlardı. Yavru sincapların anne ve babası bir yakınlarına gezmeye gitmişlerdi.

Bir süre sonra evlerinin kapısı çaldı?

Anneleri:

-Sakın ha kapıyı hiç kimseye açmayın yavrularım!.. diye sıkı sıkıya uyarmıştı. Bu yüzden kapıyı açmadılar.                                                             

Kapı yeniden çaldı. Yine ses çıkarmadılar. Korkuyla dinlediler.

 Kapı, üçüncü kez hızlı bir şekilde çalınca, korkuları daha da arttı.        

Büyük yavru:

-Kim o! diye seslendi.

Kapıdaki ses: 

-Benim yavrum, kapıyı aç dedi.

Tereddüt ettiler?                                                                                    

Annelerinin sesine benziyordu.

Büyük yavru sincap:

-Kapıyı açmayalım, ne olur ne olmaz yine de dedi.                                    

Fakat ikinci kez aynı ses duyuldu.                                                                 

Bunun üzerine, küçük yavru sincap aniden kapıyı açtı. Açar açmaz da dev bir kartalla karşılaştı. Annelerinin sesini taklit eden kartal küçük yavru sincaba saldırdı?

Kartal, küçük yavru sincabı pençesiyle yakalamıştı. Fakat beklenmedik bir şey oldu?                                                                                    

Kartal tam uçacağı sırada küçük sincap pençesinden kaydı. Yere düşen sincap, hemen bir ağaca tırmanarak gözden kayboldu. 

Kartal, yere düşürdüğü yavru sincabın peşine düştü. Yeniden yakalamak istese de bulamadı. Küçük sincap yüksek bir ağacın sık yapraklı dalları arasında güvendeydi.  

Bu arada, kardeşinin kartal tarafından yakalandığını gören Yavru Sincap çok korkmuştu?

Yuvanın kapısını hemen kapatarak, ağlamaya başladı.

Kartal, yeniden yuvanın kapısına gelip;

-Yavrum, ben geldim, annen! dediğinde de artık inanmadı.

Kapının sıkı sıkıya kapalı olduğunu gören kartal, kapıyı açtıramayacağını anlayarak uçup gitti.  

Biraz sonra anne ve baba sincap geldiğinde, korkuyla saklanan küçük  yavru sincap onların yanına indi. Olanları bir bir anne ve babasına anlattı.

Çok üzülen anne ve baba sincap kapıyı açan yavru sincaba sarıldılar.  

Yavru sincap ağlamaya başladı.                                                                      

Anne sincap, çok korkan yavru sincabı sakinleştirmeye çalıştı. Bir daha böyle bir şeyin olmayacağını da söyledi.                                             

Yavru sincap yaptığı hatayı anladı. Çok pişman olmuştu. Annesinin sözünü dinleyen uslu bir sincap olacağına söz verdi.

***ARI  ÖĞRETMEN***

            Arılar köyüne yeni bir öğretmen gelmişti. Okula gitme çağında olan çocukların okula kayıt olması için çaba harcıyordu. Büyüklerin de okumayı öğrenmesini istiyordu.

Köylüler onu sevmeye başlamışlardı. Yakın köylerde bile arılar köyü öğretmeninden övgüyle söz ediyorlardı.

            Okulların açılmasına daha epey zaman vardı. Arılar köyünün öğretmeni köye erken gelerek araştırmaya başlamıştı bile.                  

Öğretmenin köye erken gelmesinin amacı, köydeki okur-yazar olmayanların belirleyip okuma-yazma kursu açmak istiyordu.                      

Ayrıca, okula gitmesi gereken çocukların sayısını tespit edip, onların da mutlaka okula gitmesi gerektiğini çocuklara ve onların ailelerine söylemekti.     

            Arı öğretmen, arılar köyünün eğitim ve öğretim durumunu öğrendikten sonra Kraliçe arı ile de görüşmek istiyordu.                                      

Arı öğretmen köyün çocuklarından çok umutluydu. Yarın, her birinin okuyup adam olarak, çok iyi yerlere geleceklerine inanıyordu. Arılar köyünde güzel ve olumlu şeyler yapacağı konusunda çok iyimserdi.  

            Köyde araştırma yapan arı öğretmenin elde ettiği sonuç hiç de iyi değildi. Çoğu yetişkin arılar bile daha okuyup yazmasını bilmiyorlardı. Okula gitme gereken çocukların çoğu da henüz okula gitmiyorlardı. 

            Arı öğretmen, bir sabah Kraliçe arı ile görüşmeye gitti. Kraliçe arıya köyün eğitim ve öğrenim durumu hakkında bilgi verdi? Bu konudaki olumsuzlukları da tek tek söyleyerek yardım istedi.

            Kraliçe arı:

            -Demek durum bu kadar kötü ha diyerek kaygılandı.

            -Evet dedi arı öğretmen; ne yazık ki böyle.

            Kraliçe arı:

            -Ne yapmamız gerekir peki dedi.

            Arı öğretmen:

            -Önce siz bir velilerle görüşürseniz yararlı olur? Çocuklarla birlikte, yetişkin arıların da okur-yazar olmalarını sağlayabilirsek çok iyi olur dedi.   Arı öğretmen okumanın, eğitimli olmanın yararlarını bir bir anlattı? Kendilerine, ailelerine, köylerine oldukça yararlı olabileceklerinden söz etti. Arılar köyünden de neden öğretmen, doktor, mühendis çıkmasın dedi. 

            Kraliçe arı, arı öğretmene hak verdi. Çok geçmeden de bütün arıları topladı. Arılara, çocuklarını okula göndermelerinin ve okuma, yazma öğrenmelerinin yararlarından söz etti.                                                                

Daha sonra, arı öğretmen de arılarla bir görüşme yaptı. Sonuç olumlu ve sevindiriciydi.

            Bir süre sonra arı öğretmen okulda okuma, yazma kursu açtı. Kursa tüm okuma ve yazma bilmeyen yetişkin arılar katıldı.                         

Kurs çok başarılı geçmişti. Kursa katılan arılar okuma ve yazmasını öğrenmişlerdi. Hatta bazı arılar gazete ve kitap bile okumaya başlamışlardı. 

            Okullar açıldığında arılar köyü bayram yeri gibiydi?                   

Öğrenci arılar sevinç içinde okula gidiyorlardı. Anne ve baba arılar da öğrenci arıları yalnız bırakmamışlardı.                                                           

En önemlisi, öğrenci arılar okuyup, adam olacaklarına inanıyorlardı.   

 Cumali Karataş

YAZARLAR

  • Cuma 24.9 ° / 15.2 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Cumartesi 24.8 ° / 13.8 ° false
  • Pazar 25.4 ° / 14.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • BIST 100

    9693,46%1,77
  • DOLAR

    32,58% 0,35
  • EURO

    34,75% 0,10
  • GRAM ALTIN

    2507,64% 0,95
  • Ç. ALTIN

    4181,01% 0,22