Can UĞURATEŞ-Sırası Geldikçe


GÜNDEMDEKİ KUDÜS


Ortadoğu coğrafyası darmadağınık halde ve önde gelen Arap ülkelerinin müdahale güçleri yeteri kadar azalmışken, Trump, Kudüs´ü İsrail´in başkenti olarak tanımaya hazırlanıyor.

Kudüs, bölgenin en kritik konumunda yer almaya devam ederek önemini korurken, en büyük özelliği, üç semavi din inananları tarafından kutsal olarak tanımlanması. Bu gün Kudüs´le ilgili uluslar arası bir konsensüs oluşmuş durumda. Kudüs´te; 1200 civarında sinagog, 158 kilise ve 73 cami bulunurken, Filistin´le yaşanan gerginlikle devam eden kaotik bir sürece rağmen, konumunu koruyor.  

İsrail, David Ben-Gurion tarafından, 14 Mayıs 1948´de kuruluşunun ilanının hemen ardından, önde gelen Arap ülkeleri tarafından, 24 saat sonra savaş ilan edilerek saldırıya maruz kaldı. Bu ülkeler; Mısır, Suriye, Ürdün, Irak ve Lübnan. Bu savaşın başlamasıyla, Türkiye´yi etkileyen önemli bir sabotaj faaliyetinin de tetiklendiği halen tartışılıyor. Türkiye´nin ilk silah fabrikasını kuran Nuri Killigil, bu gelişmenin ardından adı geçen Arap ülkelerine silah sevkiyatına başladı. Nuri Killigil, 1 Mart 1949´da Mısır ile önemli miktarda silah için antlaşma imzaladı ve bir gün sonra, 2 Mart 1949´da, 1933´ten itibaren üretim sürecinde olan fabrikası sabote edilerek yangın çıkarıldı. Depolarında meydana gelen patlamalarla fabrika tamamen imha olurken, Musevi çalışanların o gün mesaiye gelmediği iddia edildi. Bu olayda Nuri Killigil dâhil mühendislerden 27 kişi, yani beyin tabakası hayatını kaybetti. Türkiye önemli bir ekonomik değerinden mahrum kalırken, ilginç bir gelişmeyle dört gün sonra İsrail´i tanıyan ilk Müslüman ülke oldu. Nuri Killigil, Filistin mücadelesine de silah aktarırken, yeni kurulmuş olan Pakistan´la da silah antlaşması yapmıştı, Suriye için de havan silahı üretiyordu.

Ortadoğu´da sular bir türlü durulmazken, bu günkü konjonktürde meydana gelen gelişmeler, savaşı yeniden körüklüyor durumda. İsrail, Suriye´de bulunan İran üssüne bir hava saldırısı düzenledi. Mısır tarafından da İsrail´e, Sina bölgesinden füze atılmış ve karşılığın nasıl olacağı beklenirken, Trump´ın, ABD Büyükelçiliğini Kudüs´e taşıma planı yeniden ortaya çıktı. Suudi Arabistan´ın, ABD kontrollü olduğu değerlendirilen ve açıklamalarla, ABD tarafından desteklenen değişim süreci devam eder, Bahreyn Katardan toprak talebinde bulunur, Yemen ile Suudi Arabistan arasında sıcak çatışma ortamı artarken, ortaya çıkan bu gelişmeye cevap verebilecek tüm ülkeler, bir şekilde meşgul edilmiş durumda. Zaten önemli oranda tepki veren tek ülke Türkiye.  BOP ile başlayıp, Arap Baharı adıyla tanımlanmasının ardından Ortadoğu´yu cehenneme çeviren gelişmelerle, bölgede bu duruma tepki verebilecek pek ülke kalmamış görünüyor. Tüm gelişmelerin, her ne kadar enerji üzerine kurulu paylaşım kavgası görünümünde olsa da Büyük İsrail´in, vaat edilmiş toprakların tanzimi üzerine kurgulu senaryo olduğu gerçeği, yeniden gündemde.

ABD bu kararı ertelemeyip, uygulamaya koyar mı göreceğiz. Ancak bu gelişmenin ardından, bölgede fitillerin yeniden ateşlenmiş olacağı gerçeği göz ardı edilemez. Bu coğrafyanın, binlerce yıllık kaosa dayalı kaderi değişmeksizin korunuyor. Kimse net olarak ve açıkça dile getirmese de Dünyanın en önemli sorununun, dinlerin yayılımı ve üstünlüğünü kabul ettirmeden kaynaklı olduğu gerçeği açıkça ortada duruyor. Museviliğin kapalı yapısıyla, ilk semavi din olma özelliğini, çeşitli konumlarda ezoterik boyutta kullanımıyla oluşturulan lobilerin, ABD önde gelmek üzere güç odakları üzerindeki etkinliği devam ederken, Kudüs´ün başkent olarak tanınmasıyla, önemli bir kazanım sağlanmış olunacak. Bu kazanıma, coğrafyanın kadim sakinlerinden olan Müslüman ülkelerin vereceği tepki, günümüzdeki durumlarıyla çok da etkin olacağı ihtimalini göstermezken, asimetrik boyutta, İsrail başta olmak üzere, ABD dâhil birçok ülkede terör eylemlerinin artabileceğini öngörmek gerekir. ABD´nin, yedi ülkeyi kapsayan vize yasağının tam da bu zamanda onaylanmış olmasıyla, ABD, kendince terör ürettiği iddiasında olduğu ülke vatandaşlarını uzak tutmayı hedeflemiş görünürken, halen ülkede yaşamakta olan Müslümanlar için nasıl bir tedbir alacak?

ABD, 2. Dünya Savaşında, Pearl Harbor baskını ardından, ABD vatandaşı olanlar dâhil ülkede bulunan tüm Japon asıllıları toplama kamplarına almaktan çekinmemişti. Meksika sınırına duvar çeken ve maliyetini Meksika´ya ödeteceğini iddia eden Trump, göçmenler konusunda yaptığı söylemlerle eleştirilirken, aldığı kararları uygulatmaya başlamış görünümünde, yeniden güçlü ABD algısıyla Ortadoğu´da rol kaptırmama telaşındayken, böyle bir gelişmenin getirisiyle, hem bölge insanı hem de küresel insanlık için ağır sonuçlar ortaya çıkabilir.

YAZARLAR

  • Perşembe 24.1 ° / 11.6 ° Güneşli
  • Cuma 24.9 ° / 14.2 ° Güneşli
  • Cumartesi 28.3 ° / 15.1 ° Güneşli
  • BIST 100

    8806,72%-0,01
  • DOLAR

    32,25% 0,26
  • EURO

    35,08% 0,67
  • GRAM ALTIN

    2270,84% 0,79
  • Ç. ALTIN

    3854,72% 0,51