Bu Boykot işi önce sosyal medyada bir arkadaşımın yaptığı paylaşımda gözüme çarptı. Ayrıntıları çok hatırımda değil ama önümüzdeki seçimlerde oy kullanmayarak seçimleri boykot edelim gibi bir çağrı yapılıyordu? Bir kaç gün sonra bir muhalif gazetede, çok okunan bir köşe yazan ve yine çok izlenen muhalif bir TV kanalında program yapan bir gazetecinin gazetesinde ?Boş verin 50 artı biri filan önümüzdeki seçimlerde dağ taş dere tepe demeden çalışıp milletin sandığa gitmeyerek seçimlere katılım oranını %50 nin altına düşürelim ve bu seçimleri tüm Dünyaya gayrı meşru olarak duyuralım? diye uzun uzun yazmıştı. Yani bir çeşit Boykot!
Biliyorsunuz Boykot yabancı bir kelime ve bize yabancı bir hak arama eylemi. Bize yabancı olmasına rağmen Osmanlı İmparatorluğu zamanında bile bu enstrümanı kullanmışız Avusturya devletinin Bosna-Hersek eyaletimizi sınırları içine katması üzerine imparatorluğun her yerinde Avusturya Mallarına karşı bir boykot çağrısı yapılmış? Başarılı olup olmadığını bilmiyorum ama Avusturya´nın Bosna-Hersek´ten 1918 e kadar çıkmadığı bir gerçek?
1979 yılı müthiş bir yıldı. Yurtta açıklanmamış bir iç savaş yaşanıyordu. Hükümet çok az sayıda bir parlamento çoğunluğuna dayalı olduğu için alabildiğine tedirgin, zaman zaman ne yapacağını şaşırmış durumlara düşüyordu. İşte o yılın 14 Ekiminde senato 1/3 yenileme seçimleri yapılacaktı? O yıllarda senato diye bir parlamento organımız daha vardı 150 üyesi vardı 1/3 ü her dört yılda bir yenilenirdi. Çift meclis sistemi uyarınca demokrasiyi daha iyi duruma getirmeyi çoğunluğun diktasını önlemeyi amaçlayan bir iyi niyetle kurulmuştu. 1961 anayasasının bir ürünüydü? İşte o yıl yapılacak Kısmi Senato seçimleri aynı zamanda boşalan 5 milletvekilliği için de yapılacak ara seçimlerle birlikte yapılacaktı. Kampanya çok sert başlamıştı Muhalefetin başında o zamanlar yıllar sonra da çok esaslı bir demagog olarak örnek gösterilecek Süleyman Demirel vardı? Görünüş itibariyle Ülkede her şey Bülent Ecevit´in başında bulunduğu bağımsızlarla birlikte oluşturulmuş hükümetin aleyhindeydi: Ekonomi iyi işlemiyordu, iç barış iyice bozulmuş; neredeyse açıklanmamış bir iç savaş yaşanıyordu. Bülent Ecevit Sosyal demokrat bir liderdi, bu özelliği nedeniyle beklenen Ülkedeki sol yapılanmaların hiç olmazsa bir dönem iktidarda kalmasını destekleyeceğiydi?
İşler öyle olmadı: Ülkenino zamanın koşullarında göreceli olarak çok önemli ve önde gelen bir sol fraksiyonu seçimleri boykot çağrısı yapıyordu! Bu Fraksiyonun yayınladığı ve Türkiye´nin her yerinde dağıtılan derginin 3 Eylül 1979 tarihli 30. sayısının kapağında ?Bütün devrimcileri yurtseverleri ve ilericileri, bütün emekçi halk güçlerini sıkıyönetim güçleri tarafından yürütülen faşist baskı ve yasaklara karşı bir protesto gösterisi olarak Seçimleri Boykot Etmeye çağırıyoruz?? ve hemen altında ?işçileri, memurları, gençleri, teknik elemanları, tüm emekçi yoksul halklarımızı seçimleri boykot ederek hakim sınıfların baskı ve saldırılarına karşı direnmeye Direniş Komitelerinde örgütlenmeye çağırıyoruz?? duyuruları yer alıyordu. Derginin iç sayfalarında bu Boykot´un ne kadar haklı olduğunu anlatan yazılar yer almaktaydı? Seçimler yapıldı ve Süleyman Demirel´in AP si %49, Bülent Ecevit CHP ile %29 oy almışlardı. Çıkarılan senatör sayısı ise 33 e 12 idi?Boykotun nasıl uygulandığını kimler üzerinde ne kadar etkili olduğunu, olaydan hemen bir kaç yıl sonra tanıştığım, CHP´nin Artvin Senatör adayı çok acı biçimde anlatmıştı?
Gelelim bu güne; ilk hamlede alacağınız karşılık, eğer eşref saatlerindeyseler en hafifinden ?yenilgilerini kamufle ediyorlar? denilecektir. Aksi halde yani acayip sinirliyseler ?bizi dünya aleme rezil etmek için kripto fetöcülerin işidir? denilecek ve boykot komiteleri her türlü illegal ithamlarla toparlanacaklardır!
Seçimlere katılım da her türlü yüksek oranlarda çıkacaktır.
Bana kalırsa herkes elinden geleni yapmalı ve bu iş sandıkta bitirilmelidir.
