Bu hafta tamam veya devam maçı için 5 Ocak Stadının çim zeminine çıkan Adana Demirspor´un rakibi, Play-Off ?a kalabilmek için mücadele eden İzmir temsilcisi Altınordu takımı. Hafta başından beri eski ve yeni yönetimde yer alan kişilerin taraftarı tribüne daveti, yeteri kadar etki yapamamış olsa gerek, 17 bin kişilik bir taraftar topluluğu beklerken, 6-7 bin kişinin maça icabet ettiğine üzülerek şahit olduk. Maç başlamadan patlatılmak suretiyle sahaya atılan ve maç boyunca da atılmaya devam edilen patlayıcılar da Şimşekler grubunun ayıbıydı demek yerinde bir görüş olur diye düşünüyorum. Öyle ki basın mensuplarının bile basın tribününe girerken didik didik arandığı bir ortamda, stada bu patlayıcıları sokulması düşündürücü. Üstelik insan sağlığına zarar verdiği kadar, gürültü kirliliğine yol açan bu patlayıcıların, federasyon tarafından kulübe verilecek cezada da etken olacağı muhakkak.
Maça gelince, ev sahibi takımın topçuları karşılaşmaya o kadar motive olmuşlardı ki, aşırı konsantrasyonun ters teperek zarara yol açabileceği düşüncesine kapıldım bir an. Sadece ilk yarıda 7 net pozisyona giren futbolcuların bir an önce gol atma isteklerini açıkça görebilmek mümkün. Her ne kadar ilk yarı golsüz bitti ise de, ikinci yarı daha dengeli bir oyun ortaya koyan Demirspor 57.dakikada özlediği golü Lalawele´nin ayağından buldu. Bu dakikadan sonra, hem profesyonelce zamandan kazanmak hem de ilk yarıdaki müthiş temponun etkisinden olsa gerek, adale kasılmalarına sık sık şahit olduk. Sonuç itibariyle alınan bu üç puan, önümüzdeki sezon da Adana Demirspor´un bu Ligde oynaması için yeterli oldu. Maç sonu bazı taraftarların yönetimi istifaya davet etmeleri, sezon boyu ne kadar bastırılmış duyguları olduğunun delili olsa gerek.
Bu maçın tamamlanmasını bekledim açıkçası. Benim ve sokaktaki vatandaşın görüşleri olarak bazı hususlara dikkat çekmekte fayda görüyorum. Şöyle ki:
1940 yılında kurulan ve tarihi üstün başarılarla dolu Adana Demirspor takımının şu an içinde bulunduğu konum gözlerden uzak tutulmamalı. Son iki senedir 1.Lig´de mücadele etmesi mucizelere bağlı olarak gerçekleşen bu takımı, tek destekleyen taraftarıdır. Gerek kulübü yönetenler, gerek maçı kazan gel parayı al diyen şehrin ileri gelenleri esasen bu takıma iyilik yapmadılar, bilakis kötülük yaptılar. 78 yıllık bir mazisi olan bu kulübün son iki yılda düştüğü durum için bazı kişilerin şapkalarını önüne koyup düşünmelerinde fayda var. Geçen sene yağmur sebebiyle yarım kalan Şanlıurfaspor maçını ertesi günü kazanmasaydı Demirspor, daha o sene renkli gruba düşecekti. İkili averajla 1.Ligde kaldı ve komşu Şanlıurfaspor 1.Lige veda etti. Bu olaylardan hiç ders alınmamışçasına, geçen yıl takımda oynayan bütün futbolcular gönderilerek, Sayın Giray Bulak´ın hocalığında yepyeni bir kadro oluşturuldu. Henüz Ligin 10.haftasında takım istenilen sonuçları alamayınca, yukarıda adı geçen hocamızla helalleşilerek, kulüp bir batağın içine itildi. Gelenler, gidenler şamar oğlanına dönderdi bu takımı. Zor şartlar altında bu takımın başına getirilen ve iyi niyetle gereğini yapan Sayın Mustafa Uğur hocamı cani gönülden kutluyorum. Hocam, ne gerekiyorsa harfiyen yerine getirdi ve takımı Ligde tutmayı başardı. Hocamıza verdiği emekler için sonsuz teşekkürler ediyoruz.
Bu Kulübü yönetenler ve ileride yönetecek olanlar, şu taraftar topluluğunun kıymetini bilin. Yukarıda da belirttiğim gibi, son iki sezondur düşmemeye oynayan bu takımı sanki şampiyonluğa oynuyormuş gibi destekleyen taraftara bir borcunuz var. Gerekli dersleri çıkartarak, taraftara yakışan ve zirveye oynayan bir takım kurun ve borcunuzu ödeyin artık. Her hafta basın toplantısı yaparak etrafa şirin görünmek devri bitmeli, koca çınarı layık olduğu yerde görmek istiyor bu şehrin çocukları. Anadolu´nun hiçbir yerinde sahip olmayan bir taraftar kitlesine sahip Demirspor. Bu kitleyi üzmeye hiç kimsenin hakkı yok. Bu hakkı kendinde görenler, elbet bir gün bunun hesabını Adana Demirspor´un tarihine verirler.
Kâbus gibi bir yılı geride bırakacak olan Adana Demirspor´un bir daha böyle sezonları yaşamaması dileğiyle.
