Ahmet DUMAN


Günah, Yasak ve Spor.


                                                                                                                                                      

İnsan yönetilir. Yöneltilir. Yönetme ve yöneltilme temel olarak evirip çevirme olarak da tanımlanabilir. Birey arada sırada bu işten, yani yönetme ve yönetilme işinden sıkılır özgür takılmak ister. O zaman da karşısına başka iki kavram dikilir: Günah ve Yasak! Bu iki kelimeyi ne zaman görsem aklıma hep o, şimdi yazarken de kullandığım ünlem işareti gelir. Çünkü her iki kavram da yavaş, bağırmadan, sakince ifade edilmez. Hep öyle öğrenmedik mi?

Günah, bazı eylemlerin hatta düşüncenin dini kuram ve kurallara uygun olmayan biçimine diyoruz. Yasak ayrı bir şey O da aynen arkadaşı günah gibi. Ancak yasak günahtan bir noktada ayrılıyor. bu ayrılma temel olarak bu yasak ve günah dediğimiz şeylerin nereden kaynaklandığına bağlı. Günahı tümüyle fizik ötesi makam ve merciler tarafında koyulmuş, yasak ise daha bir Dünyevi. Çünkü toplum yasakları kendisi koyar kendisi de uyar! Çok demokratik gibi görünüyor değil mi? İşin esasının hiç de öyle olmadığını yaşadıkça görüyoruz. Toplumlar Din ile inançları kullanarak yönetilecekse çok iyi örgütlenmiş Günah ve sevap eşgüdümü sağlanmış olmalıdır. Bunu dahi yaşamaktayız?

Bizim çocukluğumuzda top oynamak günah sayılırdı. Siz bakmayın ?arsa? edebiyatına. Efendim İstanbul´da betonlaşma başlayınca boş arsalar azalmış o nedenle iyi futbolcu yetişmiyormuş! Zaman zaman bu edebiyatı bazı spor yorumcuları yapardı. Asıl sorun evdeki baskıydı çoğu anne baba çocuğuna ?top oynayarak ne olacaksın bak oku doktor, mühendis, avukat ol? derlerdi. Hey gidi günler! Ne bilsinler işin buralara geleceğini? Bilseler özel dershaneye gönderirlerdi çocuklarını. Örneğin  kapısında ?transfer garantili kaleci yetiştirilir.?  Yazan bir dershane düşünün. Evet, şimdi var da; o zamanlar yoktu!

İşin bir öteki yüzünde ise Sevap ve Şükür var. Sevap, iyi olduğunuzda alacağınız armağan. Şükür ise aldığınız armağan karşılığında verene teşekkür.

Şimdilerde her spor dalında sporcular dua ediyor, şükür de? İlk kez Hıristiyan sporcularda görmüş ve şaşırmıştım: Bir futbolcu sahaya çıkarken o çok bilinen hareketi yapıyor sağ elinin parmak uçlarını iki omzuna götürüp sonra öpüyor. Demek ki, dindar. Bir iki derken iş yayıldı; futbolcularda başlayan bu eylem diğer spor dallarına da sıçradı: çoğu sporcu maçtan önce ve maçtan sonra o işareti yapıyor. Müslümanlarda böyle şeyler yoktu, önce güreşçiler dudakları kıpır kıpır ellerini huşu içinde yüzlerine sürerek mindere çıkmaya başladı sonra bazı futbolcular aynı hareketi yaptılar güya mahcup! Çaktırmadan. Sonra iki elini açıp dua eder gibi elini yüzüne çalanlar oldu. Giderek iş daha boyutlandı; Atiker Konya spor antrenörü maç sonrası basın karşısında başarılarının ?inançlı? çalışmalarının bir sonucu olduğunu söyledi?

16. Dünya Atletizm şampiyonasında, bir şey dikkatimi çekti çoğu futbolcu yukarda sözünü ettiğim kutsal işareti yapıyor. Ama artık özellikle Afrika Kıtasından gelen çoğu Müslüman sporcu da kendi ritüellerini göstermekteler: Secde ediyorlar! İnanılmaz, diyecekken, birisi çıtayı iyice yükseltti: Secdeden sonra sağına soluna selam verdi! Adam yarım rekât namaz kıldı yahu! İş tam burada kritik durumda: O Afrikalı sporcusunun futbol takımı her gol attıktan sonra 11kişi hep birlikte namaza durursa?

Şaka filan derken iş Dinler Arası Maçlar turnuvasına kadar gidecek gibi görünüyor. IAAF, UEFA, FİFA gibi Uluslar arası kuruluşların bu tür gösterileri yasaklaması gerekir diye düşünüyorum. Herkesin inancı da inançsızlığı da kendisine.

Değil mi?      

 

YAZARLAR

  • Cuma 24.9 ° / 14.2 ° Güneşli
  • Cumartesi 28.3 ° / 15.1 ° Güneşli
  • Pazar 28.3 ° / 15.7 ° Güneşli
  • BIST 100

    9079,97%3,10
  • DOLAR

    32,35% 0,15
  • EURO

    34,93% -0,09
  • GRAM ALTIN

    2322,96% 0,18
  • Ç. ALTIN

    3843,45% 0,00