Ahmet DOKUZOĞLU-NE DEMİŞTİK?


KREDİ


 Ziraat Bankası oldu olalı bu kadar telaşlı olmamıştı.

               Bakan gelmiş, müsteşar gelmiş, İçişleri, Dışişleri hepsi Adana´ya inmişlerdi. Banka içinde, ülke içinde önemli bir gündü. Bankanın bulunduğu taş binanın yanından kimse geçemiyordu. Her yanda koruma vardı. Bankanın güneyinden geçen Abidin Paşa Caddesi boydan boya insan kaynıyordu. Ellerinde bayraklar;

           ?Menderes? Menderes??diye yeri, göğü inletiyorlardı.

             Parti görevlileri her on metreye bir görevli koymuş, halkın temposunu canlı tutmaya çalışıyorlardı. Dışişleri Bankanı penceresinden elini kaldırıyor halkı selamlıyor, sonra da içeri girip kredi pazarlığı yapıyordu.

              Kambiyo uzmanı Levent Bey´e göre içeride Almanya Başkonsolosluğundan Hanss vardı. Türkiye ye alt yapısını geliştirmesi için kanalet yardımı yapılacaktı. Yapılanları yerinde görmesi için Almanya hükümeti Konsolos görevlisini Adana´ya göndermiş:

             ?Git yapılanları kontrol et. Ona göre krediyi verelim.?demişti.

               O da Adana´ya kadar gelmişti. Dışişleri Bakanlığı da tesadüfen buradaydı. Verecekleri kredi önemli bir krediydi. Beş yıl ödemesiz ve faizsizdi. Bazılarının dediğine göre ?bedava? bir krediydi.

              Almanya´dan kredi almak kolay iş değildi. Sağ olsun Dışişleri bakanı işi iyi beceriyordu. Alman Hükümetiyle yakın dostluk ilişkilerinden dolayı alınıyordu kredi.

              Bankanın kapısında silahlı polis memurları vardı. Eli ayağı düzgün olmayanı içeri almıyorlar, gelenden kimlik soruluyor, üzerleri arayıp öyle bırakıkıyordu. Polislerin böyle davranmasını bizzat Banka Müdürü istemişti. Bakan´ın, Müsteşar´ın ve üst düzey büyüklerin Adana´ya geleceğini bir o biliyordu. Banka çalışanları büyüklere karşı mahcup olmamalıydı. Hatta Adana´nın ileri gelen zenginlerine ;

              ?Bankaya gelmelerini ve Bakan beyle konuşma fırsatı bulmalarını ? o istemişti.

                Çok becerikli bir müdürdü Selahattin Bey. Her tarafta kolu vardı. İstese doğrudan Başbakan Menderes´e bile ulaşabilirdi. Herkes biliyordu ki Müdür Başbakan Menderes´in özel adamıdır. Onu Adana´ya Menderes göndermiştir.

                Levent Bey veznedar Cemil beyin yanına geldi.

              ?Cemil.?dedi.?Hazırlıklı ol birazdan ikimize görev çıkacak.?

                Veznedar Cemil ayağa kalktı. Üzerinde oturduğu ağaç sandalyeyi düzeltti. Doğruca tuvalete gitti. Aynada kıvırcık saçlarını taradı. Bıyıklarını yana doğru kıvırdı. Bir süre kendine baktıktan sonra geri döndü. Ağaç sandalyesi yerinde duruyordu. Bulunduğu yerden servis koridorlarına baktı. Bütün memurlar çalışıyorlardı. Ayakta kimse yoktu. Hatta tasarruf servisi şefi Halil Bey bile çalışıyordu. Hem de öyle bir çalışıyordu ki görenler işi bitmeyecek sanırdı. Direğin dibinde oturan Hülya ise kalamozayı önüne almış elindeki dekontları karşılaştırıyordu. Görünüşte bir şeyler tutturmaya çalışıyordu. Belki de aylardır ilk defa eline iş alıyordu.

                İkinci katta Müdür odasının kapısında Müdür yardımcıları bekliyor, Müdürden gelecek talimatı aşağı bildiriyorlardı. Müdür´ün masasına Bakan Bey oturmuştu. Önündeki Deri koltuklarda Konsolos görevlisi ve Bakan´ın yakın adamları vardı. Vali Bey de kapının arkasındaki ağaç sandalyede oturuyordu.

                  Müdür dışarı çıktı. Onu telaşla Müdür yardımcısı Abdürrezzak Bey karşıladı. Müdür ona bir şeyler söyledi. Sonra Müdür yardımcısı hızla aşağı inerek Levent bey´in yanına geldi.

                 ?Levent ? dedi.?Müdür bey seni çağırıyor.?

                  Levent merdivene doğru tırmandı. Müdür kapıda onu bekliyordu. Levent´i görünce:

                   ?Levent?dedi.?İçimizde bir Almanca bilen sen varsın. Bu adam ille de  ?kanaletleri göreceğim.? diyor. Bakan bey çok uğraştı ama ikna edemedi. Adam; ?Göreceğim de göreceğim.? diyor. Siz hemen hazırlanın kanaletleri gösterin. Adam inanırsa üç milyon dolar verecekler. Bu çok önemli bir para. Her şey adamın, ?evet ?demesine bağlı.?

                   Levent;

                  ?Peki müdür bey.?dedi ve aşağı indi. Doğruca Veznedar Cemil´in yanına geldi.

?Haydi gidiyoruz. ? işaretini vererek kapıya doğru ilerledi. Arkasından Cemil de indi. Cemil´in ehliyeti vardı. Bankanın özel arabasını o kullanıyordu. Önemli kişilere de şoförlük yapıyordu. Arabaya bindi, beklemeye başladı. Levent Bey ayakta gelecek konsolos görevlisini bekliyordu. Bir süre sonra konsolos görevlisi de geldi. Arkasında bir sürü devlet büyükleri vardı. Onların çıkmasıyla yoldaki kalabalıktan bir çığlık sesi yükseldi. Bütün millet;

                 ?Başbakan Menderes, Başbakan Menderes. ?diye tempo tutuyordu.

                  Veznedar Cemil, konsolos görevlisinin binmesiyle arabayı çalıştırdı. Hızlıca Abidin Paşa caddesine doğru sürdü. Küçüksaat´a gelince sola döndü,  Büyük saat´in bulunduğu yere doğru ilerledi. Etrafta biraz önceki kalabalığa karşı şehre sokulmayan At arabaları ve sahipleri vardı. Onları görünce hepsi de kenara çekildiler. Bir kısmı el sallıyor bir kısmı da nefret belirtisi gösteriyordu. Oldu olası araba sahipleri motorlu araçları sevmezdi.                

                  Motorlu araçlar ne zaman ?düt? dese atlar nereye kaçacağını şaşırırlardı.

Arabanın ön tarafına Alman bayrağı asmışlardı. Arkada oturan konsolos görevlisi ile Levent Bey hızlı hızlı konuşuyorlar, sonrada gülüşüyorlardı. Cemil Almanca bilmiyordu. Onlar güldükçe huylanıyor Levent Bey´e:

                ?Abi bir şey mi var ?? Diye imada bulunuyordu.

                  Taş Köprüden geçince Mihmandar´a doğru girdiler. Hava güz havasıydı. Etrafta nar ağaçları ve yeşil portakallar vardı. Bütün Çukurova sarıya boyanmıştı. Daha ileride pamuk tarlaları görünüyordu. Bir yanında su akıyor, bir yanında da pamuklar susuzluktan kuruyordu. Mihmandarın ucuna geldiklerinde uzun kanaletler görünmeye başladı. Yolun kenarına dizmişler uzunca bir set oluşturmuşlardı. Seyhan Nehrinin kenarında küçük bir tepe büyüklüğünde kum yığını vardı. İnsanlar ırmaktan kovalarla su taşıyorlardı. Bazılarının kolları çıplak ve siyahtı. Görünüşte Arap oldukları belliydi. Onları görünce Konsolos güler gibi etti. Arabadan indi, kanalet yapılan yere doğru yürüdü. Levent bey onu takip ediyor sorduklarına cevap veriyordu. Levent beyin Almancası gerçekten iyiydi. Ayrıca Ağa çocuğuydu. Bankada olsun, dışarıda olsun, özel bir ilgi görüyordu. Söylenenlere göre babası onu gelecek için yetiştiriyordu. İleride kuracağı fabrikanın başına onu geçirecekti. Levent bey´de Cemil´i çok severdi. Cemil bey çok güzel fıkra anlatırdı. İstediğin zamanda, istediğin kişiye fıkra üretme yeteneği onda vardı. Herkes ona? Bal Cemil.? diyordu.

                 Etrafı çevrilmiş kanalet imalathanesinde işçiler vardı. Biraz sonra Yeşil bir jeeple bir kaç adam daha geldi. Alman konsolos görevlisini suyun kenarına doğru götürdüler. Elleriyle yukarıları ve aşağıları gösterdiler. Uzun uzun baktılar ırmak kenarına. Sonra büyük dut ağacının dibine sandalye ve masa bıraktılar. Masanın üzerine dalından koparılmış nar ve üzüm getirdiler.

                  Konsolos görevlisi durmadan konuşuyor getirilenleri yeme fırsatı bulamıyordu. Bir süre sonra ayağa kalktılar. Cemil bey gideceklerini anlamış arabasına binmişti. Konsolos görevlisi hala konuşuyordu. Arabaya bindiler Taşköprü´ye kadar konuşmaya devam ettiler. Konsolos görevlisinin Canı sıkılmıştı. Taş köprünün başına geldiklerinde Levent Bey;

                ?Abidin Paşa tarafından git.?dedi.?Birazda yavaş git. Alkışları iyice hissettir.?

                  Cemil durumu anlamıştı. Altındaki araba resmi arabaydı. Bakan arabası gibi Abidin paşaya doğru girdi. Arabanın gelmesiyle alkışlar koptu. Herkes bağırıyor sevgi gösterisi yapıyorlardı. Herkes;

               ?Başbakan Menderes. Başbakan Menderes. ?diye sesleniyorlardı.

                Doğruca bankanın kapısında durdular. Konsolos görevlisi indi. Daha sonra Levent Bey indi. Hala dışarıda bağırtılar geliyordu. Halkı polisler bankaya yaklaştırmıyorlardı. Konsolos kapıdan içeri giriyordu ki Levent Bey arkadan kolunu tutarak durdurdu. Az duyulur bir almanca ile seslendi. Konsolos görevlisi onu dinledikten sonra ellerini kaldırarak insanları selamladı ve içeri girdi. Selamlarken kıpkırmızı olmuştu.

                Müdür odasına girdiklerinde Levent bey´den telefon istedi. Banka´nın telefonları uluslararası çalışmıyordu. Postaneden yardım istediler. Uzayınca, Bakan Bey incirlik Havva üssünü aramalarını söyledi. Kimse İngilizce bilmiyordu. Durum komutana bildirildi. Bir süre sonra da Almanya bağlantısı İncirlik üssünden gerçekleşti. Saatler sonra da Bakan, Müsteşar, Vali ve Alman konsolosluk görevlisi bankadan ayrıldılar.

                İçeride Banka personelinden başka kimse kalmamıştı. Dışarıda alkış tutan halk da gitmişti. Müdür bey, Levent bey ve veznedar Cemil´i odasına çağırdı. Cemil´in Bankaya girdi gireli Müdür odasına ikinci gelişiydi. İçeri girince Müdür oturmalarını söyledi. Yaptıkları işten memnun olmuştu. Masanın üzerindeki cezerye´den ikram etti. Bu arada Cemil:

              ?İş tamam mı Müdür bey.?dedi. Samimi konuşmuştu.

              ?Tamam.?dedi Müdür.?Sizi özellikle onun için çağırdım. Yaptıklarınızdan Bakan beyde memnun kaldı.?

               ?Elimizden geleni yaptık Müdür Bey.?dedi. Levent.?Adam´a kanaletleri gösterdik. Yapılanları yapılacakları bildirdik. Aslına bakarsanız memnun olmamıştı. ?Yeterli değil diyordu. İş kadar para. ?diyordu. İkna etmek için çok uğraştım. Baktım olmuyor. Köprüyü geçince yol kenarına dizilmiş insanları gösterdim.?Bakın.?dedim.?Şu insanlar Türk- Alman dostluğunu alkışlıyorlar. ?

              ?Ciddi? dedin mi bunları.?dedi Müdür bey.

               ?Dedim.?dedi Levent Bey.?Adam ondan sonra yumuşadı da krediyi lehimize çevirdi. Yoksa yüzde otuz diyor başka bir şey demiyordu.?

                O gün geç saatlere kadar bankadan çıkmadılar. Kredinin alınması herkesi memnun etmişti. Bir süre sonra da Levent Bey´i Ankara´ya çağırdılar. O artık Kredilerden sorumlu Genel Müdür yardımcısı olmuştu. Cemil ise veznedarlığa devam etti. Bir daha da böyle görev almadı.

YAZARLAR

  • Çarşamba 35.2 ° / 19.1 ° Güneşli
  • Perşembe 35.8 ° / 20.3 ° false
  • Cuma 30.8 ° / 18.5 ° false
  • BIST 100

    9698,89%0,56
  • DOLAR

    32,55% 0,03
  • EURO

    34,84% -0,06
  • GRAM ALTIN

    2431,37% 0,07
  • Ç. ALTIN

    4017,93% 0,00