Zeynep Kural-İNCE DOKUNUŞLAR


SINAV ÇOCUKLARI


/resimler/2018-7/2/1059230880015.jpgSınava yönelik ayarladığımız yaşantımızda, muhtelif alanlardaki öbek öbek çözülmüş ve çözülecek test kitapları, denemeler, farklı yayınevlerinden alınmış soru örnekleri arasında bir yaşam alanı kurduğumuz evde ve gece yarılarına kadar ev-okul-etüt merkezi arasında kat ettiğimiz yolda hep bu konuyu konuşuyoruz.

Gününün büyük bir çoğunluğunu geçirdiği, kafasını kaldırmadan soru çözdüğü, ev yemeğini daha çok seviyor diye her gün evden yemek götürdüğüm, kapısı ve pencereleri sımsıkı kapalı o etüt merkezinin önünde beklerken, aşktan, müzikten, spordan, edebiyattan, çiçek kokularının sindiği bahardan, gökyüzünü aydınlatan mehtaptan konuşmaları gerekirken kaç soru çözdüğünü anlatan gençleri görüyoruz ve bu emeklerin karşılığının alınması için dua ediyoruz.

Gece yarısına doğru geldiğimiz evde, iki lokma meyve atıştırıp kaldığı yerden çalışmasına devam ediyorken sırtını ovuyorum. O, fizik ve matematik problemleriyle boğuşurken, biz, gözümüzden akan uykuyu geri göndermek için sık sık elimizi, yüzümüzü yıkıyoruz.

İki senemiz çoğunlukla böyle geçiyor. Yıllar evvelinden hedefini yüksek belirledi, tüm çalışmalarını buna göre yapıyor. Ve morali yüksek, bedeni kuvvetli olsun diye çok çaba sarf ettiğimiz o son hafta gelip çatıyor. Bir hafta boyunca, gelecek güzel günlerden konuşup, hayaller kurduğumuz zamanların üzerine yenilerini ekliyoruz.

İki günlük olduğu zannedilen ama geçmişinde büyük çabaların bulunduğu bir maratona artık hazırız.

Fotokopilerini aldığım ve önce her birini tek tek şeffaf dosyaya sonra da tel dosyaya koyduğum, bir haftadır özenle çekmecede sakladığım evraklarını, kimliğini akşamdan salondaki büyük masanın üzerine çıkartıyorum. Allah muhafaza yanlışlıkla dökülüp evrakları ıslatmasın diye kâğıdını çıkarttığımız su şişesini onlardan biraz uzağa koyuyorum. Yanına, lazım olur diye düşündüğüm, aklıma gelen ne varsa onları da bırakıyorum. Asıllarıyla karışmasın diye fotokopileri rulo haline getiriyorum. Gidip gelip kontrol ediyorum.

Sınava gireceğimiz okula gidişin ne kadar zaman alacağını hesaplamışım, sekizi yirmi geçe kapıdan çıkıyoruz. Çıkmadan önce ?inançtır bu, insanı rahatlatır- babaannesinin verdiği okunmuş pirinçlerden yutturuyorum. Bildiğim tüm duaları kaç kez okumakla kalmayıp, yanıma dua kitabımı da alıyorum. Aman, n´olur n´olmaz, elektrik kesilir falan, bir de asansörde kalmayalım, aşağıya merdivenlerden iniyoruz. Her şey önceden kafamda oluşturduğum program dahilinde ilerliyor ve okula varıyoruz.

Heyecanları beden dillerinden okunan yüzlerce genç ve ailesi ile aynı ortamda ortak duyguları paylaştığımızdan emin, tanıdık olanlarla selamlaşıyoruz, içlerinde arkadaşlarımız var, dereden tepeden sohbet ediyoruz. Herkes tedirgin ama kimse bunu belli etmemeye çalışıyor. Bir çocuğun midesi bulanıyor, hemen ilaç arıyoruz. Son anda koşturarak yetişmeye çalışanları sakinleştiriyoruz. İçeri alınma saatleri geldiğinde tüm yavruları Allah zihin açıklığı versin diyerek uğurluyoruz. Yukarı çıkan bir genç kız, sınıfına girmeden önce baş ağrısına almayı unuttuğu ilacı için pencereden sesleniyor, annesini buluyoruz. Bizleri bahçeden çıkartıyorlar, bina dışında beklemeye başlıyoruz. Ve her birini bir dakika gibi kısacık bir zaman diliminde çözecekleri yüzlerce soruyla evlatlarımızı baş başa bırakıyoruz. Dua kitabımı açıp okumaya başlıyorum, inşallah klakson sesi olmaz diyorum. Ben orada beklemeyi tercih ediyorum ama arkadaşlar civardaki bir kafede kahve içmeyi teklif edince onlara katılıyoruz. Uzun uzun çocuklarımızın küçüklük hallerinden, geleceklerinden, bizim zamanımızdaki sınav sisteminden, buna hazırlanırken ailelerimizin bize sağladığı şartlardan ve aradaki farktan, hem liseye hem de üniversiteye girişlerinde sınav sistemlerinin değişmesinden dolayı 2000 doğumluların şanssızlıklarından konuşuyoruz. Zaman bir türlü geçmek bilmiyor.

Gözümüz saatte yeniden okulun önüne doğru ilerliyoruz. Vakit gelip de sınavdan ilk çıkan yavrunun yüzüne hepimiz merakla bakıyoruz. Kimisi ağlayarak, kimisi gülerek peş peşe gelen her birinden sınavla ilgili bir sonuç çıkarmaya çalışıyoruz. Hiçbir şey sormadan, hadi geçmiş olsun diyoruz. Hıh! Bizimki de uzaktan belirdi, Allaha çok şükür, fena değil, iyi gibi geliyor, diye düşünüyoruz. Zorlanmasına rağmen yolunda gittiğini ve olması gerektiği gibi olduğunu anladığımızda rahatlıyoruz.

Eve gelip televizyondan uzman görüşleri dinliyoruz. Her biri sınavın oldukça zor olduğundan, Tyt´de soru tekniğinin tamamen değiştiğinden ve kimsenin bunu beklemediğinden, Ayt´de ise çoklu soru sisteminin esas alındığından bahsediyor, bu arada telefonlara cevap veriyoruz.

Bugün artık hepsi güzelliklerle geride kaldı. Ve şimdi yepyeni başlangıçlar yapmak için tercih zamanı.

Ama onlar öncelikle erteledikleri hayatlarını yaşayacaklar. Belki müziğin sesini sonuna kadar açıp dans edecekler, yarım bıraktıkları kitaplarının sayfalarını yeniden açacaklar, belki o çok özledikleri bisikletlerini alıp akşamüzeri nehir kıyısında sürecekler. Ya da uçuşan elbiselerini giyinip arkadaşlarıyla buluşacaklar. Bundan sonrasında hangi şehirlerde, hangi üniversitelerde olacaklarını konuşacaklar. Avuçlarının arasında tuttukları yaşamlarının hayalini geliştirecekler.

Gençler, her zaman hatırlayın ki bizim için en başta sizler önemlisiniz. Hangi sonucu alacak olursanız olun, sizler, sorumluluğunuzun farkında gösterdiğiniz bu olağanüstü performanslarınızla zaten ne denli başarılı olduğunuzu, ayaklarınızın üzerinde durduğunuzu kanıtladınız. Allah, emeklerinizin karşılığını dilediğinizin yerlerden karşınıza çıkarsın.

 

 

YAZARLAR

  • Cuma 30.8 ° / 18.5 ° false
  • Cumartesi 31 ° / 16.7 ° false
  • Pazar 35.8 ° / 19.6 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • BIST 100

    9809,64%0,96
  • DOLAR

    32,58% 0,30
  • EURO

    35,07% 0,29
  • GRAM ALTIN

    2457,40% 0,88
  • Ç. ALTIN

    3991,84% 0,00