10- Ağustos-1915 günü, yıldızlarla dolu bir geceyi sabaha bağlayan saatlerde, Tümen Komutanı er çadırının önüne gelir ve kapısından seslenerek birliklerin hazır olduğunu bildirir. Günlerdir uykusuz, ama gece yarısından sonra yeni bir alayın geldiğini öğrenince ferahlayarak saman yatağa giysisiyle uzanmış ve birazcık dalmış Mustafa Kemal Paşa, yatağın içinde oturur. Bir süre sessizce durup sonra kalkar, elini yüzünü yıkar, başlığını giyer, tabancasını kuşanır, kırbacını alıp çadırın önüne çıkar.
Conkbayırı´nda sessizce hücum düzenine girmiş iki alay ve birlikleri selamlayarak denetler, subayların hatırını sorar, askerlerle konuşur. Hepsi de çorbalarını içmiş, birbirleriyle helalleşmiş, bir ayaklarını ve süngülerini ileri uzatmış, hücuma hazır bekliyorlardı.
Ceketinin sağ üst cebindeki saatini çıkartıp çakmak ışığında bakar, dört buçuğa geldiğini görür. Birliğin önünde durur ve ?Askerler!? der, ??karşımızdaki düşmanı yeneceğimize hiç şüphe yoktur. Fakat siz acele etmeyin. Önce ben ileri gideyim. Siz benim kırbacımla işaret vereceğim zaman hep birden atılırsınız. Gazanız mübarek olsun!?
Gün, uzakta okunan bir ezan sesiyle doğar. Yüksekçe bir yere doğru yürür. Durur, askerlerine bakar, şafağın soluk ışığında binlerce çelik süngü ve parlayan demir yüzle karşılaşır. Kırbacını havaya kaldırır, bir süre öylece tutar, bütün birliklerin gördüğünden emin, hızla indirir. Askerlik tarihinde bir daha benzeri görülmeyecek olan büyük bir süngü hücumu başlar. Yer gök subayların ve Mehmetçiklerin yüreklerini yerinden kopartırcasına haykırışlarıyla sarsılır:
?Allah Allah Allah Allah??
Kısa zamanda Conkbayırı´nda tek bir düşman kalmaz. Gözetleme yerinde savaşı izleyen Atatürk bir yandan da Anafartalar´daki durumla ilgilenir, gerekli emirleri verir. İngilizler ilerlemeye kalkmış, dört kez hücum etmiş ve fakat Anafarta Müfrezesi birliklerince durdurulmuşlardı.
Bu sırada kızgın bir mermi parçası göğsünün sağ yanına vurur, kuvvetlice sarsılır. İki yanındaki Alay Komutanları, çocukluk arkadaşı Binbaşı Nuri Conker ve Yarbay Servet Yurdatapan, vurulduğunu sanarak telaşlanırlar. Nuri Conker, ?Efendim vuruldunuz!? der. Bir eliyle Nuri Bey´in ağzını kapatır, öteki elini dudaklarına götürerek herkese ?susun? işareti yapar. Vurulduğunun duyulmasını istemez.
Mermi parçası milyonda bir olasılıkla sağ cebindeki küçük demir saate çarpıp onu parçalamış, vücuduna ciddi bir zarar vermemişti. Birkaç santim sapmış olsa?Nuri Conker bir mucizeye tanık olduğunu düşünür. Derin bir nefes alarak, ?Allah seni millete bağışladı? der.
Ve o gece bir İngiliz gazeteci haberi sıcağı sıcağına, ?10 Ağustos sabahı Türkler şafakla beraber şiddetli bir süngü hücumunda bulundular. Hayatlarını küçümseyip alay ederek yapılan bu hücum karşısında birliklerimiz sırtların eteğine doğru çekilmek zorunda kaldılar?? cümleleriyle geçer.
Böyle anlatıyor o günü ve Atatürk´ün tarihe adını altın harflerle yazdırdığı, milli bir kahraman olarak tanındığı, Kuva-yı Milliye ruhunun oluştuğu, milli bilincin geliştiği, orduya ve millete özgüven kazandıran, tarihe bir destan olarak geçen Çanakkale Zaferi´ni ve bu zaferin Fazıl Hüsnü Dağlarca tarafından Yeni Türkiye´nin önsözü olarak tanımladığı o yılları Turgut Özakman Diriliş adlı eserinde. ?Tarihin en eski milletlerinden biri, ateşten geçerek, kan içinde, bir daha uyumamak, benliğini unutmamak, kandırılmamak, sömürülmemek, ezilmemek, ölmemek üzere çığlık çığlığa diriliyorlardı? diyerek.
Unutmayın ki bu vatan, 25-Nisan-1915´te başlayan Çanakkale Kara Savaşları´nda tüm inisiyatifi eline alan, bu tarihten itibaren aralıksız olarak aylarca cephede kalan, yanına ?Sağ kolumu kaybettim, zarar yok, sol kolum var. Onunla da pekala iş görebilirim. Beni üzen, yeni kıtama katılıp düşmanla çarpışmama engel olan şey, yaramın henüz kapanmamış olmasıdır? diyecek kadar kahraman olan askerini alan, arkasında daima canını bu vatana feda eden bir millet olduğunu bilen, daha sonra kaleme aldığı ?Arıburnu Muharebeleri Raporu? ve ?Anafartalar Muharebatına Ait Tarihçe? adlı iki eserde de anlattığı üzere incelikle savaş taktikleri planlayan ve hem Türkiye hem de dünya tarihinin geleceğini etkileyen bir zafere imza atan Atatürk ve atalarımız sayesinde var.
