Her türlü aldatmacayı yapıyorlar. Bunu şimdiden görmeye başladık.
Geçenlerde aile arasında oturuyorduk. Laf döndü dolaştı siyasete geldi. Ben de yanımdakilere İstanbul’daki 85 milyar dolarlık yolsuzluktan bahsetmiştim. Onu da bir gün önceki açık oturumda Gürsel Tekin söylemişti. Yanımdakiler hiç ses çıkarmadılar. Birkaç gün sonra yine bir araya geldik. Kız kardeşim;
“Görüyon mu, senin Kılıçdaroğlu’nun da hırsızlığı varmış,” dedi.
“Neymiş onun hırsızlığı?” Dedim ben de.
“Ne olacak, İstanbul’da 85 milyar doları götürmüş. Hem de belediye başkanı ile” diye söylendi.
Sevgili bacımın suçu yoktu. Onun okuryazarlığı bile olmamıştı. O da bizim büyüklerin suçudur. Ama Ekrem İmamoğlu’nun açıkladığı 56 dosyadaki 85 milyar dolarlık yolsuzluk dosyası İçişlerinin onayını beklerken, onların dinledikleri haber kanallarında suçun nereden nereye çevrildiği apaçık görülmekteydi.
Memlekette fiyatlar almış başını yürümüş. Mazot, benzin, doğalgaz insanları perişan etmiş, ekonominin çivisi çıkıp, her yer yangın yerine dönmüşken, iktidar hâlâ ayakta durabiliyorsa, bu televizyonlar sayesindedir. Onlar, olayları öyle çarpıtıyorlar ki ak denen sözler birden karaya dönüşebiliyor. Siyasetin dünyada en kötü uygulama hâli, ülkemizdeki hâlidir. Burada basının yoksulluğu ve muhalefetin zayıflığı yatmaktadır.
Hâl böyleyken, bizim muhalefet siyaset yaptığını sanıyor. Her gün sokak aralarında fakir fukarayla karşılaşmak siyaset olabilir, ama yeterli değildir. Etkili siyasetin birçok şekli vardır. Artık meydanlara çıkmak, durumu yüksek sesle halka duyurmak zaruridir. Çünkü birkaç muhalif kanalla bu iş yürütülemez. Onlar halka ulaşmaktan çok uzaktalar. Kendi seslerini bile duymuyorlar, duyuramıyorlar. Ayrıca aynı kişilerin aynı yerlerde nutuk atması, millete mesaj yollaması, boşlukta kalıyor ve bir anlam ifade etmiyor. Çünkü halk onları duymuyor.
İnsan kendi kendine bazen merak ediyor; “Acaba” diyor, “İktidar kanallarının televizyonları ne anlatıyor?” Ben de sık sık bu yola başvururum. Onların ilk haberi dünya lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın oraya buraya haykırdığı görüntüler. İkinci sırada Bakanların Cumhurbaşkanı emriyle neler dağıttıkları, üçüncü sırada İHA’dan bahsediyor ki dünyayı şaşkına çevirmiş, bütün ülkeler onun başarısını dilden düşürmüyor. Dördüncüsü ise bulunan doğalgazlar ve petrol var. Yakında evlere çok ucuz doğalgaz verilecek haberi yansıtılıyor. Bütün bunların her kelimesinde Sayın Cumhurbaşkanımızın direktifleri tamamlayıcı oluyor.
Daha sonra yurtdışı haberlere geçiliyor ki ABD’de kedinin kazadan kurtuluşu, yağmur nedeniyle şehirlerin çamura gömülüşü, yer kaymaları, yangınlar ve susuzluk tehlikesi anlatılıyor. ABD, İngiltere ve Almanya’da marketlerin boşaldığı, İnsanların kışı geçirmek için ülkemize hücum edecekleri, bu nedenle kiraların fırladığı, fiyatların yükseldiği haberi sıralanıyor.
Muhalefet liderlerine söylüyorum kimse benim cahil bacımı suçlamasın. Gözü görmeyen kulağı duymayan kardeşimi hor görmesin. O burada duyduklarına inanıyor. O duydukları da işte bunlar. Hangi AKP’li ile konuşsam bana şunları söylüyor; “Siz Azerbaycan da İHA’nın neler yaptığını görmediniz mi?”
Kim var onun arkasında biliyor musunuz? Rusya bile Ukrayna’da rezil oldu. Herkes Türklerin başarısını konuşurken, siz oturmuşsunuz Kandil’le işbirliği yapmaya çalışıyorsunuz.”
Ya da diyor ki “Çıkarılan doğalgazdan tabii ki haberiniz yok! Yakında evlere doğalgaz yarı fiyatına verilecek. O vakit göreceksiniz Cumhurbaşkanımızın ne kadar gayret ettiğini. Zaten sizin işiniz gücünüz şunu yedi, bunu yedi dedikodusu. Onlar yerken, yanında mıydınız?”
Ne demişti bizim Bakan Efendi; “Cumhurbaşkanımızın emriyle yangını hemen söndürdük!”
Ülkenin asıl kurtuluşu 1923 de olacakmış. Lozan’ın hangi maddesi, ben bulamadım, ama bir maddesinde yeraltı kaynaklarımızı çıkaramıyormuşuz. 1923 de serbest olacakmış ve ülke refaha erişecekmiş.
Köşesinde her gün muhalefetin PKK ile HDP ile işbirliğini anlatan yazılar yazan insanlar bile var. Bence bu cahillikle daha çok yangın söndürürler. Bir gün bakarız ki bir Ortadoğu ülkesi olmuşuz. Başımızda bir Saddam ve dünyaya meydan okuyan bir ekip! Elinizde o İHA olduktan sonra zaten yenemeyeceğimiz bir güç yok. Hele ki dünkü haberi yazmadan geçemeyeceğim. Katar Emir’i ABD’nin ve Yunanistan’ın tavrına karşılık elli savaş uçağını ülkemize hibe etmiş. Zaten bizim ürettiğimiz savaş uçakları ve helikopterler hiç yere inmiyor. Elektrikli traktörler, arabalar ve bor madeni ile çalışan araçların sayısını bilen yok.
Ülke vatandaşları hâlâ bunları konuşuyor. Muhalefet liderlerine önemle duyurulur!
