Mahmut TEBERİK- AYRAÇ


Adana Sanayi Odası Başkanına Açık Mektup


Sayın Başkan,

Her ne kadar sınıfsal kökenimiz farklı da olsa, sanayicileri kendime hep yakın hissetmişimdir.

Makine Mühendisleri Odası (MMO) Adana Şubesi´nde yöneticilik yaptığım dönemlerde, eski başkanlarınızdan sevgili Ümit ÖZGÜMÜŞ ile ?üretken emek, üretken sermaye? kavramlarında bir mutabakatımız vardı.

Üretken emek, üretken sermaye?

Üreten, ürettiğini sorgulayıp yeniden üreten emek ve sermaye?

Yan gelip yatmayan, atadan babadan kalan mirası yemeyen, paradan para kazanmayan, üretim sürecinin o doğal stresini, sevincini birlikte yaşayan emek ve sermaye?

Sayın Başkan,

Siz, Adana´da üretken sermayenin örgütünün başkanısınız. Ben ise, artık emekliliğini yaşayan, bir yandan da iş güvenliği gibi derya deniz bir konuda hem öğrenen hem de öğreten bir kimse konumundayım.

Bir iki kadeh rakıyı saymazsanız gerçekten de çok mütevazi, kimsenin tavuğuna kış demeyen bir hayat yaşıyorum.

Bu işe başlarken çok önemli, bir o kadar da kutsal bir amacım vardı: Bölgemizde bir işçinin bile iş kazasına uğramasını önlersem kendimi mutlu sayacaktım.

MMO dan ayrıldıktan sonra başladım çalışmaya. Belki bilmezsiniz, ilk dört buçuk ay ADASO (Adana Sanayi Odası) da çalıştım. O dönemki yönetim kurulu ile bakış açılarımız uyuşmadığı için ayrıldım ve sonra kendi işimi kurdum. 10 yıldır bölgemizde iş güvenliği konusunda eğitim ve danışmanlık hizmeti veriyorum.

Sizin temsil ettiğiniz üretken sermaye ne durumda, inanın çok yakından bilmiyorum. Çünkü bugüne kadar iki buçuk yıl hariç sermaye şirketi yönetmedim. Herhangi bir şirketin patronu ya da yöneticisi olmadım. Bahsettiğim iki buçuk yılın sonunda da büyük bir kazık yiyerek ayrıldım. Açıkçası çok da sevmedim o işleri.

Ama üretken emek tayfasını iyi biliyorum ya da bildiğimi zannediyorum. Çoğu zaman da satıldık ama gençliğimden buyana yolum, işçi sınıfının yolu oldu.

Sayın Başkan,

İSG mevzuatına göre yasa koyucu iş sağlığı ve güvenliğinde bütün sorumluluğu işverenlere vermiştir.

Formel ve informel olarak yaptığım araştırmalarda işverenlerin (bazıları hariç) iş güvenliği sorumluluklarını yerine getirmediklerini görüyorum.

İş güvenliği bir yana sizin üretken sermayenin çoğunluğu;

ü  Benim Spartaküsleri sigortasız çalıştırıyor.

ü  Sendikayı kapıdan içeri sokmayarak çalışanların örgütlenme özgürlüğünü yok sayıyorlar.

ü  Duyumlarım doğru ise bazıları ?hele bir deneyelim? diyerek 15 gün ücret ödemeden bedava çalıştırıyor.

ü  Bankaya yatırdığı ücretin bir kısmını işçiden çeşitli yollarla geri alıyor.

ü  Suriyeli işçileri örgütsüz, güvencesiz ve sahipsiz olduğu için insan onuruna yaraşmayan ücretlerle çalıştırıyor.

ü  Yemekhaneler düzensiz, kirli, hijyenik değil.

ü  Alt yüklenici (taşeron) sistemi her yanı sarmış. Sizin firmanızda kaç adet var, bilmiyorum ama büyüklüğüne göre firmalarda alt yüklenici sayısı 10-15 e kadar ulaşabiliyor.

ü  Kişisel koruyucu donanımların (KKD) çoğu standartlara uygun değil, kalitesiz.

ü  Eğer ölümlü ve ağır yaralanmalı değil ise yaşanan iş kazalarını bildirmiyor, gizliyorlar.

ü  Servis araçları uygun değil. (Bir dönem OSB ye insanlar pikaplarla taşınıyordu, neyse Jandarma önledi).

ü  Üretim süreçlerinde bilim ve teknolojiyi kullanamadığı için rekabet şansını yitirmiş ve devlet desteğiyle ayakta duruyor. Bunların vergi ve sigorta primleri sürekli affediliyor. Gene yetmiyor, kredi garanti fonundan teşvikler veriliyor. O da yetmiyor, nefes kredileri veriliyor. Bunlarla nereye kadar rekabet edilebilir, takdirini size bırakıyorum.

ü  Çağdaş yönetim tekniklerini bilmiyorlar. Yönetimin en temel prensiplerinden PUKÖ (Planla-Uygula-Kontrol et-Önlem al) den bihaberler. Mektepli değil alaylı tekniğiyle şirket yönetiyorlar.

Sevgili Başkan,

Sizden ve örgütünüzden dileğim, üyelerinizi;

ü  İnsanın üretim sürecinde bir meta olmadığı, olmaması gerektiği,

ü  İş yaşamında her şeyin odağında insanın olması gerektiği,

ü  Emeğin en yüce değer olduğu,

ü  İnsan yaşamının kutsal olduğu, en temel insan haklarının başında ?sağlıklı yaşama ve sağlıklı çalışma? nın geldiği,

ü  Güvenli işin insana yaraşır ya da yakışır iş olduğu,

ü  Adana deyimiyle söylersek; işveren olmanın da bir raconu olduğu,

vb. konularda bilinçlendirip farkındalık yaratmanız.

Farkındalık yaratma bağlamında size mini minnacık bir örnek: Kayıtlı tüm üyelerini toplarsınız ve ?KSG nin Dünü Bugünü ve Yarını? adlı bir söyleşiyle Adana´mızın bu güzide kuruluşunu tanıtıp farkındalık yaratabilirsiniz. Bu söyleşiye beni de çağırırsanız seve seve izlerim.

Sayın Başkan,

Bu konuları lütfen Ankara´ya havale etmeyin. Siz elinizden geleni yapın. Çünkü Ankara´nın böyle bir derdi yok. Ankara´nın tek derdi, ne pahasına olursa olsun 2019 u kurtarmaktır. Zaten iş kazaları için ?bu işin fıtratında var? diyen bir zihniyetten hayır gelmez diye düşünüyorum.

Selam ve sevgilerimle?

03 Nisan 2018.

Mahmut TEBERİK

YAZARLAR

  • Cuma 24.9 ° / 15.2 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Cumartesi 24.8 ° / 13.8 ° false
  • Pazar 25.4 ° / 14.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • BIST 100

    9548,57%0,19
  • DOLAR

    32,49% 0,16
  • EURO

    34,80% 0,25
  • GRAM ALTIN

    2487,88% 1,05
  • Ç. ALTIN

    4157,48% -1,05