Zeynep Kural-İNCE DOKUNUŞLAR


ADANA KENT, SANAYİ, TARIM MÜZESİ


Öyle bir coğrafyadır ki bizim buralar, havasından, suyundan, toprağından adeta bereket fışkırır.
Torosların yücelerinden aşıp gelen, Seyhan, Ceyhan nehirlerinin derinlerinden akıp gelen ne varsa çoğalttığı bu kadim Çukurova, tarih boyunca çeşitli uygarlıkların ve onların kültürlerinin beşiği olmakla kalmamış, aynı zamanda günümüze, dünyada eşi benzeri olmayan değerleri taşımıştır. 
Seyyah Gazzi bir zamanlar uğradığı Adana’dan, Küçük ama pek güzel olan bu şehrin bahçeleri çoktur, meyveleri çeşitli ve boldur, diyerek bahsetmiş, yine bir başka seyyah olan Lucas, Adana’nın ortasından geçen Seyhan Nehrini, Paris’in Sen Nehrine benzetmiş ve Adana kadar güzel ve fazla çeşmesi bulunan bir şehir yoktur, diyebilirim cümlesini kurmuştur. 
Daha yakın tarihimizde ise oğlu Işık Öğütçü’yle yaptığım bir röportajda duyduğum şu ifadesiyle gönlümde daha da büyüttüğüm, bu topraklarda doğmuş, büyümüş değerli üstat Orhan Kemal, Çukurova’yı şöyle tanımlamıştır:
Çukurova’da bahar harikadır. Gök masmavi, kırmızı topraklar yemyeşildir. Çukurova’nın bereketli toprağına dört kilo çiğit at, seksen kilo kütlü, yani tohumlu pamuk versin. 
İşte yüz yıllar boyunca tarımıyla, sanayisiyle, tarihiyle, endemik bitki örtüsüyle, kültürüyle hem kucağında yaşayanlara hem de dünyaya çeşitli pencereler açan Adana, bütün bu değerleriyle yaşanmışlıkların merkezi haline gelmiştir.
Bu toprakları çok seven biri olarak Adana hakkında severek yazabileceğim çok konunun var olduğuna inanıyorum, ama bu bölümde sizlerle bundan birkaç sene önce açılan, -o zaman da yazı konusu yaptığım, geçtiğimiz günlerde de halihazırdaki bölümlere ilave edilerek yeni açılışı yapılan Kent-Tarım-Sanayi Müzeleri ile kentimize çok yakışan bir kompleks haline getirilen- Adana Kent Müzesinden bahsedeceğim. 
Orhan Kemal’in bir zamanlar kendisinin de çalıştığı, Bekçi Murtaza romanına konu ettiği ve binlerce kişiye ekmek kapısı olmuş olan Milli Mensucat Fabrikası, ne güzel bir düşünceyle 2017 yılından itibaren Adana Müze Kompleksi olarak tasarlanmış ve ilk olarak Arkeoloji Müzesi’ne ev sahipliği yapmıştır. 
Bünyesindeki Kent, Sanayi ve Tarım Müzesi ise 28-Nisan-2023’de açılmıştı. Bu fikrin oluşumunu geçtiğimiz yıl benimle paylaşan Mehmet Emin Arıcı, aynı zamanda müzeye çeşitli eşyalarla katkı sağlayabileceğimizi belirtmişti. Çevremizde duyurular yapmış, bu konuyla ilgili görüşmeler gerçekleştirmiştik. 
Yaşadığımız deprem felaketiyle henüz görmeye gidemediğim, açılışı yapılmış ama çalışmaların devam ettiğini bildiğim, sosyal medyadan gördüğüm kadarıyla çok beğendiğim, önümüzdeki hafta gitmeyi planladığım bu çok güzel müzeyi istedim ki buradan, Mehmet Emin Arıcı aracılığıyla sizlere tanıtayım. 
Kent Müzesi: Adana kentinin ilk yerleşiminin bugünkü Tepebağ Höyüğü civarında olduğu, kentim merkezinin de Roma döneminde Taşköprü ve devamında uzanan Abidinpaşa Caddesi etrafında geliştiği düşünüldüğünden, müze, Taşköprü maketiyle ziyaretçileri karşılıyor ve projeksiyonla günümüze kadar Adana’nın gelişim planı tarihsel sıralamayla aktarılıyor. 
Kentin tarihinde uzun yıllar hizmet vermiş, yerini korumuş zanaat erbabı olan bakırcıların, köşkerlerin, kuyumcuların atölyelerinin canlandırıldığı, Adana’nın tarihi sokaklarının, çarşılarının, parklarının siyah beyaz anlatımla gösterildiği, Adana’nın kurtuluşu için canını, kanını verenlerden Kara Fatma’nın, İbo Osman’ın, Komutan Sinan Tekelioğlu’nun heykellerinin, yine o dönem kurtuluş mücadelesi veren ve Toroslarda, bir vagon içerisinde zor şartlarda gazete basarak önemli bir başarıya imza atan gazetemiz Yeni Adana’nın replikalarının ziyaretçileri karşıladığı Kent Müzesi, aynı zamanda Adana’nın kendine has ağzının anlatımının bulunduğu bir alanda manık, anarya, velespit gibi kelimelerin anlamını öğretme fırsatı tanıyorken o zamanki kültüre ait çocuk oyunları, yetişkinlere ait kız alma, verme olayı hakkında bilgiler sunuyor. 
Bu bölümün en ilgi çeken kısmı led ekranlar aracılığıyla animasyon olarak hazırlanan Adana Çarşısını görüyor olmak. Burada at arabasından tutun, aşlamacısına, ayakkabı satıcısından pamuk tüccarına, kebapçısından fırıncısına kadar giysileriyle, eşyalarıyla birlikte canlandırmalar yapılıyor. 
Tarım Müzesi: Tarıma en elverişli bu topraklarda beyaz altın olarak bildiğimiz pamuk başta olmak üzere, buğdayın, şeker pancarının, sonrasında karpuzun, çeşitliliği açısından oldukça zengin bitki örtüsünün coğrafyamızın gelişimine sağladığı katkının anlatıldığı bu müzede, ilkel tarım aletlerinden makineli tarıma geçişi gösteren traktörler sergileniyor. Aynı zamanda Roma dönemindeki deniz ticaretinin de anlatımının olduğu alanda o döneme ait bir gemi de ziyaretçileri karşılıyor. 
1911’de Adana’da açılmış Adana Ziraat Mektebinin müfredatı ile öğrencilere öğretilen tarım aletleri, tarım teknolojileri, toprak yapısı, verimliliği, hasat, gübreleme işlemleri, hastalıktan korunma yöntemleri gibi konular yanında, pamuğun işlenişinin, ipliğe dönüşünün, çekirdeğinden yağ ve sabun üretiminin, bitki zenginliğiyle bölgede gelişen ecza ve tıp biliminin, eğitiminin, okullarının, yapılan ilk cerrahi müdahalenin anlatıldığı bu bölüm, aynı zamanda cumhuriyet dönemi tarım politikalarını da kapsıyor. 
Sanayi Müzesi: Üretilen pamuğun tarladan fabrikaya taşınması ve işlenen pamuğun bir ticari nesne olarak demiryoluyla limana taşınmasının konu edildiği bu bölümde aynı zamanda geleneksel iplik boyama, çırçır makinesinden iplik yapım aşamasına kadar olan makineler sergileniyor, dokumanın yapımı ve polyester sanayi, -Sasa fabrikasının bir bölümü maket halde sergilenerek anlatım kuvvetlendiriliyor- fabrikalarda kumaşların yapılması Sümerbank, Çukobirlik, Güney Sanayii, Milli Mensucat gibi fabrikalara ait eşyalarla birlikte sergilenerek anlatılıyor. 
Bir zamanlar kendi elektriğini üreten fabrikaların varlığının örnek alındığı, çalışma ofisleri korunarak içlerine yerleştirilen transparan ekranlar ile işçilerin hareketlerinin gelen ziyaretçilere yansıtıldığı müzede çocuklar için de elektrik üretimine ait animasyonlarla tuşlara basarak enerji üretimi hakkında bilgi veriliyor. Metal sanayine geçiş aktarılıyor. Sabun üretiminin anlatıldığı bölüm, Paksoy sabunlarının yapıldığı sabun makinelerinin sergilenmesiyle güçlendiriliyor. Pamuk sanayinin ipliğe, dokumaya, kumaşa dönüşmesiyle zaman içinde kıyafete yansıması, 1800lü yıllardan günümüze kadar uzanan bir yelpazede kadın ve erkek modasına ait nesneler müzeye zengin bir görsel sağlıyor. 
Bu hafta özetle bahsettiğim Adana Kent Müzesi biz Adanalıların ilgisini bekliyor. Belki sizin de elinizde geçmişin güzelliklerine ait nesneler, belgeler vardır ve siz de müzeye katkı sağlamak amacıyla onları bağışlamak istersiniz. Önümüzdeki hafta gerçekleştirmeyi planladığım ziyaret için şimdiden heyecanlıyım açıkçası, gördüklerimi duygularımla birlikte ayrı bir yazıda paylaşmak için de sabırsızlanıyorum. Emeği geçen herkese şimdiden Adana’ya kattıkları zenginlik için teşekkür ediyorum. 

YAZARLAR

  • Cumartesi 31 ° / 16.7 ° false
  • Pazar 35.8 ° / 19.6 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazartesi 30.8 ° / 18.3 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • BIST 100

    9809,64%0,96
  • DOLAR

    32,58% 0,30
  • EURO

    35,07% 0,29
  • GRAM ALTIN

    2457,40% 0,88
  • Ç. ALTIN

    3991,84% 0,00