Gül Avalan uzun yıllar süren sessizliğini Cumali Karataş´ın röportajıyla bozuyor. Karataş´ın ise Adana ve Çukurova´nın sanatı yanında, müzik zincirini de oluşturabilmek için elde ettiği son halkalardan biri olduğunu görüyoruz bu söyleşinin..
Bu cevherlerin her birinin o altın zincirin halkaları oluncaya dek verilen çabaların yakın tanıklarından biriyim birçok yönüyle. Bunların, bu çalışmaların salt Yeni Adana sütunlarında kalmamasını da diliyorum diğer çalışmalar ve hatta Yeni Adana´nın harf devrimi sonrasından günümüze değin uzanan 90 yıllık süreçte yer alan diğer önemli bilgi ve belgelerde olduğu gibi.
Her neyse gelelim muhabbete?
Şimdiye kadar bu konuda baş vurulacak bir kaynak olmadığından, bizim de yararlanabileceğimiz kaynak sevgili Karataş´ın detaylı söyleşisidir?
Başlığa da taşıdığımız gibi, Gül Avalan, Adana Radyosu ve çay bahçeleri döneminin uzunhavadan, gazele, şarkılara dek uzanan geniş bir müzikal alanda sanatçılığını ilan etmiş çok yönlü sanatçı?Yazıyor, besteliyor, yorumluyor, hatta plak şirketi kuruyor. Yüzlerce güfte ve bestenin arasında 43 plak çıkarıyor. Adeta da arabeskin anasıyım diyor.
Bu ara on ikiden de vuran bir avcı. Kara avcılığında iddaalı? At binenin, kılıç kuşananın hesabı. Bağ ile Adana Radyosu arasında koşturuyor atını. Mustafa Geceyatmaz´ı yatırmıyor bağında. Sürüyor fişeği namluya. Sıkıysa gitmesin Mustafa Geceyatmaz.
Altmış yetmiş yıldır da silah elden düşmiyen Hamido´nun yeğeni Gül Avalan Asfalt Rıza´ya da posta koyuyor? Asfalt Rıza, Gül Avalan´a ?Yiğit kız?? demekte ne kadar haksız?
Müzik bilmeyen, nota bilmeyen, böyle itile kakıla sokulduğu bir yarışmada o tiz sesini heyecan fırtınası içerisinde iyi kullanıyor. Ondan sonra gelsin Adana Radyosu, sahneler, turneler, şiirler, besteler.
Ve sonra ver elini İstanbul. İstanbul müzik dünyasına giren Selahattin Sarıkaya ve diğer sanatçı hemşerileriyle dayanışma ruhu taşıyan ama sanatın doğasından alıkonulamayan bir güzel rekabet koşusu içerisinde hep birlikte müzikte kasıp kavurma girişimine başlıyorlar.
O dönemde gelip sırtını arabeske dayıyor. Herkes Orhan Gencebay´ı Arabeskin babası biliyor, o da eylemini ?Serbest müzik? faslıyla kurtarmaya çalışırken, insanaın da sorası gelmiyor, peki arabesk müziğin babası Orhan bey de, anası kim? İşte bu söyleşide o soruya yanıt bulabiliyoruz: Onun deyimiyle, Gül Avadan.
Güzel ve öncü işler yapan sanatçı Gül Avalan, soyadının çağrıştırdıklarını da göz ardı ettirmiyor; yoksulları da göz ardı etmiyor.
