Nazım Alpman köşe yazıları, röportaj ve belgeselleriyle anılan önemli bir çok yönlü yazar. Köşe yazısı, röportaj ve belgeselleriyle yazılı ve görsel basında uzun yıllar süren bir emeği var.
Karikatüristliğinin başı çektiği çok yönlülükte sanatının olumlu izlerini görebilmek olası. Özellikle bu sanatsallığını, öykülerden gelen bir özgün bir çizgiyle üsluplaştarmasını bilmesi dikkat çekiyor.
Atar gibi yazmış gözükmek istemiş yazar 1995-1996 yıllarındaki Milliyet gazetesinin Pazar Eki´ndeki köşesinde, fakat o farklı ve kendine has çizgisiyle bu yazıları sevimli ve etkili bir dil almaya başlamış kimilerinin hoşuna gitmese de.
Yazılarındaki alaysılık, dalga geçme, mizahi taşlamalar dönemin yükselen değerleri olarak görülen olumsuzluklara karşı okurlardan da kabul gören bir direnç oluşturmuş.
Sanat sayfamızın yayın yönetmeni sevgili Ali Taş da okudukça, bendeniz de zaman zaman ve gereksinim duydukça, onun çalışmalarına koşut bir bütünlük oluşturmaya çalışmam nedeniyle Nazım beyin sanatsal değerdeki kitaplarını okuma şansına sahip olacağım. Şimdilik gördüğüm tablo, Sayın Nazım Alpman´ın kitaplarının okuma şansını yaratan yapıtlar olabileceği.
Nazım Alpman´ın köşesinden attığı bazı taşlar yerini buluyor ki okurlarla sıcak bir iletişim kurabiliyor; ironiyi taşlamanın belkemiği hâline getirebiliyor. Bu da okurla bir arz/talep dengesi kuruyor ki, klasörler dolusu mektuplar biçemsel eylemindeki yerini buluyor.
Görülüyor ki, belgesel, röportaj, gezi yazıları, metin yazarlığı, köşe yazarlığı ve karikatür gibi çalışmalar arasında mekik dokuyan yazar başlangıcı olarak yol aldığı öyküden, basın ve televizyon durağında durduktan sonra romana doğru yol alan bir yazar olarak izlenim bırakıyor.
Yaşamımızda olumsuzluk taşıyan yükselen değerlere karşı güçlü bir ironi yükle yöneldiği noktada eleştirinin ağır ve etkili gücünü görebilme olasılığı da yer yer bir sonuç olarak karşımıza çıkıyor
Yazarın dalga geçmesi kuşkusuz, eleştirellikle alaşağı ettiği olumsuzluklar karşısında, algılanış yönü itibarıyla tahterevallinin diğer ucundaki gerçekleri yükseğe, yüceliğe taşımakta olduğu da görsellikler yaratabilen bir okur sonucu olsa gerek.
Nâzım Alpman´ın kendisini bekleyen romanlarla erişeceği yer belki de bir Aziz Nesin´in, Muzaffer İzgü´nün yokluğunun duyumsandığı yer neden olmasın.
*(28.01.2019)
