Hayata dair yazıyorum?
Adana basın hayatında tarihi bir yeri olan,hatta Türkiye yayım hayatında önemli bir yeri olan ?Yeni Adana 18 ? gazetesindeki dostlarıma uğrayıp yazımı sundum.?Eğitimcilerin üslubu ve diliyle yazılan yazılar,yayımlanır.? dediler.Bana gazetelerinde bir köşe verdiler.İçim; sevinç,heyecan,korku ile çalkalandı.Yazımı okuyup da karar verseydiniz,beğenilirse sevinirim,dedim.Okuyup beğendiklerini söylediklerinde gururlandım işin doğrusu.Yeni bir güç-yazma gücü- elde etmiş olmanın sevinciyle , okuyucularıma diyebilirim ki bu köşede içtenlikle, gereken özenle hep karşınızda olacağım.
Köy Enstitülerinin kapatılıp,ilköğretmen okullarına dönüştürüldüğü yıllarda geçti çocukluğum. İlköğretmen okullarına köylerden %75, kasabalardan %25 oranında öğrenci alınıyordu.Köy Enstitülerinde akademik derslerin dışında ; el sanatları, marangozluk,müzik,tiyatro,resim,heykel,spor, kültürel etkinlikler? tüm ciddiyetiyle sürdürülüyordu.Kendimi, böyle dolu dolu bir ortamın içinde buldum.O yılları,şimdi daha iyi anladığımı söyleyebilirim.
Ben ilköğretmen okulu ikinci sınıfında okurken,ağabeyim de birinci sınıfta okuyordu.Birlikteydik anlayacağınız.Tatillerde köyümüze geldiğimiz zaman, babamızın bizle gururlanması en büyük mutluluğumuz olurdu.Hele bir de bu gururu başka yüzlerde arayacak olmalı ki bizi köyün kahvesine götürdüğünde ,kahvedekiler bizi görünce ayağa kalkarak ? bakın bakın hocalar geliyor,? derlerdi. Bizlere sandalyelerini verirlerdi. Şimdi düşünüyorum da bu saygıyı, taa o zamandan bu zamana taşıyabildik mi,ya da bu zamandaki öğretmenlerin yüzleri bilime,sanata? ne kadar dönük?Ayağa kalkmalarına sebep biz miydik, yoksa ülkemizin aydınlık geleceği adına mıydı? Gelin buna siz karar verin. Öğretmen olduğumuzda da halkımızın çocuklarını, bilgili birer yurttaş olarak yetiştirmeye ant içtik.
Mustafa Kemal Atatürk´ün kurduğu ?Cumhuriyet?in ve bu cumhuriyete sahip çıkan biz öğretmenlerin, halkın çocuklarını bilim temelinde eğitip yetiştirerek, ülkeyi en sağlam temellerle yarınımızın aydınlık yüzlerine teslim etmeliyiz.Bizler ?Köy Enstitüleri? eğitim sistemi içerisinde yetişerek Atatürk´ün emanetine sahip çıkmayı ilke edindik.Bizim kuşak Ata´sına bağlı onun yolunda,onun ilkelerini hayata geçirmeye çalışmış ve başarılı olmuştur.
Mustafa Kemal Atatürk ,parasız eğitim diyerek devletin en asli vazifesinin eğitim olduğunu söylemiştir.Milletin aydınlanması sağlanarak halkımızın çocuklarına hiçbir ayrım yapılmamıştır. O yıllar ile bugün arasında çok büyük farkların olduğunu görüyoruz. Eğitim sistemimiz şu an acınacak halde.Bu durumdan kurtuluşumuz; çağdaş,bilimsel,aydınlık bir eğitim sistemiyle mümkündür.
Saygılarımla