Prof. Dr. İbrahim ORTAŞ,


Araştırma Üniversiteleri, Çukurova Üniversitesinin Kaçırdığı Şansı Yeniden Yakalama Olasılığı Ve Öneriler İbrahim Ortaş, iortas@cu.edu.tr


 iortas@cu.edu.tr

 

Yaklaşık bir yıldan fazla zamandır Türkiye´de araştırma faaliyetlerine etkinlik kazandırmak için 10 üniversiteye araştırma üniversitesi statüsü kazandırılması için üniversitelerin projeleri ve öngörüleri dosya halinde YÖK´e bildirmeleri istenmişti. Nihayet 26 Eylül´de 10 üniversiteye ?Araştırma Üniversitesi? statüsü verildi.

Basına yansıdığı kadarı ile değerlendirmeye 58 üniversite katılmış, ilk elemede aşağıdaki ölçütler üzerinden ilk 25 üniversite belirlenmiştir.  Öğrendiğimiz kadarı ile Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, TÜBİTAK, Kalite Kurulu, Devlet ve Vakıf üniversitelerinin temsilcilerinden oluşan seçici kurul üniversiteleri:

- SCI´de yayınlanan makale sayısı ve puanları,

- Uluslararası işbirliği ile yapılan SCI yayın sayısı,

- Bu yayınlara yapılan atıf sayıları,

- Proje sayıları ve proje bütçeleri,

-Uluslararası kaynaklardan (AB ve diğer proje kaynakları) işbirliği ile gerçekleşen bütçe fonları,

- Üniversitenin mezun etiği doktora öğrencisi sayısı,

- YÖK 100/2000 Doktora Burs Programına katılıp katılmadığı,

- TÜBA ve TÜBİTAK ödüllü öğretim üyesi sayısı,

- TÜBİTAK destekli Teknoloji Transfer Ofisleri (TTO) bulunup bulunmadığı,

- Patent sayısı

gibi ölçütler üzerinden belirlenmiş; ilk değerlendirmeyi aşan 25 üniversitenin rektörleri ile ayrıca görüşülmüş ve üniversitelerin geleceğe ilişkin çalışmaları öğrenilmeye çalışılmıştır:

-Türkiye´nin bilimsel olarak öncelikli olarak gördükleri alanlar ve bu konularda ulusal ve uluslararası alanlardaki, referans çalışmalarının ne olduğunu,

-Üniversitenin araştırma-geliştirme stratejisi ve bu konudaki çalışmaları ayrıca bu konularda ne tür bir öncülükler edebildiğini veya edebileceğini,

-Üniversitenin mevcut bilimsel araştırma potansiyeli, durumu ve gelecek yönelik ne tür planlarının olduğu gibi konularda üniversitelerin ağırlığını ölçmeye çalışmışlar.

Üniversitelerin Sıralama Puanları Açıklanmadı, Şeffaflık Zedeleniyor

Bu değerlendirmeler sonucu belirlenen 10 asıl ve 5 yedek Araştırma Üniversitesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından 26 Eylül 2016 günü açıklandı. Çukurova Üniversitesinin yedek listede olduğunu öğrendik. Sıralamada üniversitelerin aldığı puanlamalar açıklanmadı. Üniversitelerin yukarıdaki değerlendirmeler sonucu hangi alanda ne durumda olduğunu görebilsek daha çok yorum yapabilme şansına sahip olurduk. Eğer yukarıdaki ölçütlere göre objektif bir değerlendirme yapıldıysa hangi üniversitenin önde olduğu ve hani üniversitenin birinci yedekte olduğunu bilmek üniversitelerin kendilerini değerlendirmeleri bakımından önemlidir.

Araştırma Üniversitesi Ayrımı Üniversiteler Arasında Ayrımcılığa Yol Açmamalı

Ülkemiz eğer bilim dünyasında söz sahibi olacaksa bilimsel çalışmalara ciddi önem vermesi mutlaka gerekir. Ancak belirli sayıda üniversiteyi öne çıkarak diğerlerini işlevsiz bırakacak şekilde değil de tüm üniversitelere eşit yarışma olanağı sağlaması ve üniversitelerin akademik kadrolarını liyakate dayalı olarak belirlemesi gerekir. Bazı Anadolu üniversitelerinde çok başarılı dil bilen araştırma yapma potansiyeli olan kadrolar olanaksızlıktan araştırma yapamadığını hep duyuyoruz. Bu bağlamda tüm üniversiteler ürettikleri ve başarıları ölçüsünde destek görmelidirler.  

Mevcut hali ile ilk 10 içindeki üniversiteler hali hazırda sahip oldukları potansiyelleri ile uluslararası alanda araştırma yapmaya çalışmaktadırlar. Üniversitelerimiz içinde dünya ölçeğinde eğitim ve araştırma potansiyeline sahip olanların olduğu açık. En azından Prof. Aziz Sancar´ın Türkiye´de üniversite eğitimini tamamladıktan sonra yurtdışına çıkması ve Nobel alması bunun en açık kanıtı. Bu bağlamda öncelikle bütün üniversitelere bilim insanlarının projelerine olanak verilmeli, hangi üniversitede, hangi birim veya araştırma grubu öne çıkmak istiyor, bilimsel üretim gerçekleştiriyor, bunun bilinmesi önemlidir. Sonrada her üniversite ABD ve AB ülkelerinde olduğu gibi yıllık değerlendirmesi ölçüsünde bütçeler almalıdır. Yoksa ilerde bugün büyük emek ve paralar ile kurulan çoğu üniversite yalnızca ders veren okul durumuna dönüşebilir bu duruma dikkat etmek gerekir.

Üniversitelerin Kalitesini ve Araştırma Potansiyelini Üniversitenin Amacı ve Hedefleri Belirlemektedir

Dünyanın hemen her ülkesinde üniversite kaliteleri farklılıklar oluşturmaktadır. Bu farklılıkları yaratan o üniversitenin kuruluş felsefesi ve kurucu iradenin bilim politikası, amacı, misyonu ve vizyonu belirlemekle birlikte amacın ve belirlenen stratejilerin gerçekleşme durumu ayrıca önemlidir. Bugün kalite değerlendirmeleri yönünden önde görülen üniversitelerin en önemli özellikleri belirledikleri hedeflerinden taviz vermemeleridir. Bunların başında da liyakate dayalı yüksek performanslı öğretim kadrosu ve öğrenci alımıdır. Kuruma nitelikli kadrolar alınmışsa kurum parada bulabiliyor, araştırma olanağı da. Bunu başaramayan, güç ilişkilerine bağlı akademik ve idari yapılanma içinde olan kurumların hiç bir şekilde üniversite gibi çok özel bilim ve teknoloji politikalarını kazanması ve sürümesi mümkün değildir. Bu bağlamda üniversitelerin özerk olması ve kendini gerçekleştirmesi öncelikli olarak sağlanması gerekir.

Maalesef ülkemiz üniversiteleri akademik yapılanma ve üniversitelere taze kan kazandırmada başarılı olamadı. Katıldığımız uluslararası kongrelerde ve toplantılarda gördüğümüz başarılı projelerin sunumlarının ve yayınların geniş araştırma gruplar tarafından yapıldığını görmekteyiz. Türkiye´nin uluslararası vitrine çıkan üniversitelerinin olması isteniyorsa GSMH içinde araştırmaya ayrılan pay AB standartlarına çıkarılmalı ve üniversitelerin öncelikli olmaz ise olmazı özerk akademik yapılanmanın sağlanması, liyakate dayalı akademik kadroların oluşturulması sağlanmalıdır. Daha öncede TÜBİTAK da öncelikli üniversitelere yıllık 1 milyon dolarlık fon aktarımı projesi başlatmıştı. Sonuçları ne oldu bilmiyorum. Ancak üniversitelerin özerk yapılarına uygun bilim politikası üretemiyorsa, liyakate dayalı bilim insanı üniversiteye alamıyorsa, kendi bütçesini kendisi oluşturamıyorsa dışarıdan gelen sınırlı kaynaklar ile üniversiteleri bilimsel anlamda uluslararası alanda söz sahibi etmek ve görünür kılmak mümkün olmayacaktır.  

YÖK Değil Üniversiteler Araştırma Üniversitesi Olmayı Kendileri Karar Vermelidir

Hangi üniversitenin araştırma üniversite olması kararının YÖK tarafından veriliyor olması yerine üniversitenin kendi sahip olduğu potansiyele göre karar vermesi daha yaralı olacaktır. YÖK´ün açıklamasına göre iki yılda bir üniversitelerin sıralaması değişecek deniyor. Bu durumda üniversiteler dönem dönem araştırma üniversitesi kategorisinin dışına çıkacaklar ki o üniversitenin araştırma üniversitesi olma durumunu değiştirecek mi? Bu bağlamda araştırma üniversiteleri olarak desteklenecek sayının 10 ile sınırlandırılması da sorunlu olabilir. Gönül ister ki ülkemizdeki tüm üniversiteler gelişmiş araştırma üniversitesi olsun. Ülkemizin sağlıklı kalkınması için üniversitelerin özerkliğine uygun olarak kendi potansiyelini oluşturması ve araştırma yapmakta ısrarcı olması gerekir. Yoksa bu yapılanma üniversitelerin araştırma potansiyeline olumsuz etkide edebilir.

Sorunun Köklü Çözümü İçin, Pedagojik İlkeler Önemli, Eğitim Fakülteleri Ve Temel Bilimler Fakülteleri Taşıyıcı Olmalı

İyi araştırmacı yetiştirilmesi, araştırma sayısının ve buluşların artırılması her şeyden önce iyi eğitimden geçmektedir. Maalesef ülkemizin eğitimi okul öncesinden üniversiteye kadar temel eğitim bilimleri ve bilimsellikten uzak olduğu yapılan bütün ulusal ve uluslararası sınavlar ile tespitlidir. Öğrencilerin temel eğitimden, ortaöğretimden matematik, fen, sosyal bilim, dil, proje, eleştirel ve bilimsel düşünce düzeyi hazır olarak gelmesi, üniversitelerin bunları geliştirip ilerletmesi önemli bulunuyor. Eğitim niteliği için öğretmen kalitesi çok önemlidir. Sorunu temelden çözmek için Eğitim Fakültelerinin eğitim niteliği merkezi rolde olmalıdır. Bugün örnek Finlandiya modeli nitelikli eğitmene dayanmaktadır. Temel bilimlere ayrıca önem verilmeli. Temel bilimler olmadan araştırma ve teknoloji yapılmayacağı yaşanılarak öğrenildi. İyi bir temel eğitimden sonra fen okuryazarlığının kazanılmadığı hiçbir toplum-ülke araştırmacı yetiştiremez. Gelişmiş toplumların yaratığı farklılığın temelinde temel eğitim ve bilime verdiği önem bulunmaktadır.

 ---

Çukurova Üniversitesinin Potansiyeli İlk 10 Sıralaması İçin Yeterli  

YÖK değerlendirmesinde göre bugün Çukurova Üniversitesinin devlet üniversiteleri arasında araştırma üniversitesi olmaya aday ilk 15 üniversite arasında bulunuyor. Konunun artı ve eksileri mutlaka değerlendirilmelidir. Listede ilk 10 üniversite arasındaki bazı üniversiteleri görünce Çukurova Üniversitesi ilk 10 üniversite içinde olma şansı kaçırmamalıydı. Konu eğer ?Misyon farklılaşması ve ihtisaslaşma projesi kapsamında araştırma üniversitelerinin belirlenmesi? ise Çukurova bölgenin ve ülkenin potansiyel bir üniversitesi ve ilk 10 sıralaması için da olmalıydı. İlk 10 sıralamasında 1980 sonrası kurulan üniversitelerin bugün ilk 10 arasında yer aldıkları dikkate alındığında, 1973 yılında kurulan Çukurova Üniversitesinin 1980´li yılların sonlarında devlet üniversiteleri arasında ilk 5. sırada (Ortaş, 2012  (http://blog.milliyet.com.tr/adana-ve-universite-penceresinde-cukurova-universitesinin-dunu-bugunu/Blog/?BlogNo=378835) yer alması Çukurova Üniversitesi için geniş bir değerlendirme yapmayı akla getiriyor. Eski YÖK üyesi Prof. Dr. Mümin Köksal´da Çukurova Üniversitesinde verdiği bir konferansta Çukurova Üniversitesinin somut veriler üzerinde ilk 5. sırada olduğunu belirtiyordu.

Üniversite İlk 10 Sıralamasında Yerini Alması İçin Şimdiden Hazırlık Yapmalı  

Çukurova Üniversitesi kıl payı kaçırdığı araştırma üniversitesi sırlamasında mutlaka yer alması gerektiğini düşünüyorum. Kaynak aktarımı, akademik ve teknik kadro desteği olmadan artık ileri düzeyde araştırma yapmak imkânsız. Ayrıca proje bütçeleri ve alt yapıdan belki de en önemlisi nitelikli insan kaynağıdır. İlk 10 üniversite içinde olmanın üniversiteye kazandıracağı bütçe ile geniş kapsamlı ulusal ve uluslararası bilimsel projeler sağlamak, alt yapının güçlendirilesi, taze kan akademik kadro sağlama, yurt dışından öğretim üyesi getirme, yeni araştırma merkezleri kurma imkânı sağlamak her araştırmacının arzusudur. Bu nedenle Çukurova Üniversitesinin 5 yedek arasında olmasının tesellisi bir yana önüne belirli bir zaman dilimi için hedef koymalı ve mutlaka ileride araştırma üniversitesi statüsü kazanmalıdır. Hiçbir komplekse kapılmaksızın üniversiteyi masaya yatırarak ciddi bir değerlendirmeden geçirmek zorundayız. Bu konularda geçmişte yapılan birçok temenni ve öneriler halen güncel. 2005 yılından sonra başlayan öz değerlendirme çalışmaları dâhil birçok çalışmada ortaya konulan çoğu öngörüler denetim ve değerlendirme yapılmadığı için çok yol alamadık. Bugün önümüzde yeni bir süreç var ve Çukurova üniversitesi gibi araştırma yapma potansiyel olan bir üniversite yeteriz bütçe ve nitelikli akademik kadrolardan yoksun kalmamalıdır.

Ne Yapılmalı?

Naçizane görüşüm ve önerim,

Öncelikle üniversitenin bilim politikası oluşturulmalı. Üniversitenin misyonu ve vizyonu kendi potansiyel gerçekçiliğine uygun olarak belirlenmeli. Buna bağlı olarak tüm birimlerin bilim politikasına uygun kendi hedef ve stratejilerini ortaya koyması gerekir. Daha önce defalarca kâğıt üstünde üniversitenin stratejileri yazıldı çizildi ancak denetleme ve izleme olmadığı için yazıldığı gibi kaldı. Üniversitede uluslararası düzeyde belirli alanlarda tanınırlığını sağlayan potansiyel alanlarda en kısa sürede destekler sağlanmalı ve araştırma potansiyelini ortaya koymalı. Bunun için bazı radikal karalar alması gerekir.

Günümüzde üniversitelerin başarı sıralamasını ve yerini belirleyen kriterlerin yerine getirilmesi için daha nitelikli araştırma ve makale üretimi en önemli göstergedir. Bunun için

a)      Araştırmaya ayrılan bütçeyi dünyadaki eşdeğerlerinin bulunduğu düzeye getirmek,

b)      Nitelikli akademik kadrolara sahip olmaktır.

Bütçe Hükümette, Kadro YÖK´te, Üniversitelerin Özerkliği Artırılmadan Yol Alınamaz

Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinasyon Birimi bütçe yönünden üniversitenin bilim politikasına ve stratejik amacına bağlı olarak güçlendirilmelidir. Son yıllarda bu konuda çok önemli gelişme sağlandı, ancak Yüksek Lisans ve doktora projelerin bütçeleri araştırma yapılacak düzeye çıkarılmalı. Üniversitenin güdümlü ve stratejik projelerinin mutlaka oluşturulması ve desteklenmesi sağlanmalıdır. Üniversitenin araştırma potansiyelini ve görünürlüğünü artıracak araştırma gruplarının oluşmasına olanak sağlayacak kadro ve proje imkânı yaratılmalı. Bu konuda potansiyeli olan bütün araştırıcılara ayrıca destek sağlanmalı.

Üniversitenin akademik kadro yapısının güçlendirilmesi ve sürekli taze kan sağlayacak yeni bir yapılanma sağlanmalıdır.

Araştırma üniversitesi olmanın en önemli saç ayaklarından biri de yabancı dil sorunudur. Dil bilmeden araştırma yapmanın imkânı yok. Yıllık 3 milyon bilimsel makalenin yayınlandığı dünyada kendi alanındaki gelişmeleri anında izlemeden ve bulgularını yayınlamadan araştırmaları izlemek mümkün olmayacaktır. Bunun için öncelikle üniversitenin mutlaka İngilizce hazırlık eğitimi vermesi şart.

Lisans öğrencisi kontenjan ve sayılılarını kademeli düşürmek ve lisansüstü (yüksek lisans ve doktora) öğrenci sayılarının artırılması gerekir. Bunun için üniversitenin lisansüstü programları öğrenci kayıt merkezi olmanın ötesinde proje-program yapabilen dinamik yapılara dönüştürülmeli. Proje asistanlığı üniversite araştırma projelerine eklenmeli, üniversitenin yaratacağı doktora bursları ile ulusal ve uluslararası ölçekte kabuller ile iyi araştırıcıları bünyesine katması hedeflenmeli. Üniversitenin uluslararasılaşması için yabancı araştırıcı ve öğrenci oranı % 5 düzeyine çıkarak projeler üretilmeli. Dünyada üniversitelerin başarı kriterleri arasında sayılan doktoralı öğrenci sayısı üniversiteye yeni anlayış ve dinamizm kazandırması bakımından önemli.

Üçüncü aşama izleme ve değerlendirmedir. Üretilen plan ve projelerin gerçekleşme durumunun belirlenmesi için düzenli denetim ve değerlendirme yapılmalıdır. İlk 2-4 yıl içinde belirlediği hedeflere kademeli olarak ulaşması sağlanmalıdır. 

Toplumsal Bütünleşme ve Destek Olmazsa Sıralamanın Önemi Olmaz

Akdeniz çanağının halı hazırda en gelişmiş üniversitesi konumundaki Çukurova Üniversitesinin güçlenmesi beraberinde bölgeye katacağı teknolojik transfer ve olanaklar çarpan etkisi ile çok sayıda alanda ekiler yaratacaktır. Bu bağlamda başta Adana olmak üzere bölge illeri, belediyeler, sanayicileri ve ilgili kitle örgütleri mutlaka üniversitenin araştırma üniversitesi olması için destek sunmaları gerekir. Adana ve bölgenin gelişimi ve ilerlemesi üniversitenin ilerlenmesinden ayrı olamaz. Bu bilinçle top yükün bir seferberlik gerekiyor. Yoksa son yıllarda gerileyen bir kent olarak gelişemez ve bununun sonucu bölge üniversiteleri de gelişemez.

Bu anlamda üniversitenin liyakate dayalı yapılanması ile üniversiteyi görünür kılacak proje ve makale üretecek çok sayıda araştırıcının hemen kolları sıvayacağını düşünüyorum. Üniversitenin konuyu akademik yılın yeni açılış yıl dönümü ile birlikte masaya yatırması üniversitemizi güçlendirecek ve ileriye taşıyacaktır. Üniversitenin halen potansiyeli var ve bunu başarabilir. İyi bir organizasyonla, üniversite dışındaki kurum ve kuruluşlarında desteği ile üniversitenin isteklendirilesi ile başaracağına inanıyorum.    

 

 

 

YAZARLAR

  • Perşembe 31.6 ° / 17.1 ° Güneşli
  • Cuma 24.9 ° / 15.2 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Cumartesi 24.8 ° / 13.8 ° false
  • BIST 100

    9629,68%0,85
  • DOLAR

    32,53% 0,26
  • EURO

    34,66% 0,36
  • GRAM ALTIN

    2499,23% 0,53
  • Ç. ALTIN

    4196,44% 1,04