Ahmet DOKUZOĞLU-NE DEMİŞTİK?


BEDİR SAVAŞI


             Mekke´den Medine´ye Müslümanlar hicret ediyorlardı. Mekke´li Kureyş´liler daha önce Peygamberimiz(sav)´i öldürmek istemişlerdi. Bu defa Amr bin Hadrami´nin Müslümanlar tarafından öldürülmesini fırsat bilerek, Medine´ye baskın yapmayı düşünüyorlardı. Çünkü; Şam ticaretinin engellenmesi onlar için korkunç bir yıkım olacaktı ve korkuyorlardı.

              Bu sebeple Müslümanları Medine´den temizlemek için ordu hazırlamaya başladılar. Yapılacak savaşın masraflarını çıkarmak için de Ebu Süfyan bin Harb´in başkanlığında bir ticaret kervanını oluşturup, Medine yolu üzerinden Şam´a gönderdiler.

              Gönderilen kervana Mekke´nin bütün zenginleri hisselerine göre ortak olmuşlardı. İçlerinde Mekke´nin ileri gelenlerinden Amr bin As, Mahreme bin Nefel gibi şahıslarda vardı. Bu kervanın sermayesi bin deve ve elli bin dinardan oluşan büyük bir ticaret ortaklığıydı. Kervanı dış müdahaleden koruması için otuz kırk kadar silahlı kişiler tutulmuştu.

             Peygamberimiz(sav) bu kervanın Şam´a gittiğini öğrenmiş, dönmekte olduğunu da haber almıştı. Kervanı takip etmeleri için de birkaç tane adam görevlendirmişti. Bu konuyla ilgili olarak, Ensar ve Mücahitleri toplayarak istişarede bulundu.

             Yakın gelecekte Müslümanların aleyhine kullanılacak malların büyük bir yekun tuttuğunu, kervanın başında bulunanların az kişiler olduğunu, onlara şöyle bildirdi.

            ?Haydi, hazırlanın ve kervanı karşılayın. Umarım ki Allah size bununla menfaat temin edecektir.?

               Mekke´den Medine´ye gelen Muhacirler çok büyük sıkıntı yaşamışlar, evlerini barklarını terk edip Medine´ye kaçmışlardı. Onların bu sıkıntıdan kurtulmaları için adı geçen kervan büyük bir nimetti. Bu fırsatı değerlendirmeleri gerekiyordu.

               Nihayet hazırlıklara başladılar. Hicretin ikinci yılında Ramazan´ın sekizinci gününde Medine´den harekâta geçtiler. Kimi ağır, kimi hafif teçhizatlıydı.

               Resulullah(sav); Abdullah Bin Ümmü Maktüm´ü halka namaz kıldırması için yerine vekil bıraktı. Ensar´dan Ebu Lübabe´yi Medine´ye naip tayin ederek geri çevirdi.

               Sekiz kişi mazeretleri nedeniyle izin aldılar. Altmış dördü Muhacirlerden, diğerleri ise Ensar´dan olmak üzere toplam üç yüz beş kişiydiler.

               Üç atlısı, yetmiş develisi mevcuttu. Develere nöbetleşe biniyorlardı.

              Rasulullah(sav), Ordunun başkumandan sancağı denen beyaz renkli Liva-i saadeti Mus-ab Bin Umeyra´ya verdi. İki siyah bayraktan birini Hz. Ali (ra), diğerini ise Sad bin Muaz´a verdi.

              Bu sefere katılmak için ordunun içine karışan, yaşları on üç civarında, sekiz de genç vardı. Peygamberimiz(sav) onların düşmanla çarpışamayacaklarını düşünerek geri çevirdi.

              Ebu Umame(ra), annesinin hastalığı nedeniyle, Hz. Osman(ra) da hanımının ağır hasta olması nedeniyle, seferden geri kaldılar.

              Müslümanlar yazın en sıcak gününde yola çıkmışlardı. Rasulullah(sav) de bir veya iki gün oruçlu yola devam ettikten sonra, orucunu açtı. Diğerlerinin de açmaları için emir buyurdu.

                                   MÜŞRİKLERİN DURUMU 

             İslam ordusu henüz Bedir mevkiine varmadan, Ebu Süfyan Bin Harb başından beri kuşku duyduğu baskını haber almış, derhal Mekke´ye haber salarak kervanın korunması için tedbir almalarını ve savaşa hazırlanmalarını emretmişti.

             Diğer taraftan yol istikametini değiştirerek, Müslümanların hedef alanının dışına çıkarak, Bedir´e uğramadan Mekke´ye doğru gitmeye karar vermişlerdi.

              Mekke´ye gönderilen haberci olaya korkunç bir durum vermek için yakasını, paçasını yırttı. Devesinin kulaklarını kesti. Devenin üzerinde avazı çıktığı kadar bağırarak;

              ?Ey Kureyş, ticaret kervanınız Muhammet ve arkadaşları tarafından yağma edilmek üzeredir. Güzel kokular, nefis gıdalar, nadide kumaşlar yüklü develeriniz elden gidiyor. Yetişebileceğinizi pek ümit etmiyorum. İmdaaat?İmdaaat.?diye bağırmaya başladı.

               Mekke zenginlerinin hepsi kervana ortak olmalarından dolayı, şehir birden heyecan içinde çalkalandı. Başta Ebü Cehil olmak üzere, Kureyş´in ileri gelenleri süratle hazırlığa başladılar.

               ?Muhammet ve arkadaşları, bunun da Amr bin Hadrami´nin kervanı gibi olacağını mı sanıyorlar? Hayır?.Bunun ondan bambaşka olacağını görecekler.? diyorlardı.

                Eli silah tutan Mekke eşrafı ve erkekleri sefere katıldılar. Atını, devesini, kılıcını, zırhını kapan meydana çıktı. Gidemeyenler, hasta olanlar yerlerine adam verdiler.Toplam dokuz yüz elli kişi olmuşlardı.

                Kureyş´in elebaşlarından Ümeyya bin Halef, yaşlı ve ağır gövdeli bir adamdı. Yaşlılığını bahane ederek sefere katılmak istemedi. Ebu Cehil ile Ukbe bin Ebi Muayt, bir elinde sürmelik, diğer elinde buhurdanlık olduğu halde yanına gelerek;

               ?Al bunu tütsülen. Bununla da sürme çek. Karılar gibi oktan ve kılıçtan korkanlara bunlar yaraşır.?dediler.

                  ?Kafirler şüphesiz ki mallarını Allah yolundan alıkoymak için sarf ediyorlar. Daha da sarf edecekler. Sonra bu kendilerine yürek acısı olacak. Ve sonunda mağlup olacaklar. Küfründe inat edenler ise cehenneme sürükleneceklerdir. Enfa suresi 36. ayet?

                Resulullah(sav) mütevazı ordusuyla Bedir´e doğru yürüyüp Zefiran vadisine geldiğinde Mekke´den kuvvetli bir ordunun hareket ettiğini öğrendi.

                Hiç ummadığı bir durumla karşılaşan Ashabı Kiram, buna çok şaşırdılar. Onlar savaş hazırlığı yapmamışlardı. Amaçları kervana saldırmak, oradan ganimet elde etmekti. Bu durum karşısında şaşkına döndüler. Rasulullah(sav) Müslümanların büyük bir imtihandan geçeceklerini biliyordu.

             Yaklaşık kırk kişi tarafından korunan bir kervan için, koskoca bir ordu ile savaşmanın ne kadar zor olacağını tahmin ediyorlardı. Geri dönmeleri de bir o kadar utanç verici olabilirdi. Tam bu sırada Cebrail (as) gelerek;

               ?Müslümanlara iki olaydan birinin vaat edildiğini müjdeledi. Ya kervana saldıracak ganimet elde edecekler, ya da Orduya karşı koyacak zafer kazanacaklardı.?

                Peygamber(Sav) ashabını toplayarak;

              ?Ne dersiniz? Kureyş Mekke´den çıkmış, bütün hınçları ve azgınlıkları ile geliyorlar. Sizce kervanı takip etmek mi iyidir? yoksa, Kureyş ordusunu karşılamak mı ??dedi.

                 ?Düşmanla karşılaşmaktansa kervanı takip etmek daha makbuldür.?dediler.

                  Hz.Peygamber(sav) bu durumdan hoşlanmadı. Hz. Ebubekir, Hz. Ömer ve diğerlerine,? Kureyş ordusuna karşı gidilmesi ve çarpışılması? yönünde etkileyici bir konuşma yaptı. Ashaptan Mikdat Bin Esved;

                ?Ya Resulullah(sav), Kavminin Musa Aleyhisselama dediği gibi Sen ve Rabbin varın savaşın. Biz burada oturacağız.?demeyiz, fakat biz deriz ki; Sen dilediğin yere git. Seninle beraber olacağız.?

                  Resulullah(sav) onun sözlerinden fevkalade memnun oldu.

                 İslam ordusu, cuma gecesi yatsı vakti Bedir yakınında bir yerde konakladı. Sahabelerden biri, düşmanın konaklayacağı yerdeki bir kuyunun başına konaklamaları gerektiğini söyledi. Peygamberimiz(sav) onu doğruladı. O kuyunun başına gittiler. Önüne bir havuz yapıp içini suyla doldurdular. Diğer kuyuların hepsini tek tek kapattılar.

               Harp sahası yakınında bir yere Peygamber(sav) için bir çardak yaptılar. Başına nöbetçi diktiler. Peygamberimiz(sav) harp sahasını gezerek kimin nerede öleceğini tek tek söyledi. Söylediklerinin hepsi savaşta aynen oldu.

 

         ?Onlar değişik gruplardan bir ordudur. İşte şurada hezimete uğratılacaktır.Sad-11?

             Bedir Beldesi Medine´nin 120 km güneybatısında Kızıl Deniz´e 30 km uzaklıkta bir yerdir. Ahalisi hayvancılıkla geçinir.

              Müşrikler Müslümanların karşısında kılıçlarını sıyırdılar. Ebu Cehil kısrağının üzerine çıkarak şöyle dedi;

             ? Bugün Muhammed´i ve arkadaşlarını tutup iplere bağlamadıkça dönmeyeceğim. Sizden her biriniz onlardan birini öldürebilirsiniz. Fakat siz onları yakalayacaksınız. Lat ve Uzza´dan yüz çevirmelerinin ne demek olduğunu onlara öğreteceğiz. Bizler bugün üzerine varılmaz ve yenilmez bir topluluğuz.?

              Karşılıklı atışmalardan sonra birbirine denk kişiler meydana çıktılar. Hamza Şeybe´yi, Ali Velid´i birer hamlede öldürdüler. Ubeyde ise Utbe ile karşılıklı yaralandılar. Müslümanlar hemen yetişip Utbe´yi de öldürdüler. Ubeyde´yi de baygın halde yanlarına taşıdılar. Daha sonra Ubeyde de şehitlerden oldu.

               Üç yiğit adamlarının öldürülmesi müşrikleri dehşete düşürdü.Bundan sonra iki er meydanı daha oldu.Müslümanlar onlarda da galip geldiler. Git gide savaş kızışıyor, saflar birbirlerine giriyordu. Peygamberimiz(sav) yere kapanmış;

               ?Ey Rabbimiz, düşmanlarına karşı bize yardım et. Ey yalvaranların niyazını duyan Allah´ım, bize merhamet et.?diyordu.

                 Çarpışma uzun süre devam etti. Cebrail (as)´ın uyarısı üzere Peygamberimiz yerden bir avuç kum alıp müşriklerin üzerine fırlattı. Bu kumdan etkilenmeyen hiçbir müşrik kalmadı. Hepsi gözleriyle uğraşıyorlardı. Hepsi son derece sersemlemişlerdi. Bu fırsattan yararlanan müminler onlara veryansın ettiler. Müşriklerin elebaşlarından onlarcası öldürüldü. Son olarak Ebu Cehil de ölünce geri kalanlar kaçmaya başladılar.

                 Çatışma Müslümanların zafer´i ile sonuçlandı. Toplam 14 şehit verdiler.Müşriklerin kaybı ise 70 ölü, bir o kadar da esir olmuştu.

                  Bedir savaşını biz sadece yüzeysel olarak anlatmaya çalıştık. Fakat bu savaşta birçok mucizeler meydana gelmiştir. Bedir savaşına giren müminlerin ölene kadar işleyecekleri günahlar bile af edilmiştir. Allah en iyi bilendir.

              Sirçü lisan ettik ise af ola. İsterim ki insan önce insan ola.      

 

YAZARLAR

  • Perşembe 31.6 ° / 17.1 ° Güneşli
  • Cuma 24.9 ° / 15.2 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Cumartesi 24.8 ° / 13.8 ° false
  • BIST 100

    9548,57%0,19
  • DOLAR

    32,49% 0,16
  • EURO

    34,80% 0,25
  • GRAM ALTIN

    2487,88% 1,05
  • Ç. ALTIN

    4157,48% -1,05