Ahmet DUMAN


Benzetmek Gibi Olmasın?

Geçen hafta içinde yemin töreniyle açılan meclis ?Cumhuriyet tarihinde ilk defa bu kadar çok renkli çok etnisiteli çok dinli ve dilli bir meclis?miş. Bu görüş o gün yani mecliste yemin töreni olurken TV lerde canlı yayın yapanlar tarafından sık sık ve öze


Bilenler biliyor ama bilmeyenler artmış olmalı; TBMM açıldığı ilk günden başlayarak çok dilli ve etnik çeşitlilikte bir meclis olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşayan her sosyal topluluk TBMM de temsil edilmiştir.

Bilenler biliyor ama bu TBMM dediğimiz meclis bir Kurtuluş Savaşı yapmış ve Cumhuriyeti de bu savaşı yapan tümü ulusal ve etnik kimliği farklı olan adına ve kendilerine Türk dedikleri bu halk kurmuştur. Sanıyorum bunu da bilenler azalmış veya kalmamış. İlk kurulduğu günden bu yana sadece dini yapısı sadece etnik yapısı söz konusu edilerek kimse bu meclise gelmemiştir. Bu mecliste hep Türkler olmuştur. Çünkü burası Türkiye´dir.

Geçen Salı günü anlatılan hatta neredeyse, sevinç çığlıkları atılarak anlatılan başka, uzak geçmişte kalan meclisleri de gördü bu topraklar. 1876 1. Meşrutiyet ve 1908 2. Meşrutiyet meclis-i mebusanı şimdilerde sevinerek anlatılmaya çalışılan meclise çok benziyordu. Ama o meclislerde nüfus oranına göre ve sadece dinsel ve etnik kökenleri nedeniyle seçilmiş milletvekilleri vardı. O meclislere imparatorluğun çeşitli yerlerinden gelenler öyle ?Demokratik!? yöntemlerle seçilmişlerdi ki; en ufak bir azınlık bile temsil ediliyordu. Doğal olarak kadınlar yoktu! Türban da yoktu? Neden doğal olarak? Çünkü Osmanlı Türkiye´sinde kadın yoktu! Sayılmazlardı! Temsil edilmeleri de olanaksızdı. Şimdi bu yeni meclis o meclislere benziyor. Anlatanlara göre iki şey çok önemli ve sevindirici: Birincisi, çok, ama yeterli olmayan, miktarda kadın milletvekili olması. Ve bu şıkkın daha da sevindirici olan tarafı çoğunluğunun baş örtülü olması! Hatta bayan sunuculardan biri kantarın topuzunu iyice kaçırdı ve ellerini iki yana açıp yüzünü yukarı çevirdi ?çok şükür o kâbus ve yasak aşıldı? deyiverdi. İkincisi, çok daha sevindirici: Artık Kürtler de mecliste parti olarak varlar! Şaşılacak şey; Hani bu parti Türkiye partisi oluyordu? Böyle diyerek oy istemediler mi?   

23 Aralık 1876 günü yürürlüğe giren kanuni esasiyle birlikte açılan ve meclis-i umumi adı verilen meclis en çok gayrimüslim tebaa tarafından sevinçle karşılanmıştır. Müslümanlar, bazı ayrılıkçılığa henüz hazırlananlar dışında, olayın öneminin farkında değildiler. 23 Temmuz 1908 de yeniden açılan meclis yukarda değindiğim gibi çok büyük sevinç gösterileriyle karşılanmıştır. Gayrimüslim tebaa yine  oldukça sevinçliydi ama bu kez Müslüman olan tebaa da sevinçliydi çünkü İttihat ve Terakki´nin halk tabanına yayılma çabaları kısmen sonuç vermişti. Ancak bu sevinenlerin sevinç gösterilerini bazı amaçlarını gizlemek için yapıldığı çok geçmeden anlaşılacaktı. İmparatorluğun 19.yy.dan devraldığı ermeni sorunuyla başlayan liste Bosna hersek Bulgaristan Girit gibi sorunları da içererek uzayıp gidiyordu. En önemlisi de Devletin başında II. Abdülhamit vardı. O ise başlı başına bir sorundu!

Ne yazık bu meclis bu sorunların altında ezilmiş hem İmparatorluk hem de meclis dağılmıştı. Onca etnik ve dini temsil koca imparatorluğu yok olmaktan kurtaramamıştı?

Benzetmek gibi olmasın ama?

YAZARLAR

  • Cuma 30.8 ° / 18.5 ° false
  • Cumartesi 31 ° / 16.7 ° false
  • Pazar 35.8 ° / 19.6 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • BIST 100

    9716,77%-0,05
  • DOLAR

    32,47% -0,17
  • EURO

    34,91% 0,40
  • GRAM ALTIN

    2434,93% 0,50
  • Ç. ALTIN

    3991,84% -0,04