2010 yılında “doğu biga madencilik” şirketi, alamos gold inc. adı altında kurulmuş. Anılan şirketin başyetkilisi, 9 yılda, Türkiye’de 100 milyon doların üzerinde yatırım yaptıklarını, 3 milyon ons altın çıkardıklarını, Türklerin, taş taşımak ve hafriyat işlerinde, dünyada en iyiler arasında olduğunu, Türk hükümetinden izinleri almak için 5 milyon dolar ödediklerini açıkladı.
Bu söylem, iki önemli gerçeği içeriyor. Birincisi, Türklerin maden çıkarma konusunda ancak taş çıkarmadan öte giden bir yeteneklerinin olmadığını, ancak hamallığı iyi yaptıklarını belirterek aşağılıyor. Pis işler, Türklere!!! Çıkarılan altını, Türkiye dışına götürmek onlara …
İkincisi, bu 5 milyon dolar, neyin nesi? Rüşvet mi, işlem giderleri midir? Anlaşılmıyor, belirsiz. Özünde, son 17 yılın en önemliği niteliği, her konuda bir belirsizliğin olması değil mi? Belirsizlik, bulanıklıktır. Ortalığı bulanık suya dönüştüren, istediği gibi at oynatmıyor mu? Atalar ne demiş? Kurt, bulanık havaları sever!
Kaz Dağları neden cazip? Alamos gold’un Türkiye’deki ons başına maliyeti, 373 dolarken, Meksika El Chanate’de bin 317 dolar. 1 ons altının piyasadaki değeri ne kadar? Bugünlerde, bin 500 dolar dolayında. Varın, siz kazancı hesaplayınız! Hepimize ait olan yerüstündeki, altındaki varsıllıkları, yerli işbirlikçileri sayesinde, alıp götürüyorlar… Helal olsun mu diyeceğiz?
Kanadalı şirket, kendi ülkesinde altın çıkarırken, siyanür kullanmıyor!!! Yetkililere şu soruyu sorabilir miyiz? Siyanürlü altın arama izni hangi gerekçelerle verildi acaba? İzin verenlerden bir ses seda çıkmadı… Suskunluğun bir nedeni mi var?
Kaz Dağları’nın üstü, altından daha değerlidir!!!
Şubat 2019 KHK düzenlemesiyle devlet, değerli madenlerden alacağı pay yüzdesi 4,5’dur. Neredeyse, emlakçi payı kadar değil mi? Kaz Dağları projesinden devlete yalnızca 180 milyon kalırken, kanadalı şirket, 3 milyar 820 milyon dolar kazanç sağlayacak.
Acaba, Maden Teknik Arama bunu yapamaz mıydı? Dahası yerli ve milli firmalarımız, taşeronluğu aşan maden aramaya, neden eğilim göstermez? Getirisi az mı, yoksa bilmediğimiz başka nedenler mi var?
Kaz Dağları ile CHP
Yalnızca 26 CHP milletvekilinin Kaz Dağları ile ilgili verdiği önerge, yerel ve milli olan iki parti oylarıyla mecliste reddedildi. Ana muhalefetin vicdan sızlaması (!), bu reddedilen önergeyle sınırlı kaldı.
Doğa felaketinin ayrımında olan insanlar, Kaz Dağlarında ağaç katliamını protesto ederek, Türkiye’yi ayağa kaldırdı. Kadınlarımız, sanatçılarımız Fazıl Say, Tarkan, Moğollar ana muhalefetten bin kat daha etkili karşı koyuyor!
Kanada Kaz Dağları Dayanışması, Montreal’de geniş katılımlı bir eylem örgütledi. Sırada, şirketin Toronto’daki merkez ofisi önünde oturma eylemi var.
CHP Genel Merkezi ise, Kaz Dağları’ndaki çevre kıyımına karşı şimdiye değin, ne Adana’da, ne de Türkiye çapında insana, doğaya, ağaca, suya saygı, sevgisini yasal protesto yoluyla demokratik tepkisini, örgütlü ortaya koymadı! Yalnızca, Çanakkale CHP milletvekilleri ve daha birkaç milletvekili, bu konuda basına bireysel sert açıklamalarda bulundu. Hepsi, o kadar!!!
Kitlesel bir protesto, CHP’ye halk nezdinde değer kazandırmaz mı? Anlaşılan, güçlenmeyi istemiyorsunuz! Ana muhalefet olmaya, Kaz Dağları’ndaki katliama karşı çıkarak layık olunuz!!!
Genel merkezin bu kayıtsız, umursamaz tavrı, kendiliğinden kafalarda bir dizi olumsuz soru ve yorumlara neden olduğu bilinmiyor herhalde…
Kaldı ki, sorun, yalnızca Kaz Dağları ile sınırlı değildir! Tüm yaşam kaynaklarımıza, yurdumuza sahip çıkmak, torunlarımızın yaşam ortamının karartılmasına göz yummamaktır!
Değerli okurum, TEMA’nın internet üzerinden imza kampanyasına desteği düşünebilir misiniz?
Sevgiyle Atatürk ile kalınız.
