Ahmet Yaşar Aktaş


Bilimsel Gözle Ankara Anlaşması’nın Sonuçları (3)

Değerli okurum, bu yazı dizisinin amacı, sözlü-yazılı basında karmaşık biçimde dillendirilen gerçekleri değiştirmeden, kendi aralarındaki bağlantıyı kurunca ortaya çıkan sonuçları anlaşılır, yalın bir tarzda okumanıza sunmaktır.


Değerli okurum, bu yazı dizisinin amacı, sözlü-yazılı basında karmaşık biçimde dillendirilen gerçekleri değiştirmeden, kendi aralarındaki bağlantıyı kurunca ortaya çıkan sonuçları anlaşılır, yalın bir tarzda okumanıza sunmaktır.

Soçi Mutabakatı hakkında gelecek köşe yazısında bilgi sunacağımı belirtip bir önceki köşe yazısında değinilen soruların yanıtına dönelim.

Pence’nin dışındaki abd heyet üyeleri, Türkiye ile varılan anlaşmayı, belki de gizli kalmış hususları açıklamak amacıyla abd emperyalizminin Ortadoğu politikasının mihenk taşı olan İsrail’de soluğu aldı.

Görünüşte yalnızca abd ile ama aslında pyd ile varılan anlaşma koşullarını kimi çevreler, “destan yazdık” biçiminde kamuoyuna yansıttı. Aslında gözden kaçan sonuçlarına bakınca, Barış Pınarı Harekatı getirilerinin daha iyi anlaşılabileceğini düşünüyorum.

Anlaşmadan sonra trump’un Türkiye Cumhuriyeti’ni hangi sözlerle aşağılamıştı? İki çocuğun kavga etmesine izin verdim sonra da ayırdım.  

İlk köşe yazısında değindiğim gibi bu, sınırların değiştirilmesi için, geniş çaplı mezhep-etnik köken savaşının tezgahlanmasının apaçık itirafıdır.

Bir kaç gün sonra basında trump ağzında baklayı çıkardı: Ortadoğu’daki petrolü güvenceye aldık. Abd başkanı, tvitleriyle geçen yüzyıl başlayıp bu yüzyılda da süren amacı sakınmadan dile getirdiği gözlerden kaçmadı. Mısır Beylerbeyi Koca Ragıp Paşa’nın şu sözü bu bağlama pek yaraşır: Şecaat arz ederken merd-i kıbti sirkatin söyler.

Bu durumda haklı olarak şu soru akla gelmektedir? Abd, niçin askerlerini çekti yoksa amaçlarından vaz mı geçti?

Bu asker çekme, emperyal stratejik amaçlardan vazgeçme değildir. Yalnızca taktiksel bir geri adım atmadır. Bunun 3 nedeni var.

Birincisi, trump iç politikada yoğun baskı altındadır. Dahası politik yaşamsal bir sorun olarak azledilme tehlikesi kapıda durmaktadır. Bu bunaltıcı baskıyı geriletmek için önce, Türkiye Cumhuriyet Cumhurbaşkanı’nı küçümseyen, çok ağır hakaret içeren mektubu basına sızdırdı, ardından Türkiye’yi tehdit eden küstah tvitleri sıraladı. Sonuçta rusya federasyonu ile anlaşarak akp iktidarını ayak oyunlarıyla tuzağa çektiği dillendirilmektedir.

Türklerle Kürtler birbirini öldürdü, bizim askerlerin burnu bile kanamadan eve dönecek diyerek aleyhine olan siyasal baskıyı hafifletmeye çalıştı. Bu “Türk Kürt” savaşı kavramını gelecek yazımda açımlayacağız.

İkincisi, 2020 Kasım ayında yapılacak seçimlere yenik başlamak istemiyordu. Kazanmanın altyapısını oluşturması gerekiyordu.

Üçüncüsü, abd’nin güncel başat sorunu Suriye değil, Çin tehdididir. Soçi Anlaşmasını ele alırken, bu konuya tekrar döneceğiz.

Anlaşmanın ortaya koyduğu sonuçlar, çok boyutludur. Burada yalnızca yakıcı 5 sonucu soru biçiminde bir araya getirdim:

-Abd’nin eğitip donattığı, “kara gücüm” dediği pkk/ypg’yi 32 km geriye çekerek, TSK’nin belini kırmasından kurtarmadı mı?

-Türkiye’nin terör örgütünü muhatap alıp tanıması için uygulanan baskıyı ileride de, gevşetmeyeceği cisimleşmedi mi?

-Abd, pkk/ypg terör örgütünden vazgeçmeyeceği, onu Türkiye’ye karşı koruyup maddi ve askeri desteğin süreceğini, gerektiğinde bölge devletlerine karşı kullanmak üzere el altında tutacağı apaçık ortaya çıkmadı mı?

-BOP’un özü olan enerji kaynaklarını denetlemek, İsrail’in güvenliği için bir Kürt devletçiği kurmaktan, Türkiye üzerinde olan baskıyı sürdürmekten vazgeçmeyeceği görülmedi mi?

-Abd’nin Türkiye’nin ekonomisi, iç/dış politikasını etkileme gücü, daha somut ete kemiğe bürünmedi mi?

Abd ile varılan ateşkes anlaşması, Sayın Cumhurbaşkanı’nın daha önceki söylemleriyle uyuşmuyor! Zafer olmayan bu anlaşma, neden kabul edildi, dersiniz?

Ekonomik yaptırımlarının yanı sıra 3 bakana ve bakanlıklara yaptırım uygulanacaktı. Daha da anlamlısı, Halk Bankası davasında “Erdoğan ve ailesi” hakkında yaptırımlar öngörüldüğü basına yansımıştı. Trump bunu mektubunda “çok özel bir şantaj olarak” şöyle dile getirmişti: “Senin bazı işlerini çözmek için çok uğraştım.”

Abd, tek adam rejimiyle sorunu kolayca çözdü. Çünkü anlaşmayı engelleyecek ne bir meclis kararı, ne de karşı çıkacak Atatürkçü subaylar vardı.

Ankara ve Soçi Anlaşması’nın ortak karanlık noktalarının aydınlatılması gelecek yazımda.

Sevgiyle Atatürk ile kalınız!

 

Cengiz yagli
24.10.2019 13:26:47
Başımız oldukça zorda Türkiye yolgecen hanı oldu

YAZARLAR

  • Cumartesi 24.8 ° / 13.8 ° false
  • Pazar 25.4 ° / 14.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazartesi 25.6 ° / 13 ° Güneşli
  • BIST 100

    9693,46%1,77
  • DOLAR

    32,58% 0,35
  • EURO

    34,75% 0,10
  • GRAM ALTIN

    2507,64% 0,95
  • Ç. ALTIN

    4181,01% 0,22