Son aylarda yaşadıklarımız bir çoğumuzun ruh sağlığını bozdu. Bir yanda şehit cenazeleri diğer yanda kundaklanan binalar ,ölümün soğuk yüzü,gözyaşı ve yüreği yanmış binlerce insan .... İşte kaç gündür gündemde olanlar bunlar. Olumlu hiç bir şey yok ,sevineceğimiz. Yalnızca acı var. Acının azı çoğu olmaz, hele ki ölüm acısının. Bu güç dönemde zayıf düşen ruhsal direncimizi arttırabilmek için yapabileceğimiz şeyler olduğunu ileri süren psikiyatrların ve olumlu düşünmemiz gerektiğini öneren psikologların tavsiyelerine kulak vermeliyiz.
Ünlü bir hukukçu olmasının yanısıra ruhsal bilimler üzerine de eğitim görmüş ve bu bilimi yıllar süren derin inceleme ve araştırmalarıyla geliştirmiş olan yazar Jack Ensign Addington" %100 Düşünce Gücü" adlı kitabında evrende sahip olduğumuz en büyük gücün düşünce olduğunu anlatıyor. Ölümünden iki yıl önce 1996 da basılan kitabının ne kadar çok okunduğunu bilmeden hayata veda eden ruhbilimci yaşamımızı yöneten şeyin aslında düşünme biçimimiz olduğunu ileri sürüyor. Düşünme biçiminin insanı başarıdan başarıya koşturabileceğini ya da tam bir başarısızlığa götürebileceğini savunuyor. Yine insanın düşüncelerinin kendisine sevgi ve mutluluk ya da yalnızlık ve sefillik sunabileciğini söylüyor cesaretle J.E. Addington daha da ileri giderek insanın hayatını ve geleceğini kendi düşünceleri doğrultusunda oluşturabileceğini de iddia ediyor.
Elimizde düşüncelerimiz kadar değerli ve güçlü bir anahtar varken biz de onunla doğru kapıları açmasını bilelim o halde bu zorlu günlerde. Ruhumuzu arındırabilmek, negatif, olumsuz, kin ve nefretle bezenmiş çeşitli olaylardan ruh ve beden sağlığımızın daha az hasar görmesini sağlamak için neler yapabileceğimizi düşünelim önce. İşe ruhbilimcilerin önerdiği gibi düşüncelerimizi kontrol etmekle başlayalım. Beynimizi kocaman bir süzgeç gibi kabul edip düşüncelerimizin bazılarını eleyelim içinden. Günümüzü sürekli yaşanan olayları düşünerek geçirmeyelim. Olaylardan çok etkileniyorsak bir süreliğine takipten vazgeçelim. Duygu ve düşüncelerimizi rahatlatan ve dengeleyen ortamlarda bulunmaya çalışalım. Bunların hepsi uzmanların salık verdiği öneriler.
Sağlıklhem Sağlıklı düşünerek hem beden hem de ruh sağlığı yerinde bireyler olarak ülkemizin şu anki akıl almaz, gönül katlanmaz haline hep birlikte barışçı ve mantıklı bir çözüm üretmek hepimizin vatan borcudur, namus borcudur. Yüzyıllardır havasını birlikte soluduğumuz, topraklarında dil, din, ırk ayırımı olmadan rahat ve huzur içinde yaşadığımız yurdumun üzerindeki kara bulutların bir an önce dağılıp kısa süre sonra gelecek kurban bayramını gerçek bayram havasında kutlayabilmeyi yürekten diliyorum değerli okurlar.... Barışın çok uzakta ve erişilmez olmadığını ümit ediyorum....
Dr. Belkıs Dilmen Uçaroğlu.
