Bu gün 29 Nisan 2018.
Baharın bütün güzellikleri etrafımızda kendini gösteriyor. Yenidünya meyveleri sarardı, dutlar karardı, kavak ağaçları yemyeşil dallarını sallıyor. Tarlada ekinler, yağmur bekliyor. Mısır tarlaları çapasını aldı, gübreler veriliyor. Zeytin ağaçları çiçeklerini dökmek üzere.
Hava, bazen açık ve güneşli, bazen de kara bulutlar dolaşıyor etrafta. Arada sırada şimşekler çakıyor ama yağmur yağmıyor. Bütün köylü yağmur yağmasını bekliyor.
Bu gün bir köylümüzü daha kaybettik. Yetmiş yaşın üzerindeki Mustafa Ağabey(Cob Mustafa) ineklere bakarken düşüp ölmüş. Kalp krizi geçirdiğini sanıyorlar. O yaşta birinin inekle uğraşması tehlikeli. Ama yapılacak bir şey yok. Adamın ineklerden başka geliri yok.
Yine bu gün Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden ÖRNEK de vefat etti. Bu millet O büyük komutanı Ergenekon davalarından tanırdı. Onun üzerine öyle bir çamur attılar ki sanırım kahrından ölmüştür. Çünkü atılan çamurların uydurma ve sahte olduğu sonradan anlaşıldı.
Geçen hafta ise köylüler Hasan Dede köprüsü için Protesto yürüyüşü yapacaklardı. Yaklaşık on-onbeş kişi bir araya geldiler, köprüye doğru yürümek istediler. Karşılarına üç araba dolusu Jandarma çıktı. Yürümek isteyenleri köprüye yaklaştırmadılar. Daha sonra Kaymakam Bey geldi. Jandarma komutanı Binbaşı geldi. Köprünün önümüzdeki ayın on beşine kadar açılacağına söz verdiler.
Anlaşıldığına göre bir ihbarda, köylülerin inşaatı basacağını, iş makinelerini yakacağını söylemişler. Bu da köylülerin bir siyaset anlayışı.?Çamur at izi kalsın.? derler ya! Her türlü iftirayı atabiliyorlar. Burada bile siyaset çok kötüleşti. Bence bu ihbarı yapanlar köyün AKP´li gençleri. Halbu ki o köprünün yapılması herkesin menfaatine idi.
Geçen hafta yine herkesin ayağa kalktığı ve
?Satılmasın.? diye eylem yaptığı şeker fabrikaları satıldı.
İşte, emperyalizm böyle bir şey. İktidarı bir önüne katarsa bütün getirim merkezlerine sarı karınca gibi girer, her şeyi elinizden alırlar. Bu tavır sadece bizim memlekete özgü değil, dünyanın gelişmiş ve gelişmekte olan her yerinde var.
Biliyorsunuz 24 Haziranda seçim var. Siyaset çok kötü. Bazılarının ağzı küfür kokuyor. AKP ve İYİ PARTİ haricinde Cumhurbaşkanlığı adayları belli değil. Bazıları istiyor ki, herkes anında adayını belirlesin. Zaten bu hızlandırılmış seçimin amacı da muhalefete zorluk çıkarmak. Yüz bin imza şartı bunun kanıtıdır.
Birinci tuzak atlatıldı.
İyi partiye oyun oynayacaklardı. CHP bu tuzağı onbeşlilerle bozdu. İktidar CHP´ ye söylemedik söz bırakmıyor. Başta Cumhurbaşkanı, başbakan, bakanlar ve parti sözcüleri çılgına dönmüş durumda. Allah´tan Abdullah Gül aday olmaktan vazgeçti de biraz rahatladılar. Şimdi CHP´nin adayını bekliyorlar. Ne demişti Özgür Özel;
?Öyle bir aday olacak ki sizleri çıldırtacak.?
Şimdi AKP merakla bu adayı bekliyor. Bir yandan da Kemal Kılıçdaroğlu´na;
?Sen aday ol.? Çağrısı yapıyor. Tam dişine göre bir aday olur. Çıkar meydana;
?Sen hangi inançtansın??der. Ve yeri göğü inletir. Amacı bu. Diğer tarafa döner;
?Hepimiz aleviyiz.?der.?Biz de Ali´yi çok severiz.?
Yakında CHP´nin adayı belli olacak. Korkarım ki geç kalmazlar. Tanınmamış bir adayın olması muhalefeti bitirir.
Bence Cumhurbaşkanlığına aday olacak kişilerin bir hikâyesi olmalı. O hikâyeyi de herkes biliyor olmalı. Bunlardan biri ve en önemlisi İyi Parti lideri Meral Akşener´dir. Çünkü bu güne kadar yüzlerce tuzakları yıkarak, milletin karşısına çıkmıştır. O kimseden korkmaz. Yiğit kadındır. Bilgili kadındır. Devlette görev almış, Bakanlık yapmış, Meclis yönetmiş birisidir. Eğitim dersen eğitim. Bilgi dersen bilgi. Tecrübe dersen tecrübe. Hepsi mükemmel. Ülkenin her vatandaşı da onun hikâyesini bilmektedir.
İkinci aday ise Metin Feyzioğlu´dur. Onun da geçmiş bir hikâyesi vardır. Bir Hukuk Profesörüdür. Çivisi çıkmış hukuk sistemimizi tekrar rayına oturtacak, daha dikkatli bir anayasa hazırlayacak ve millete bir nefes aldıracak tek kişidir. On altı yıldır hukuktan çektiğimizi kimseden çekmedik. Belki ekonomiden anlamaz ama seçilecek kişi dışarıdan istediği ekonomisti getirtebilecek, bakan yapabilecektir.
Yine önümüzdeki ayın sonunda baraj çalışmaları için açılış yapılacakmış. Köylüler çok tepkililer. Herkesin dünyasında barajdan bir iş edinme düşüncesi mevcuttur. Baraj müteahhidi ise köyden kimseyi almayacakmış. Bu bence çok yanlış bir davranıştır. Köyde bu kadar işsiz insan varken, başka yerlerden işçi getirmek uygun bir davranış olmamalıdır. Bu yanlış düşünceden vazgeçmeleri temennimdir. Yapmazlar ise o vakit asıl protestoyu görürler. Bu milletin ne yapacağını kimse kestiremez.
Son olarak diyorum ki;
?Seçim takvimine giriyoruz. Bu vatan bizim. Bu bayrak bizim. Hepimiz askerimizi, polisimizi herkesten fazla severiz. Bunlar siyasi malzeme olarak kullanılmasın. Geçmişimizi kimse siyasi arena ortasına atmasın. Atamıza kem gözle bakılıp, iftira atılmasın. Bırakın onları tarih yargılasın.?
Sürçü lisan ettik ise af ola. İsterim ki insan önce insan ola.
