Hüseyin ÖZBEK


Cengiz Aytmatov´un Anısına Saygıyla BİLİNÇ KAYBI YA DA MANKURTLAŞMAK

Sol, Mankurtluktan, Efruzluktan arınmak kurtulmak istiyorsa, ulusal kökleriyle ulusal motifleriyle kısacası Türk milletiyle buluşmak ve barışmak zorundadır. Başka türlüsü utanç verici bir sömürge aydınları kulübü olmaya mahkumdur.


Cengiz Aytmatov yalnızca Kırgızlar´ın değil, tüm Türk Dünyası´nın büyük yazarlarındandır. Roman ve öykülerinin konusu, insan tipleri bize hiç de yabancı gelmez. Orta Asya bozkırlarında geçen olayları kolayca Anadolu´ya uyarlayabiliriz. Roman tiplerini mutlaka çevrenizdeki insanlara benzeteceksiniz. Anlatım, tarz da size yabancı gelmeyecektir.

Aytmatov´un eserleri ?milli olunmadan, evrensel olunamayacağının? somut örnekleridir. Aytmatov´un eserleri okuyana dost evinde geleneksel yemeklerle ağırlanan misafirin duyduğu hazzı verir.

12 Eylül öncesinde sosyalist adayının eline tutuşturulan listedeki, ?Felsefenin Temel İlkeleri, Sosyalizmin Alfabesi kitaplarının yanına Aytmatov´dan Cemile, Beyaz Gemi, Kopar Zincirlerini Gül Sarı, Toprak Ana da mutlaka eklenirdi Yine sol dergilerde Aytmatov´un adı sık sık görülürdü. Bizim konjonktür devrimcisi kimi üstatların ve cemaatlerinin Türk milletiyle irtibatı kesip, gemilerini ABD ve AB limanına bağlayalı beri Aytmatov´u da gönül defterinden sildikleri görülüyor.

Aytmatov´un tüm dünyada büyük tartışmalar yaratan siyasal ve sosyolojik terminolojiye ?Mankurt ve Mankurtlaşmak? kavramını sokan romanına sözü getirelim: Roman, Cem Yayınevince, ?Gün Uzar Yüzyıl Olur?, Ötüken Yayınevince ?Gün Olur Asra Bedel? adıyla Türkçe´ye çevrildi. Sovyet döneminde romana konulamayan bir bölüm de, Ötüken Yayınevi´nce ?Cengiz Han´a Küsen Bulut? adıyla çevirdi.

Roman Kazakistan´ın kuş uçmaz kervan geçmez, Sarıözek bozkırındaki bir demiryolu istasyonunda görevli 2. Dünya Savaşı gazisi Yedigey´in bir günlük yaşamını anlatır. Geriye gidişlerle yüzlerce sayfalık romana dönüşen bu asra bedel günde, Yedigey´in anılarına, geçmişine, iç dünyasına yolculuk vardır. Yedigey, Stalin döneminin sert uygulamalarına, acımasız tasfiyelere toplu katliamlara tanık olmuş, feleğin çemberinden geçmiş, sosyalist ama Türklüğünü, ulusal köklerini unutmamış bir tip olarak sunulur.

Romandaki uzun günde Yediğey´in vefat eden arkadaşı, Kazangap defnedilecektir. Şehirde yaşayan oğlu Sabitcan cenaze töreninin biran önce bitmesini ve şehre dönmeyi düşünmektedir. Kökenini, ulusal bilincini kaybetmiş, Ruslaşmaya çalışan bir tip olarak romanda sunulur. Yediğey, arkadaşı Kazangap´ın Türklerce kutsal kabul edilen Nayman Ana Gömütlüğü´ne defnedilmesini istemektedir. Nayman Ana Gömütlüğü´nün de bulunduğu alan yasak bölgedir. Çünkü, Rus uzay istasyonu vardır. Cenaze ile birlikte gömütlüğe yaklaşan Yediğey´in başında bulunduğu grubu Rus askerleri engeller. Yediğey askerlerin komutanının Kırgız olduğunu öğrenince sevinir. Heyecanla subaya Kırgızca, derdini anlatmaya çalışır. Subayın yanıtı kamçı gibi Yediğey´in yüzünde şaklar: ?Yoldaş Rusça konuş!? Yediğey içinden ?Bu da Sabitcan gibi Mankurtlaşmış? diye düşünür.
Uzay Üssünün yakınına, tel örgülerin dışına cenaze defnedilir. Yediğey, bildiği kadarıyla imamlık yapar, cenaze namazını kıldırır.

Şimdi gelelim romanın tezi, ?Mankurt? ve ?Mankurtlaşma?ya:

?Çok eski dönemlerde Kırgızların ve diğer Türk boylarının komşusu olan Juan Juanlar tutsak aldıkları savaş esirlerinin saçlarını usturayla kazıdıktan sonra kafalarına yaş deve derisinden bir başlık geçirip çöle salarlar. Çöl sıcağında geçen süre içinde kuruyan deve derisi tutsağın kafasını mengene misali sıkar. Korkunç acılar verir. Saçlar kuruyan deve derisinden başlığın etkisiyle kafatasına doğru gelişir. Tutsakların bir çoğu korkunç acılara ve kızgın çöle dayanamaz, ölürler. Yaşayanlar ise bilinçlerini kaybederler. Hafızaları sıfırlanır silinir. Geçmişlerini, ailesini, obasını ulusal köklerini unutur. Benliklerini kaybederler. Bu, kafası boş, bedenleri sağlam tutsaklar efendilerine köle itaatiyle bağlanırlar. En ağır işlerde çalıştırılırlar. Deve çobanı olurlar. Onlar artık, birer Mankurt olmuştur. Kırgızlar arasında bir ermiş olarak kabul edilen Nayman Ana, eski çağlarda oğlu tutsak düşen, Mankurtlaşan bir kadındır. Nayman Ana, uzun bir arayıştan sonra tutsak oğlunun izini bulur. Çölde ona geçmişini hatırlatmaya çalışır. Ana sıcaklığını kullanarak kendine gelmesi için çabalar. Ne yapsa boşunadır. Çünkü Mankurtluğun dönüşü mümkün değildir. Mankurt oğlu sonunda anasını oklar, öldürür. Nayman Ana´nın defnedildiği yer tüm Kırgızlarca kutsal bir ziyaret yeri olarak kabul edilir. Efsanesi de kuşaktan kuşağa günümüze ulaşır.?

Sovyet döneminde rejimin baskısıyla Kırgız ve Türk mitolojisinden, Türkistan tarihinden, Manas Destanı´ndan alıntılar, göndermeler ve mecazlarla Aytmatov Türk ulusunun Mankurtlaşmaması için savaşır. O adeta, Mankurt oğlunu ana sıcaklığıyla geçmişine köklerine çağıran, el uzatan çağdaş Nayman Ana´dır.

Ulusundan, milli köklerinden, Türklük ekseninden uzaklaşan, Mankurtlaşan Türk Solunun trajedisini hep birlikte acı ile seyrediyoruz. Mangalda köz, mecliste söz bırakmayan, ABD´ye, zamanın AET´sine, 6. Filoya karşı çıkanlardan bazılarının devrimci geçmişlerine kalın bir çizik atıp, fonlu sivil toplumculuğa geçişle birlikte nasıl AB ve ABD yardakçılarına dönüştüğünü ibretle izliyoruz.

Karabudun, Türk halkı, tarihsel süreç içerisinde uzun ince bir yolda onur ve tevekkülle yürürken, halka tepeden bakan elitin, seçkinlerin Çinciliği, Acemciliği, Bedeviciliği, asriliği günümüzde ulusundan, Türklüğünden utanan derin bir aşağılık duygusu içersinde sömürge aydını olarak devam etmektedir. Ulusundan utanan, ?Maganda, Hanzo? tiplemeleri ile onu aşağılayan aydın taklitlerinin hapsolduğu küçük dünyaları ile Türk ulusunun ufukları aşan gönül dünyası hiçbir zaman barışık olmadı.

Büyük yazar Ömer Seyfettin´in Efruz´u, Aytmatov´un Mankurt´u, Orta Oyunu´ndaki Osmanlı züppesi, frenk mukallidi, Çelebi´si Türk milletinin tarihboyunca tiksinti ve nefretini üzerine çekmiştir. 

Sol, Mankurtluktan, Efruzluktan arınmak kurtulmak istiyorsa, ulusal kökleriyle ulusal motifleriyle kısacası Türk milletiyle buluşmak ve barışmak zorundadır. Başka türlüsü utanç verici bir sömürge aydınları kulübü olmaya mahkumdur.

 
Av. Hüseyin Özbek 13 Haziran 2008

YAZARLAR

  • Cuma 24.9 ° / 15.2 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Cumartesi 24.8 ° / 13.8 ° false
  • Pazar 25.4 ° / 14.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • BIST 100

    9693,46%1,77
  • DOLAR

    32,58% 0,35
  • EURO

    34,75% 0,10
  • GRAM ALTIN

    2507,64% 0,95
  • Ç. ALTIN

    4181,01% 0,22