Can UĞURATEŞ-Sırası Geldikçe


DEMOKRASİ VE ÖZGÜRLÜK


 Özgürlük, insanlığın yaratılışından gelen doğal bir istek ve her insan, her konuda rahat hareket etmek, dilediğini yapmak ve kimse kendisini engellemeden yaşam isteğine sahipken, gelişen toplumsal yaşamlarda oluşan, oluşabilecek olan kaosu engellemek için adına töre, gelenek ve gelişim sürecinde kanun denilen kurallar konuldu. Bu sayede, her istediğini dilediğince yapmak isteyen ve bu uğurda bir diğerine zarar vermekten çekinmeyen insanların, bu kurallar çerçevesinde birbirlerine zarar vermeksizin, mutlu, huzurlu ve tatminkâr olarak bir arada yaşaması sağlanırken, aynı zamanda yardımlaşma da sağlanarak, gerek toplumun genel ihtiyaçları gerekse korunma konusunda, büyük kolaylıklar elde edildi.

Tüm bunlar yapılırken, toplumun genel çıkarları doğrultusunda, bireylerin özgürlüklerine de doğal olarak sınırlamalar getirildi. Özgürlüğün sınırları en basit şekliyle: ?Kolunuzu uzattığınızda, diğerinin omzuna değdiğiniz anda özgürlüğünüzü aşarsınız.? Tanımıyla belirlendi. Yani bireyler, bir diğerinin özgürlük alanına girmeksizin, sonsuz özgürlüğe sahiptir. Bireyler, istediği mesleği seçebilir, istediği kitabı okuyabilir, istediği kişi ile arkadaş olabilir, istediği yere seyahat yapabilir, istediği dine inanabilir ve bu özgürlük alanlarını artırmak mümkünken, aynı birey, diğer birey veya bireyleri kendi ile aynı görüşte olmaya, aynı inanca sahip olmaya, kendisi için çalışmaya, kendisi ile birlikte olmaya zorlayamayacağı gibi, başkasına ait olduğu tescil edilmiş olan her hangi bir şeyi, zorlayarak kullanamaz. Bir arada yaşamak zorunda olan insanlar, tüm bu konularda, ortak akılla bir takım kurallar koyarak getirdiği düzenlemelere uygun kısıtlamalarla, esasen kendi özgürlük sınırlarını da koruma altına aldı. 

Düzenli, huzurlu ve refah içinde yaşamak için oluşturulan toplumsal yapılarda, başlangıçta sadece güçlü olanların liderliğinde ve tek taraflı olarak konulan kanunlar, zamanla değişim göstermeye başlayarak, kimi zaman din olgusuyla kimi zaman felsefi kavramların ışığında yaratılan doktrinler ve oluşturulan ideolojilerle ortaya çıkarılan devlet adı verilen kurumsallaşmayla, bir arada ve özgür yaşamın kuralları belirlendi.

Dünya üzerindeki devlet oluşumlarında belirlenen yönetimlerde, özgürlüğün değişen tanımlarına uygun sistemler geliştirilirken, güç yeniden devreye girerek, bir şekilde, diğerlerinin özgürlüğünü, kendi özgürlüğünü artırmak adına kısıtlamaya başladı. Teokrasi, monarşi, otokrasi, oligarşi, aristokrasi demokrasi gibi kavramsal yönetim şekilleri ile ortaya çıkan meşrutiyet, konfederasyon, federasyon, cumhuriyet gibi isimleri alan yapılarda kendini bulan devletlerde, kimi zaman gücü elinde bulunduran, yeniden, dilediğince serbestîye sahip olurken, diğerlerinin özgürlüklerini de mümkün olduğunca sınırladı ve hatta bireylerin farkındalıksızlığında, onları köleleştirmeye başladı.

Eski yunan şehir devletleriyle başlangıç bulan demokrasi kavramı, halen tartışılsa da Dünya üzerindeki en iyi yönetim şekli olmaya devam ediyor. Klasik, kalkınmacı, koruyucu, liberal, sosyal gibi ön isimlerle tanımlanan demokrasilerle yönetilen ülkelerin bir kısmında, demokrasinin esasen bilinçli, eğitimli bireylerle idealine ulaşabileceği, aksi halde ve özellikle, biat kültürüyle yetişmiş/ yetiştirilmiş toplumsal yapılarda, bireyleri kendi istemleriyle özgürlüklerinden vazgeçme noktasına götüreceği de örnekleriyle tespit edilmiş durumda.

Ülke isimleri kullanılırken araya giren sosyalist, halk, İslami, demokratik gibi kavramlar, esasen cumhuriyet kavramını da değiştirdi ve bu isimleri alan devlet yapılanmalarında, demokrasi tanımının içinde yer alan eşitlik, özgürlük kavramlarının sözde kaldığı ortaya çıktı. Demokrasi ile özdeşleşmesi gereken eşitlik, özgürlük kavramları değişkenlik göstererek, Aristo ve Eflatun tarafından eleştiri gören demokrasi kavramında, bir yerde onları haklı çıkardı. Çünkü eşitlik kavramından yola çıkılarak yapılan yönetimi belirleme şeklinde, her bireyin eşit oy hakkına sahip olması, biat kültürü ve cehaletin etkisine, gücün, menfaatine uygun istemli yönlendirmesi de katılınca, özgürlükler, bireylerin kendi elleriyle, farkındalıksızlıkta ancak bilinçli irade tanımıyla terk edilmeye başlandı.

Günümüzün en iyi yönetim şekli bu haliyle yani, cehaletin bilinçli olarak teşvikiyle ve inanca dayalı biat kültürünün sürekli empoze edilmesiyle, inanca dayalı doktrinlerin manipüle edilmesiyle; gücün adil olmayan terazisinin etkin ve yönlü olarak kullanımıyla; iletişimin sınırlanması, engellenmesi, manipüle edilerek algılara sunulmasıyla idealden saparak, toplumları, özgürlükler boyutunda istenmeyen sonuçlara götürmeye başladı.

YAZARLAR

  • Cumartesi 27.3 ° / 18 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazar 25.7 ° / 15.5 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazartesi 23.4 ° / 15.3 ° Orta kuvvetli yağmurlu
  • BIST 100

    10218,58%-0,49
  • DOLAR

    32,20% -0,09
  • EURO

    34,66% -0,33
  • GRAM ALTIN

    2450,27% 0,75
  • Ç. ALTIN

    3950,05% 1,88