Can UĞURATEŞ-Sırası Geldikçe


DEVRİMLER KENDİ KAHRAMANLARINI YER


MSB.lığının açıkladığı general görevlendirmeleriyle ilgili spekülasyonlar bir anda, ?Devrimler, kendi kahramanlarını yer.? sözüyle gündemde önemli bir yere oturdu.

Bu sözler Fransız gazeteci, Jacgues Mallet Du Pan´ın, Fransız Devrimi ardından 1793´te, ?Fransız Devriminin Doğası ve Sürecini Uzatan Nedenler? isimli çalışmasında yer alan, Devrimin önemli aktörlerinden Georges Jacgues Danton´un, giyotinle son bulan yaşamına yönelik sarf edilmişti ki aslı: ?Satürn gibi, devrim kendi çocuklarını yiyor.?

Burada adı geçen Satürn, Yunan Mitolojisinde Titan Kronos, Roma mitolojisinde Satürn adıyla anılan, kendisine rakip olmamaları için kendi çocuklarını yiyen tanrı. Ressam Francisco Goya, bu konuyu tuvale de aktardı.

Bu betimleme doğrumuydu tartışılır ancak tarihsel boyutta kendi evlatlarını, kardeşlerini iktidarın devamlılığı için, rakip olmamaları için ortadan kaldıran çok örnek var. Osmanlı´da da  İkinci Mehmet (Fatih Sultan Mehmet), bu eylemi yasalaştırarak meşru hale getirdi ve tarihimizde Fratricide (kardeş katli) ile İnfanticide (çocuk katli) kavramları, katı dini öğretilerinin kesin yasaklarına rağmen yasallaştı ve uygulandı.

Tarihsel süreçte yaşanan, siyaset tarihinin önemli devrimlerinin ardından, bu konu çok tartışıldı ve Küba Devrimi liderlerinden Ernesto Che Guevara´nın, mazlum halkların onuru için olduğunu iddia ettiği mücadelesinde, Bolivya´da son bulan hayatının ardından, bilinçli olarak Küba´dan uzaklaştırıldığı ve akıbetinin Fidel Castro tarafından bilindiğine yönelik aynı söylem dile getirildi. Ekim Devrimi ya da Bolşevik İhtilali ardından devrim liderleri arasında yaşananlar ile Stalin dönemi Rusya´sının devrim kahramanlarına uygun gördüğü yaşam şartları ve şiddet de aynı bağlamda dillendirildi.

Ancak bu gün dile getirilen olayın içeriğine bakıldığında, insan hayretler içinde kalıyor. 15 Temmuz´da yaşanan darbe/ iç savaş başlatma girişimi sürecinde teröristlerle etkin mücadele eden, Korgeneral Zekai Aksakallı´nın görev yeri değişikliğinin de aynı bağlamda gösterilmesi ne denli doğru?

Öncelikle Türkiye´de bir devrim olmadı ve başarılmış bir devrimin liderleri, kahramanları diye bir olgu yok. Aksine Türkiye´de, uluslararası bir terör örgütü tarafından yapılmaya çalışılan bir darbe/iç savaş başlatma girişimi, TSK´nın kendi içinde mücadelesi, emniyet teşkilatının mücadelesi, siyasilerin sağlam duruşu ve halkın müsaade etmemesiyle başarıya ulaşamadı. Terörle etkin mücadele halen devam ediyor ve yargı görevi devraldı.

Ayrıca silahlı kuvvetlerde görev değişimi rutin bir uygulamadır ve Zekai Aksakallı Korgeneralin atandığı yeni görev yeri olan 2. Kolordu Komutanlığı, sorumluluk alanıyla hiç de pasif konumda değil. 26. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, burada görev yapmasının ardından, aldığı terfilerle yoluna devam etti. TSK´da, her görev yerinin kendine özgü özellikleriyle önemi var.

Korgeneral Zekai Aksakallı´nın 15 Temmuz´da yaşadıkları ve verdiği amansız mücadele, darbe/iç savaş başlatma girişimini engelleyen en önemli faktörlerde ilk sıralarda yer alır, tarihsel boyutta da mutlaka ki haklı yerini alacaktır. Görevini en iyi şekilde yerine getirmiş, başarılı bir asker olduğu tartışılmaz.    

Bu konuyla paralel ancak gri olarak lanse edilen, TSK tarafından, Afrin veya İdlip istikametinde bir harekât düşünülürken, Fırat Kalkanı Operasyonunda da en etkin aktör olan Özel Kuvvetler Komutanlığının, yapılan komutan değişimiyle yıpratıldığı izlenimi verilerek, yaratılmaya çalışılan algı da yanlış. Çünkü Özel Kuvvetler Komutanlığına atanan Tuğgeneral Ahmet Ercan Çorbacı´nın da deneyimli ve başarılı, mesleğini komando birliklerinde ve arazide, terörle mücadelede geçirmiş etkin bir asker olduğu biliniyor. Yani bu görev yeri boşaltılarak, Özel Kuvvetler Komutanlığı zayıflatılıyor algısıyla lanse edilen söylemlerin, hatalı ve yönlü olduğu görülüyor. Ayrıca unutulmamalı ki darbe/ iç savaş girişiminin ardından, en zayıf nitelendirildiği dönemde TSK, Fırat Kalkanı Operasyonunu başlatırken, eş zamanlı olarak İç Güvenlik Harekâtını da etkinleştirerek yürüttü ve başarılı oldu ki uluslararası anlaşmalara yönelik görevlerini de başarıyla sürdürmeye devam ediyor. TSK´da görevler kişilerle kısıtlı da değil ve her ast, üstünün görevini en iyi yapacak şekilde yetiştiriliyor.

Terörle mücadele ederken yapılacak propagandalarla, TSK´nın, moral ve motivasyonunun zayıflatılması, terörün ilk hedeflerindendi ve halen de öyle. O halde söylemler kullanılırken, oldukça dikkatli olunmasında fayda var. Aksi halde, TSK´nın moral ve motivasyonu olumsuz etkilenirken, teşkilat yapısı da zedelenir ve atama gören kişilerin yerine görevlendirilen başarılı subayların istenmeyen konumuna getirilmesiyle, yeni görevlerinde emir komuta ettiği kişiler tarafından sorgulanmasına, tartışılmasına ve disiplin konusunda sıkıntılara neden olunur ki bu çok büyük, önemli bir tehlikedir. Cumhurbaşkanı söyleminde haklı, ?Askerlikte kırgınlık olmaz.? ki böyle bir gelişme gerçekten var mıdır bilinmez. Kişilerin, isimlerini lekeleme maksatlı ortaya atılmış olması kuvvetle muhtemeldir. Ancak bir gerçek vardır ki askerlik mesleği kutsaldır ve her görev yerinin ne denli önemli olduğu da yaşanan gelişmelerle ortaya çıktı. 

YAZARLAR

  • Cumartesi 24.8 ° / 13.8 ° false
  • Pazar 25.4 ° / 14.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazartesi 25.6 ° / 13 ° Güneşli
  • BIST 100

    9693,46%1,77
  • DOLAR

    32,58% 0,35
  • EURO

    34,75% 0,10
  • GRAM ALTIN

    2507,64% 0,95
  • Ç. ALTIN

    4181,01% 0,22