Terör, yine o acımasız, hain, berbat yüzünü gösterdi. Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde, orman işçilerini taşıyan sivil aracın geçişi sırasında patlatılan EYP ile yedi sivil vatandaş hayatını kaybederken, on sivil vatandaş da ağır yaralandı. Terör örgütü, her sıkıştığı dönemde yaptığı gibi, yeniden sivilleri hedef alarak, kaybettiği desteği, korkuya dayalı olarak, yeniden tesis etmeye çalışıyor görünüyor.
Diyarbakır HDP binası önünde, çocuklarının, ilgili siyasi parti tarafından dağa çıkarıldığı iddiasıyla toplanan annelerin sayısı her geçen gün artarken, bu annelere, şehit annelerinden de destek gelmesi oldukça anlamlı. Bu gelişme, toplumsal birlikteliğin halen güçlü olduğu mesajını veriyor. Halen cezaevinde olan HDP Eski Eş Genel Başkanı Demirtaş’ın da anneleri destekleyen bir açıklama yapması ilgi çekici ve HDP açısından oldukça anlamlı. HDP, halen terör örgütüne eleman kazandırma maksatlı olarak dağa çıkarılan çocuklarla bir alakaları olmadığını iddia ederken, terör örgütünün, bu gelişmeler sürecinde, Diyarbakır’da, doğrudan sivilleri hedef alması dikkat çekici.
Terör örgütü, yıllarca korku ile halkı baskı altına alarak, terörist olarak kullanmak için, eleman temininde destek almayı başardı. Ancak, Türkiye Devletince yapılan etkin mücadele sürecinde, terör örgütünün eleman teminindeki sıkıntı da giderek arttı ve durma noktasına geldi. Bölge halkı, çocuklarının dağa çıkarılmasına karşı, artık, toplu eylemsel tepki vermeye başladı.
Halen Diyarbakır HDP İlçe Binası önünde devam eden ve bölge halkı ile Türkiye genelinde toplumsal dayanışmayla, giderek artan destek bulan eylem, terör örgütünde muhtemelen panik yarattı. Çünkü terör örgütü, değişen konsept anlayışıyla, küresel güç destekli ve KCK kapsamında kendine uluslararası hukukta yasal bir zemin oluşturmaya ve devletleşmeye çalışırken, önemli bir uluslararası suç işlerken yakalanmış konumuna geliyor. Ellerine silah verilen çocukların çatışmalarda kullanılması ve özellikle bu çocukların kaçırılarak eyleme zorlanması, yapılan eylemin adı ne olursa olsun, kesinlikle insanlık suçu. PKK panik durumunda, çünkü annelerin eylemi bölge halkınca benimsenip, Devlet himayesinde ve sivil toplum örgütleri tarafından cesaretle desteklenerek yayılırsa, devam eden çöküş süreci hızlanacak.
Terör örgütü, ABD destekli yeni bir konseptle, Suriye kuzeyinden başlatılması hedeflenen devletleşme sürecinde, Türkiye’nin baskısıyla, her geçen gün artan sıkıntılı bir süreç içinde. Türkiye, bir yandan Suriye kuzeyine müdahalelerle planlı yeni oluşumu engellerken, bir yandan da Pençe harekâtlarıyla bu oluşumun Kuzey Irak bağlantısını ve Kandil ile Sincar bölgelerinden Türkiye’ye uzanımını engelledi. Aynı zamanda da Kıran operasyonlarıyla Pençe harekâtlarını destekleyip, Türkiye içlerinde bulunan ya da oluşturulmaya çalışılan yığınaklanmayı da engelledi. Ardından kayyım atamalarıyla, halen yasal süreci devam eden, belediyelerden zorla gönderildiği iddia edilen desteği kesti ve hemen ardından annelerin, dağa kaçırılan çocuklarının salimen geri getirilmesi istekli, HDP İlçe Binası önündeki oturma eylemi başladı. Bu eylemin HDP İlçe Binası önünde yapılması da halkın HDP’ye bakış açısını göstermesiyle önem kazanıyor.
Bu durumda, Kuzey Irak ve Kuzey Suriye’de, ardındaki oldukça güçlü ve silah yardımı ile askeri eğitimi de kapsayan ABD desteğine rağmen, hedeflenenin dışında bir gelişmeyle ötelenen ve imha aşamasına kayan; Türkiye sınırından geçiş istikametleri tıkanan, Kuzey Irak’ta bulunan barınma ve eğitim imkânları ortadan kaldırılan PKK, doğrudan geri besleme ve başa dönüşle, yeniden, bölge halkı üzerinde korkutma, yıldırma eylemlerine yönleniyor görünümünde.
Bu gelişmelerin konjonktüre etkisi önemli. Çünkü Türkiye, masada istemleri doğrultusunda baskı kurarken, sahada, hem silahlı kuvvetleriyle hem de halk desteğiyle, gücünü ve baskısını artırıyor.
