Bilindiği gibi Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve partisi AKP iktidara ciddi vaatlerle geldiler. Türkiye´nin önüne büyük hedefler koydular. İlk bakışta Türk insanını gururlandıran, mutlu eden hedefler. Gelecek kaygılarımızı ortadan kaldıran, dünyanın gönenç içinde yaşayan ülkelerinden birisi olacağımıza insanlarımızın önemli bir kısmını inandırmışlardı. Hedefler için koyulan tarih de çok anlamlıydı. Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılını kutlayacağımız 2023 yılı Türkiye adına büyük hedeflerin gerçekleştirileceği bir yıldı. 2023´e gelindiğinde Türkiye´de insanlar barış ve adalet içinde, eşit koşullarda, mutlu ve huzurlu yaşayacaktı. Gelir dağılımı adaletsizliği ortadan kaldırılmış, kişi başı milli gelir gelişmiş ülkeler düzeyine çıkmış, her istediğini alabilen, yeterli eğitim ve sağlık hizmetlerine erişebilen, yurt içi ve yurt dışında her yıl insanca tatil yapabilen insanların ülkesi olarak hedeflenmişti 2023 yılı Türkiye´si.
6-7 Mayıs 2004´de İstanbul´da gerçekleştirilen ?Forum İstanbul: Hedef 2023? toplantısında o dönem başbakan olan Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 2023 yılında Türkiye´yi dünyanın en büyük 10 ülkesi yapacaklarını açıklamıştı. Bu hedefe göre Türkiye 2023 yılında GSYH´sı yani Milli Geliri yaklaşık 2 trilyon 150 milyar dolar olan bir ülke haline gelecekti.
AKP´nin 30 Eylül 2012 tarihinde toplanan 4. Büyük Olağan Kongresinde 2023 hedefleri daha da netleştirildi. Bu kongrede dağıtılan belgede 2023 yılı için yaşamın her alanında gerçekleştirilmesi vaat edilen 63 hedef sıralandı. 63 hedef arasında yukarıda belirttiğimiz dünyanın 10. büyük ülkesi olma hedefiyle uyumlu olan başlıca ekonomik vaatler şunlardı:
2023 yılına gelindiğinde;
- Bölgeler arası gelişmişlik farkları kabul edilebilir düzeylere indirilmiş,
- Yoksulluk yok edilmiş ve gelir dağılımındaki dengesizlik asgariye indirilmiş,
- Kadınların işgücüne katılımı yüzde 38´e çıkarılmış,
- Ar-ge harcamalarında dünyada birinci lige çıkılmış,
- Bilgi ve teknoloji ihraç eden ülke durumuna gelinmiş,
- İşsizlik %5´e düşürülmüş,
- Ve elbette AB hedefinden şaşılmamış olunacak.
Dört ay önce 2017 yılına girdik. 16 Nisan´da da yapılan referandum ile 90 yıllık parlamenter rejimi sonlandırıp bütün yetkilerin başkanda toplandığı Başkanlık rejimine geçtik. 2023 yılına ulaşmaya da 6 yıl kaldı. Referandumda da yukarıda belirttiğimiz vaatler büyük miktarda hatırlatıldı ve ?Güçlü, Büyük Türkiye Olacağız? sloganlarıyla başkanlık rejimi için oy istendi. Halkın yüzde 51.44´ü de bu vaatlere inanarak başkanlığa geçit verdi. Peki kalan altı yılda güçlü bir başkanlık yönetiminde Türkiye Sayın Cumhurbaşkanının ve partisinin verdiği vaatler kapsamındaki hedeflere ulaşabilecek mi?
Ne yazık ki yaşanılan gerçekler bir yana, bilimsel veriler de verilen hedeflere ulaşmanın olanaklı olmadığını gösteriyor. Ülkemizin şu anlarda içinde olduğu ekonomik, sosyal ve siyasal sıkıntılara girmeyeceğim. Sadece ekonomi biliminin gerçekçi verilerine bakacağım. 2023 yılında dünyanın 10. büyük ekonomisi ve ülkesi olma hedefi gelinen noktada bir hayal olmuş. Hedeflenen yılda belirtilen 2 trilyon 150 milyar dolarlık Mili Gelire ulaşabilmek için bu hedefin dile getirildiği 2004 yılından başlayarak her yıl Türkiye ekonomisi ortalama yüzde 10 büyümeliydi. Bu arada da diğer ülkeler büyüme açısından yerinde saymalıydı ki biz onlara yetişip geçelim ve 2023 yılında dünyanın onuncu büyük ülkesi olalım. Oysa 2002 yılından 2016 yılına gelene kadar hedefe ulaşabilme açısından olağanüstü kötü bir performans ortaya koyduk. Bu sürede ancak ortalama yüzde 4.7 büyüyebildik. Yani hedefe ulaşabilmek için gerekli olan yüzde 10´un yarısından bile az bir büyüme gerçekleştirdik. İşin daha da kötüsü özellikle son beş yılda Türkiye ekonomisi büyüyememe hastalığına yakalanmış durumda. Son beş yıllık büyüme hızımız ortalama yüzde 3.2 gibi çok küçük bir oran.
Bu konudaki son gelişme ise çok yeni. 18 Nisan´da Uluslararası Para Fonu (IMF) ?Nisan 2017 Dünya Ekonomik Görünüm? raporunun küresel tahminleri içeren bölümünü yayınladı. Raporda, küresel ekonomide bir toparlanmanın başladığı belirtiliyor ve 2017 yılı için küresel büyüme oranı yüzde 3.5 olarak belirtiliyor. Oysa IMF, üç ay önceki raporunda küresel büyüme oranını yüzde 3.4 olarak belirtmişti. Yani dünya ekonomisinin ortalama büyüme oranını olumlu yönde revize ederek yüzde 3.4´den 3.5´e çıkartıyor. IMF dünya ekonomisinde büyüme tahminini arttırırken ne yazık ki Türkiye ekonomisinde tam tersine bir önceki raporuna göre düşürüyor. Türkiye ekonomisi ile ilgili 2017 yılı olumsuz görüşünü sadece büyüme oranı ile ilgili dile getirmiyor. Enflasyon ve işsizlik rakamlarında da önceki tahminlerini olumsuz yönde revize ediyor. Üç ay önceki raporunda IMF, Türkiye´nin 2017 yılı büyüme hızını yüzde 2.9, enflasyonu yüzde 8.0 ve işsizlik oranını da yüzde 11.0 olarak belirtmişti. Aradan geçen üç aylık sürede Türkiye´deki gelişmeleri dikkate alan IMF bu oranları olumsuz yönde revize ederek büyüme hızını yüzde 2.5´e düşürürken enflasyon oranını yüzde 10.1´e ve işsizlik oranını da yüzde 11.5´e yükseltiyor. Zaten iki gün önce de T.C. Merkez Bankası IMF´ye benzer şekilde 2017 yılı enflasyon oranını yukarı yönde revize etti.
Görüleceği üzere IMF 2017 yılında dünya ekonomisinin olumlu yönde gelişeceğini ve büyümesini arttıracağını tahmin ederken Türkiye ekonomisinin küçüleceğini ve enflasyon ve işsizlik gibi sorunlarının daha da büyüyeceğini tahmin ediyor. Yani Dünya büyürken ne yazık ki Türkiye küçülüyor.
Bu koşullarda Sayın Cumhurbaşkanının 2023 hedeflerine ulaşmak ve Türkiye´yi dünyanın 10. Büyük ekonomisi yapmak tam bir hayal olmuş durumda. Büyüyemeyen bir ekonomiyle yukarda bir kısmını saydığım diğer hedeflere hiç ulaşılamayacağı da çok net ortada. AKP Hükümetlerinin yıllardır uyguladığı yanlış politikalar nedeniyle Türkiye olarak o ünlü özdeyişimize uygun bir şekilde ?Dimyat´a pirince giderken evdeki bulgurdan oluyoruz?. Çünkü AKP iktidara geldiğinde dünyanın 17. büyük ekonomisiydik. Oysa şu anda AKP´nin büyüme hedefine rağmen Türkiye tam tersine, 19. sıraya gerilemiş durumda. Ekonomimizde durgunluk egemen hale geldi. 2023 yılında dileriz daha da gerilere düşmeyiz daha da büyük sıkıntılara girmeyiz.
