Ahmet DOKUZOĞLU-NE DEMİŞTİK?


EKONOMİNİN ÇİVİSİ


            Dün Facebookta bir başlık atmıştım.?EKONOMİNİN ÇİVİSİ ÇIKMIŞ.?diye. O gün benim arabanın çivisi çıkmıştı. Durup dururken Uzaktan kumandası çalışmıyordu. Kumandasız bir süre idare ettim. Fakat ikide bir anahtarla kapıları kilitlemek bayağı riskliydi.

           Belki arabayı bir süre daha kumandasız idare edebilirdim. Köyde bulunurken sorun yoktu. Çünkü Köyde hırsız, yolsuz, densiz yoktu. Ama şehirde öyle mi? Beş dakika kafanı öte çevirsen arabada bir şeyler kalmaz. Her şey uçar gider. Bu sebeple kumandasız şehirde dolaşmak mümkün değil. Şehrin insanlıkta çivisi çıkmış.

          Arabayı kumandasız bir süre daha devam ediyorduk. Bu defa araba çalışmaz oldu. Kontağı taktığımda ?cızzzzzzzzz? ediyor susuyor. Bir daha deniyorum yine;? cızzzzzz? ediyor susuyor. Arkadan veya önden birileri azıcık yitse, birkaç adım sonra araba çalışacak. Köyde ise bana yardım edecek insan yok. Bir hatun var. Oda;

       ?Ben yitemem.?diyor. Haydi, siz olsanız ne yaparsınız? Arabanın çalışması için yitilmesi lazım. Bu da çok zor. Haydi, Köyde birilerini bulduk arabayı yitip çalıştırdık. Ya aynı durum şehirde olsa ne yaparsınız? Yoldan geçenlere;

           ?Haydi, şu arabayı biraz yitebilir misiniz? Denir mi? Belki bir defa dersiniz. Her çalışmadığında arabayı yitecek adam bulmak zor. Bu sebepten dolayı bir ustaya uğramak mecburiyetindeydim.

          Ustaya uğramasam yukarıdaki;

         ?EKONOMİNİN ÇİVİSİ ÇIKMIŞ.? deyimini kullanmazdım. Ustaya uğradım ve arabanın durumunu izah ettim. Usta koltuğa oturdu, arabayı çalıştırmak istedi. Kontağı bir çevirdi araba çalıştı kapattı bir daha çevirdi araba yine çalıştı. Arabanın ustayı görmesinden olacak üç defa çalıştı. Bereket versin dördüncü defa bana yaptığını ustaya da yaptı. Usta tecrübeli birisi. Adı Mustafa TOPUZ. Daha öncede kumanda için yanına gelmiştim. Konusunda uzman biri. O yönden rahatım. Sorunu görünce;

          ?Kontak dişlisinde Ağabey.?dedi.

          Benim yapacağım bir şey yoktu. Usta konuştukça cebimdeki paraya bakıyordum. Cebimde para var mı ki? Tesadüf baldız dört yüz lira vermişti. Kızına havale yapmamı istiyordu. Ona güvenerek iş yaptırmaya çalışıyorum. Ustaya;

          ?Kaç lira tutar ??dedim.

           Usta yüzüme baktı. Ekonominin çivisinin çıktığı yerlerden birisi burasıydı.

           ?Ağabey.?dedi.?Kumanda için daha önce ne dedim bilmiyorum. Ama sana yüz liraya olur. Dişli içinse sormam lazım.?

          Bundan altı ay önce gelmiştim ustanın yanına. Bana şöyle demişti.

           ?Kumandaların iyisi var, kötüsü var. Yüz yirmi liraya takarım.?

            Şimdi ise benden yüz lira istiyordu. Kafam bayağı karışmıştı. Fakat yirmi lira eksik istedi diye sevinmiştim. Daha sonra usta satıcıya gitti. Bir kumanda alıp geldi. Bir süre sonra;

            ?Yanlış kumanda vermişler.?dedi. Telefon etti. Satıcı doğrusunu getirdi. Bende onunla beraber gittim. Kumanda fiyatını ödemek istedim. Satıcı fiyatına;

           Altmış beş lira.? dedi.

           İkinci çiviyi de bulduk. Dişli fiyatına fazla takılmadım. Neyse ki ona az söyledi. Sadece;

           ?Elli lira.?dedi.

           Biz bayağı kurtardık derken adam bize seksen lira el emeği parası ekledi. Bizde sevinerek eve döndük. Bütün yukarıdaki sorunlarımızı iki yüz küsur paraya çözmüştük.

           Tam eve gelirken bir demir almak istedim. On beş liraya aldığımız demire tam otuz iki lira dediler. Buda üçüncü çivi oldu.

            Çivilerden birini de dün Adana´da yemiştik. Onun hırsı hala içimden geçmemişti. Başınızı ağrıtmak istemiyorum ama Yörük çadırına gelen misafirler üç adet su içmişler.

          Bize;

         ?Misafirlerinize ikramda bulunduk.? diye Kırk iki lira masraf çıkardılar. İyi biliyorum ki yaptıkları ikramın fiyatı olsa olsa beş liradır.

               Vatandaş Ahmet bu çivileri yemekten gıkı çıkmaz olmuş. Yazsan bir türlü yazmasan bir türlü. Bir kaç yolu var bu çivileri yememenin. Köye çıkacaksın, bulgur pilavı ekmek yiyeceksin. Kimseden çivi yemeyeceksin. Yada şehre ineceksin çivi üstüne çivi yiyeceksin. Piyasa gözünü kulağını televizyona dikmiş,

          ?Dolar ne oldu? Eru ne oldu?? diye takip ediyor. Televizyonlar bile piyasaya uymuyor.

          ?Çeyrek bozdurayım.? dedim. Son çiviyi de burada yedik. Televizyonda; ?iki yüz elli üç lira, sarraf ise iki yüz kırk dan dan alıyor. Yani herkesin kendine göre bir çivisi var.

           Çiviyi yiyenler bizim gibi, gariban vatandaşlar. Bu sebepten dolayı dünkü yazımda şöyle demiştim;

         ? Ekonominin çivisi çıktı.

           Çivisi çıkan ekonominin düzelmesi, hükümetin istifa etmesine bağlı.

           Bu mümkün görünmüyorsa.

           İkinci seçenek, bazı insanların çöküşe hazır olması

           Bazı insanlarında süper zengin olması kaçınılmazdır.

           Benden söylemesi?

           Bütün bunları niçin yazıyorum biliyor musunuz? 2001 krizinde dolar yükseldi diye Rahmetli Bülent ECEVİT´İN üzerine yazar kasa fırlatanlar, şimdi nerde acaba? Gerçekten merak ediyorum. Yoksa vatandaş Ahmet gibi çivi yemekten bertaraf mı oldular? Yoksa bazıları gibi bir taraf mı oldular?

         Sirçü lisan ettik ise af ola. İsterim ki insan önce insan ola.

 

YAZARLAR

  • Cuma 30.8 ° / 18.5 ° false
  • Cumartesi 31 ° / 16.7 ° false
  • Pazar 35.8 ° / 19.6 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • BIST 100

    9716,77%-0,05
  • DOLAR

    32,47% -0,17
  • EURO

    34,91% 0,40
  • GRAM ALTIN

    2434,93% 0,50
  • Ç. ALTIN

    3991,84% -0,04