Yılmaz AYDOĞAN / BÖYLE GİTMEZ!


EMPERYALİZMİN KISKACINDA TÜRK TARIMI - 17


HAYVANCILIĞIMIZ ÜZERİNDE OYNANAN OYUNLAR / 2 

KÜÇÜKBAŞ HAYVANCILIK

Türkler Anadolu´ya gelirken koyunlarını, kıl keçileri ile tiftik keçilerini de yanlarında getirmişlerdi. Bizde küçükbaş hayvancılık hem beslenme hem de giyim kuşam kaynağı idi. ?Angora? denilen tiftikten dokunmuş kumaşlar yüzyıllardır ?muhayyer? ürün olarak Türklerin en önemli ihracat ürünü idi. Az buz değil, bundan beş yüz yıl önce yılda 20.000 top kumaş satışından bahsediyoruz. Osmanlı padişahının fermanıyla ?İngiliz sanayi casuslarına? 1582´de verilen damızlıklar sonucu;  Anadolu´da dokumacılık gerilerken, İngiliz kumaşı ünlenmiştir. 

1928 yılında ülkemizde 3.170 bin olan Ankara keçisi sayısı 1980 yılında 3.658 bin başa ulaşmış, 2014 yılında ise 176 bine düşmüştür. 

Ülkemizde 1980´lerde 49 milyon baş, yani kişi başı bir koyun varken; sayı 2016 yılında 31 milyona, yani her 3 kişiye bir koyun oranına yaklaşmıştır. 

1980´lerden itibaren ülkemizde hayvancılık sadece ?sığırcılık? ve ?tavukçuluk? olarak görülmeye başlandı; topluma böyle bir algı dayatıldı. Yukarıdaki bölümde de belirtildiği üzere ?tavukçuluk? sektörünün arkasında Rockefeller Vakfı bulunmaktaydı. Büyükbaş hayvanlarımızla ilgili ıslah çalışmaları da Atatürk döneminden sonra terk edildiğinden, üstün vasıflı materyali Batılı ülkelerden almak zorundaydık. 

Küçükbaş hayvan yetiştiriciliği ise desteklenmedi, bilerek ihmal edildi. 

Hayvancılıkta ?maliyet etkin yetiştiricilik? hiç düşünülmedi. Tartışılmadı, tartıştırılmadı! Örneğin: Koyun-keçi, yaşına yetmeden gebe kalabilir, gebelik süresi 5 aydır. Üç yılda iki kez doğum yapabilir ve bir batında birden çok yavru verebilir. Ülkemizin meralarındaki otlar seyrek ve kısa boylu olduğundan meralarımız teknik olarak; ?otu dili ile kavrayan? sığır yetiştiriciliği için değil, ?otu dudakları ile kavrayan? keçi-koyun yetiştiriciliğine daha uygundur. Küçükbaşta beslenme maliyeti büyükbaştan daha azdır. Bu gerçekler hiç dikkate alınmadı. Çiftçi aydınlatılmadı, kimse gerçekleri anlatmadı. 

Üstüne üstlük, toplam keçi varlığının %36,8´ini, toplam koyun varlığının %46,3´ünü elinde bulunduran Doğu ve Güney Doğu Anadolu Bölgemiz teröre kurban edildi. (Terörün, tarım savaşında kullanılan yöntemlerden birisi olduğunu hatırlayınız!) 

Dahası var; meralar sanayi bölgelerine, serbest bölgelere, sanayi sitelerine ve teknoloji geliştirme bölgelerine; kentleşmelere feda edildi. El altından, korunmaları engellendi. İşgallerine göz yumuldu. Zaman zaman çıkarılan ?imar afları? ile bu işgaller meşrulaştırıldı. 

1990´lı yıllarda 24 milyon hektar olan kullanılabilir çayır-mera alanlarının 2001 yılındaki tarım sayımında 14,6 milyon hektara düştüğü görüldü. O günden bu yana da sayım güncellenmedi. Bugün için bu miktarın ancak 8-10 milyon hektar olduğu sanılmaktadır. 

Meraların TOKİ ye kurban edilmesi, yem ithalatını ve dışa bağımlılığı daha da artırdı. 

Siz şimdi bu uygulamalara ?milli siyaset? diyebilir misiniz? 

DEVAM EDECEK.

 

 

 

YAZARLAR

  • Cuma 24.9 ° / 15.2 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Cumartesi 24.8 ° / 13.8 ° false
  • Pazar 25.4 ° / 14.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • BIST 100

    9548,57%0,19
  • DOLAR

    32,49% 0,16
  • EURO

    34,80% 0,25
  • GRAM ALTIN

    2487,88% 1,05
  • Ç. ALTIN

    4157,48% -1,05