Can UĞURATEŞ-Sırası Geldikçe


ERBİL SUİKASTININ ARDINDAN

17 Temmuz öğle saatlerinde Erbil’den ajanslara düşen bir haber, dünyanın dikkatini doğrudan bölgeye çekti.


Erbil’in en güvenli olarak bilinen yerinde bulunan bir Türk restoranında, Türkiye’nin Erbil Konsolosluğu çalışanlarına yönelik suikast girişimi gerçekleştirilerek, konsoloslukta görevli bir diplomat ile birlikte, yanında bulunan görevliler ve yan masada oturan diğer insanlar hedef alındı. Atina’da yapılan suikasttan 25 yıl sonra, bir Türk diplomat daha şehit oldu. Eylemi gerçekleştirenler, restoran dışında bulunan koruma görevlileriyle çatışma ardından, oraya geldikleri sanılan araçla, bölgeden uzaklaşmayı başarabildiler. Bu eylemin ardından ortaya çıkan soru işaretleri yavaş yavaş ortadan kaldırılmaya çalışılırken, açıkta duran ya da özellikle bırakılmış dikkat çekici ipuçları da gören gözleri endişelendiriyor. Neden özellikle bırakılmış gibi duruyor? Çünkü eylemcinin kimliği, mevcut sistemler üzerinden çok kısa sürede tespit edildi. Özellikle görüntü verilmiş izlenimi var ve suikastçı muhtemel kısa sürede yakalandığında, sorgusuyla ortaya çıkacaklar, çok farklı bağlantıları ve farklı oluşumlarla yeni bölgesel gelişmeleri gösterebilir.

Suikastçının, eylemde iki adet tabanca kullandığı, aynı anda iki eliyle silah kullandığı iddiası; silah olarak tabancanın kullanılması, tabancalarda susturucu takılı olduğu iddiası; hedeflenenlerin vurulma yerleri, atış miktarı; bölgede yoğun bir kamera takip sistemi olduğu halde, suikastçı/suikastçıların kendilerini gizleme gereği duymamaları, bu maksatla herhangi bir kamuflaj yöntemi kullanmamaları; suikastçıların, eylem yerine geldikleri ve kaçmayı planladıkları aracı, restoranın otoparkına park ettikleri, bu arada, dışarıda hem restoranın hem de konsolosluk çalışanlarının koruma görevlileri olduğu halde, kaçışta kolaylık ve kontrol için araçta adam bıraktıkları; eylemi gerçekleştirdikten sonra, bölgede bulunan yoğun kamera takip sistemleri ve yol kontrollerinin etkinliğine rağmen izlerini kaybettirmeleri, bu eylemin, bir istihbarat örgütü veya istihbarat örgütü destekli profesyonel bir teşkilat kontrolünde ve profesyonel, özellikle suikast-kaçma-kurtulma eğitimi almış suikastçılar tarafından yapıldığını gösteriyor. Üstelik bu eylem, kuvvetle muhtemel önceden takiple, etkin bir keşif ve gözetleme sonrası yapılmış izlenimi de veriyor ki burada da ortaya vahim bir gerçek çıkıyor. Demek ki yurt dışı temsilcilikleri ve üstelik böylesine kritik bir bölgede görev yapanlar, davranışlarında, hareketlerinde rutinleşmiş durumda. Erbil’in uzun bir süredir bölgenin en istikrarlı yeri konumunda görünüm vermesi, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) merkezi durumunda olmasıyla ve özellikle Türkiye ile ilişkilerin olumlu devamlılığı maksadıyla PKK’nın buradan uzak tutulduğu algısıyla, burada görev yapanların davranışlarında, bir rahatlama hali gelişmiş olabilir. Ancak bilinir ki muhtemel hedef konumunda olan/hedeflenence yapılan rutinleşmiş hareketler, her istihbarat veya terör örgütü için istenen ortamı yaratır ve en uygun eylem şartlarından birini oluşturur. Bu eylemin yapılışı ve ardından eylemi gerçekleştirenlerin en azından şimdilik izlerini kaybettirmesi, eylem yerinin keşfinin çok detaylı yapıldığını ve elçilik personelinin çok iyi izlendiğini, hareket tarzlarının bilindiğini gösteriyor.   

Bu eylem, bir dönemin Ermeni terör örgütü ASALA’yı akıllara getirirken, Türkiye’nin önüne yeni bir terör sayfası açılmaya çalışıldığı izlenimi vererek de gerginlik yaratıyor. Türkiye yetkilileri, bu olay ardından kuvvetle muhtemel tüm yurt dışı temsilciliklerinde güvenlik tedbirlerini artıracak, yurt dışı görevlerinde bulunan personeli daha dikkatli olmaları, güvenlik protokollerine ve İstihbarata Karşı Korunma eğitimlerine harfiyen uymaları doğrultusunda uyaracaktır. Ayrıca, liyakat konusu burada da gündemdeki yerini alıyor. Çünkü özellikle koruma maksatlı yurt dışı görevlerine gönderilenler, konusunda uzmanlaşmış, tecrübeli, liyakatli personel arasından seçilmek zorunda. 

Türkiye, son dönemde bölgedeki etkinliği ile ben de buradayım derken, Rusya ve İran ile ilişkilerinde tamamen ABD karşıtı bir durum ortaya koyuyor görünümünde ve yaptığı müdahalelerle, ABD’nin bölgesel ideallerini oldukça geciktirerek, ABD için hem otorite hem de ekonomi açısından tehdit konumuna gelmeye başlamış gibi izlenim veriyor. ABD, bölgesel hedeflerinde ÖSO üzerinden YPG ile PKK’nın imajını değiştirip, Suriye kuzeyinde bir peyk devlet oluşumu hazırlarken, Türkiye’nin bu gelişmeye tepkisi, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatlarıyla oluşan konjonktür; IKBY ile Türkiye arasında ilişkilerin yeniden ve güçlenerek gelişmesi; Türkiye’nin, Pençe 1-2 harekatlarıyla, Kuzey Irak bölgesinden güneye uzanımda, Kandil istikametinde PKK’yı giderek sıkıştırması, ABD başta olmak üzere bölgesel hedefleri olan, bölgede fiilen veya vekalet yöntemiyle bulunan güç odaklarının, tüm bölgesel planlarında değişim gerektirmiş gibi görülüyor. ABD ve diğer güç odakları için, terör örgütü konumundan çıkarılarak, imaj değişimi ihtiyacı gerektiren PKK yerine, bölgede çok daha rahat, kolay, etkin ve düşük maliyetle işlevsellik sağlayabilecek yeni, tanınmamış, daha gizli ve istihbarat örgütleriyle irtibatlı bir teşkilatın oluşumu gerekliliği ortaya çıkmış ve bu eylemle de işlevsellik kazandırılmış olma ihtimali oldukça yüksek ki bu, Türkiye için yeni bir bela demek.

Bu eylemin hemen ardından ABD tarafından yapılan açıklamayla, Türkiye’nin F-35 Projesinden çıkarıldığının bildirilmesi de önem arz ediyor. ABD, farklı kademelerce yaptığı tüm açıklamalarda, Türkiye’den vazgeçmediğini ve halen önemli bir müttefik olarak gördüğünü belirtirken, aynı yönde açıklama NATO’dan da geldi. Yani Türkiye’nin vazgeçilmez stratejik konumuyla, müttefiklik ve işbirliği sürdürülecek ama ister ticari kaygılar ister stratejik, teknolojik, istihbari kaygılar olsun, S-400 ile F-35 yan yana kullanıldığında, önemli güvenlik açığı oluşur izlenimi yaratılıyor. Gündemde yerini koruyan ve beklenen yaptırımlarla, Türkiye, söylemlerin diplomatik hassasiyetine rağmen, ABD için hasım konumuna getiriliyor. Bu önemli bir çelişki ve esasen bittiği düşünülen soğuk savaş söylemlerinin, yeniden hortladığı net olarak gözlemleniyor. Önümüzdeki kısa dönemde, ilginç gelebilecek gelişmelerle karşılaşılma olasılığı, oldukça kuvvetli.

Can UĞURATEŞ

 

YAZARLAR

  • Cumartesi 24.8 ° / 13.8 ° false
  • Pazar 25.4 ° / 14.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazartesi 25.6 ° / 13 ° Güneşli
  • BIST 100

    9693,46%1,77
  • DOLAR

    32,58% 0,35
  • EURO

    34,75% 0,10
  • GRAM ALTIN

    2507,64% 0,95
  • Ç. ALTIN

    4181,01% 0,22