EVLER-6

Sucuzade’deki avlumuzdan hısım akrabaların dışında birçok insanın yolu düşen bir yaşam ve anılar merkeziydi… Dedelerimiz, nenelerimiz, babalarımız ve bizlerin anıları oralarda yaşanmıştı. Hatta Şener Şen’in babası Ali Şen’in, bir süre bizim avluda kiracı olduğu öteden beri söylenip gelir. Dahası, Adana’nın müzisyen gurubundan bir, iki ailenin de avlumuzun kiracılarından olduğu anımsanır.
Paranın çok değerli olduğu o yıllarda çocuklarına: ”Birkaç kuruşunuz varsa bilmem ne yapın da altına gömün” diye öğüt veren nenemin annesi Sultan Nene’yi anımsıyorum… Elinde kalınca bir sopayla çocuklara bağırıp duruyor.
Biraz büyüdüğümde avluda bir düğün anımsıyorum… Hemen avlunun girişindeki Halil Dayı’nın evinin altında davul zurna falan çalıyor. O zamanlar twist dansı moda. Babamın kumaş pantolununu hefkerede terzilik yapan bir amcaya 2,5 liraya bana göre yapmış ama ayağımdaki ayakkabı delik deşik. Her şeye rağmen twist dansını yapıyorum.
Babamın kunduracı dayısı Ali Dayı avluda oturduğu dönemde işten geldiğinde, hemen yanındaki bizim evin köşesinde durup: “Gelin sesini duydum ha…” deyip şaka yaparmış. O yıllarda gelenek olduğu üzere annem büyüklerinin yanında hiç konuşmayarak gelinlik yaparmış.
Halil Dayı avlunun büyüğü, reisi… Yağcamii ve Torun Hamamı’nın oralarda değişik tarihlerde kunduracı mağazası var. Aslında bizim sülale kunduracı… Halil Dayı, Ali Dayı, Dayılarım İsmail, Yaşar, Sadullah ve Mustafa Dokur. Sayacı Kadir, Efe Salih ve diğerleri. Hangi birini sayacaksın ki…
Halil Dayı, görmüş geçirmiş, çevresinde sayılıp seviliyor… Hapishaneden haber geldi mi istenen ayakkabıyı gönderiyor. Daha sonra, hapishaneden çıkınca adam gelip borcunu ödüyor. Bakın şu insancıl hukuka… Şimdi var mı böyle bir şey. İnsnaı bir kaşık suda boğmak için akbaba gibi leş kokusu almaya çalışıyorlar insanlar.
Anılardan biri de köstek kırma…. O zamanlar köstek kırma gibi bir ritüel vardı.. Çocuk yürümeye başladığında düşmesin diye kösteği kırılırdı. Yürümeye başladığımızda şakası bol sevgili Fatma Hala’m kösteğimi kırmıştı.
Adana’nın bir de Asfalt Rıza, Süleyman Sırrı Prodan, Şekerci Sırrı, İnce Cumali, Deveci Abdullah, Karikatür Duran, Köşker Tevfik, Köylü Yasin, Çocuk Yasin, Uçankale gibi hatırı sayılır kabadayıları var o zamanlar. Dündar Kılıç’ların, bilmem kimlerin mekânında kendine yer verilen, yolunu yumruklarıyla açan gözü pek bir Boksör Ramazan da bu kabadayılar arasında kendine yeraçmıştı o zamanlar…