Ali MARALCAN- EMEKLİ KURMAY ALBAY


GAZİ MECLİSİN DOĞUŞ VE VAROLUŞ NEDENLERİ


/resimler/2018-4/23/1034272675276.jpg?Türkiye Büyük Millet Meclisi; yalnız ve yalnız milletindir. Milletin seçtiği milletvekillerinden oluşur. Bu meclis, yalnız ve yalnız milletin emrine boyun eğmek zorundadır. İsmi ve makamı ne olursa olsun millet bu hakkını bir şahsa ve makama teslim etmez.?

          MUSTAFA KEMAL PAŞA

ULU ÖNDER ATATÜRK TARAFINDAN TÜRK ULUSU VE ÇOCUKLARINA ARMAĞAN EDİLEN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMININ 98.YIL DÖNÜMÜ TÜM ULUSUMUZA VE TÜRK ÇOCUKLARINA KUTLU VE MUTLU OLSUN!

ATATÜRK ULUSAL KURTULUŞ SAVAŞI PLAN VE STRATEJİSİNİ NASIL TASARLADI VE BUNU ADIM ADIM UYGULAYARAK KURTULUŞ HEDEFİNE NASIL ULAŞTI?

Yollar vardır, meçhulün önümüze serdiği çizgilerdir. Bu yollarda yolcu talihinin tezgahında kendi kaderini dokur. Mustafa /resimler/2018-4/23/1035020644771.jpgKemal´in Samsun´da başlayıp Erzurum´a, Sivas´a çıkan ve sonra Ankara´ya, İzmir´e ulaşan yolculuğu böyle bir yolculuktu. Bu yollarda O; talihiyle boğustu. Kaderini dokudu ve onun kaderi, bizim de kaderimiz oldu. 19 Mayıs 1919 Samsun´da; Türk Ulusunun yüreğinde Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK´ün ateşlediği, ?Bağımsızlık ve Özgürlük Meşalesi? Ulusumuzun Kurtuluş Savaşı´nda olduğu gibi, bugünde tek ve güçlü aydınlatıcısıdır. Bunun yanı sıra ve bu niteliği ile daha pek çok tutsak ulusun da meşalesi olmuştur. Mustafa Kemal Paşa 16 Mayıs 1919 tarihinde İstanbul´dan Bandırma Vapuru ile hareket ederek, 19 Mayıs 1919 tarihinde Samsun´a çıktı. Samsun´da ve Havza´da kendisine inanmış küçük bir gurupla 19 Mayıs 1919 dan 12 Haziran 1919 za kadar Türk Kurtuluş Savaşı´na temel oluşturacak ilk temas ve çalışmalarını burada gerçekleştirdi. 12 Haziran 1919´da kendisine inanmış küçük bir grupla Havza´dan Amasya´ya hareket etti. Burada yapılan çalışmalar sonunda arkadaşları ile birlikte imzaladıkları Amasya genelgesini 22 Haziran 1919´da yayınladı. 3 Temmuz 1919´da Erzurum´a gelen Mustafa Kemal Paşa, 23 Temmuz ? 7 Ağustos 1919´da Erzurum Kongresini gerçekleştirdi. Erzurum´da çalışmalarını bitiren Ulu Önder 29 Ağustos´da buradan ayrılarak 2 Eylül 1919´da Sivas´a geldi. 4-11 Eylül 1919´da Sivas Kongresini gerçekleştiren Mustafa Kemal Paşa 22 Aralık 1919´da Sivas´dan Ankara´ya hareket etti. Ve 27 Aralık 1919´da Ankara´ya geldi.

ATATÜRK MECLİSİN KURULUŞU HAKKINDAKİ DÜŞÜNCE VE FELSEFESİNİ NASIL TESPİT ETTİ?

/resimler/2018-4/23/1035360332897.jpgMeclisin açılmasından önceki günlerde Mustafa Kemal´in Meclis hakkındaki görüş ve düşünceleri, ordu ve harblerden gelmiş genç bir askerden, siyasi ve sosyal kültürü, hukuk anlayışı zayıf olması lazım gelen bir savaş adamından beklenmeyecek kadar ciddi ve şaşırtıcıdır. Ona ?cepheye git? yahut, ?ordu yap, orduyla uğraş? gibi telkinler yapılmıştır. Fakat onun cevapları daima beklenmedik şekildedir. Mesela şu cümleler onundur:

-Önce Meclis, sonra ordu! Ben, kerameti Meclisten bekleyenlerdenim!

-Kararları zaman verir?

-Bir devre yetiştik ki onda, her şey meşru olmalıdır.

-Bu çölden hayat çıkarmak, bu inhilâlden (dağılıştan) bir teşekkül yaratmak lazım.

-Meclis nazariye değil, hakikattir. Hakikatlerin en büyüğüdür. Orduyu yaratacak olan millet, fakat millete niyabeten de millet adına Meclistir.

-Milletimiz çok büyüktür. Yalnız onu toplamak ve sormak lazımdır: Sen esaret kabul edermisin? Ben onun vereceği cevabı biliyorum. Onun için, korkmamalıyız.

-Cepheye gideymişim? Hayır! Benim bir acelem yok! Demirci Efe cephedeymiş! Ala! Ama Mustafa Kemal, Demirci Mehmet efe olamazki! Onun hareketlerinin mecmu-u kıymeti, vatanseverane bir gösteri sınırını geçemez? Önümüzde bir misak-ı Milli var ki?...

Doğru Mustafa Kemal çete değil, devlet kurucusuydu.

    Hülasa Ankara´da artık bir Mustafa Kemal vardır ve o, bir ihtilalci değil, bir teşkilatçıdır. Fikir, kanun, meşruiyet ve nizam adamıdır. Onun safında olanlar, bunlara bağlanmalı, bunları savunmalıdır.

ULUSAL KURTULUŞ İÇİN ARANAN ADAM

/resimler/2018-4/23/1036163927465.jpg     Mustafa Kemal Ankara´ya geldiği zaman, yani daha üç ay önce bu binanın üstünde  Fransız bayrağı dalgalanıyordu. Bu binanın karşısındaki Şehir Bahçesinde Fransız işgal askerlerinin bayrakları bulunuyordu. Bu binanın hemen altında başlayan bataklığın alt yakasındaki istasyon binası İngiliz askerlerinin işgalindeydi.

     Fakat 23 Nisan 1920 den önceki günlerde Ankara artık başka bir Ankara oluyordu. Meclis için seçilen binadaki Fransız bayrağı ve karşısındaki askerler, çoktan kaybolmuştu. Ankara çarşı ve sokaklarının da görünüşü değişmişti. Fesli, kalpaklı, sarıklı karışık bir kalabalık , memleketin dört yanından gelmiş, Ankara´yı dolduruyordu.
   Mustafa Kemal´in , Büyük Millet Meclisi´nin açılışından önceki günleri üzerinde biraz daha durmalıyız.
   ? İnanıyorum ki tarihin dramatik ve ani değişimleri, çok zaman, dinamik fertlerin eseridir.?

       Bu sözler, Halide Edip Adıvar´ındır ve o günler için yazılmıştır. Şu sözlerde onundur:
?Tamamen Jean Jacques Rousseau gibi konuştuğunu iyi hatırlarım.?
          Bütün kudret halkındır. Kudret bölünmez.
İcrai ve teşrii diye birbirinden ayrılamaz.
    ?Bana o günlerde Mustafa Kemal Paşa, George Washinton gibi bir kimse görünüyordu...

ATATÜRK´ÜN  MECLİSTEN  BEKLENTİSİ  NEYDİ?

      Ankara´da  4-5 Nisan 1920 gecesi, Gazeteci Yunus Nadi Bey, Atatürk ?e ?Her kerameti Meclis´ten beklemek niyetinde misiniz? Diye sormuştu. Atatürk bu soruya şu yanıtı vermişti:

/resimler/2018-4/23/1037123616103.jpg     ?Ben her kerameti Meclis´ten bekleyenlerdenim Nadi Bey. Bir devreye yetiştik ki orada her iş meşru olmalıdır. Millet işlerinde meşruiyet ancak milli kararlara dayanmakla, milletin genel eğilimine tercüman olmakla sağlanır. Onu bir araya toplamak ve kendisine ?Ey millet! Sen esaret ve zillet kabul eder misin?´ diye sormak lazımdır. Ben milletin vereceği cevabı biliyorum.(?.) Milletimiz çok büyüktür. Hiç korkmayalım. O esaret ve zilleti kabul etmez.?

      Bunun üzerine Yunus Nadi Bey, Ankara´da ordunun olmadığını söyleyerek, ?Eğer elimizde ordu olmazsa bütün bu güzel nazariyet (teori) suya düşüp gidebilir?  deyince Atatürk´ün  yanıtı şu olmuştur.

       ?İşte aramızdaki fark özellikle burada göze çarpıyor. Bence Meclis nazariye değil, gerçektir ve gerçeklerin en büyüğüdür. Önce Meclis, sonra ordu Nadi Bey?..Orduyu yapacak olan millet ve nihayetinde Meclis´tir. Çünkü ordu demek yüz binlerce insan, milyonlarca ve milyonlarca servet ve zamandır. Buna iki üç şahıs karar veremez. Bunu ancak milletin karar ve kabulü ortaya çıkarabilir.?

      Şimdi gelin ?Her kerameti Meclis´ten bekleyen?,  bu nedenle de bir ölüm kalım savaşını; Milli Mücadele´yi bile Meclis´le yürüten daha sonra saltanatın kaldırılıp cumhuriyeti ilan eden Atatürk´ün ,90-95 yıl önceki ?milli egemenlik? uyarılarına kulak verelim. Eğer bu uyarıları dikkate almazsak, kokarım bir gün milli irademizin gasp edildiğini göreceğiz.

GAZİ  MECLİS NASIL DOĞDU?

     Bu tarih, Türkiye Milli Kurtuluşu hareketinin kendi devletini kurduğu tarihtir. Bu tarihte milli mücadele, artık bir halk hareketi olmaktan çıkmış, bir halk devletinin mihveri etrafında gelişmeye başlamıştır. Bu mihver, Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümetidir ve yarınki müstakil Türkiye Cumhuriyeti, bu halk devletinin tekâmülü olarak, tabii temeline oturacaktır.

     23 Nisanı biz, pek gereği gibi değerlendirmeyiz sanıyorum. Halbuki Milli Mücadelenin içeriye ve dışarıya doğru özgürlük bayrağını asıl açtığı gün 23 Nisan´dır. 23 Nisan, Milli Mücadelenin artık kendine güvenişidir.

      Ankara´da Türkiye Büyük Millet Meclisi 23 Nisan 1920 de açıldı. Bu açılışa ancak 115 mebusu katılabilmiştir. Bunlardan en yaşlı üye olarak Sinop mebusu Şerif Bey kürsüye çıkar. İki katip seçilir. Reis nutkuna başlar. Reis açış nutkunun daha ilk cümlelerinde, İstanbul´un işgal edildiğini, hilafet ve saltanat makamının esir olduğunu belirterek durumu Millet Meclisi kürsüsünden de açıklamış oluyordu:

      O gün Meclis bu hava içinde toplantısını tamamlar. 24 Nisan 1920 de, yani Meclisin ikinci oturumunda, Ankara Mebusu Mustafa Kemal Paşa söz alır. Bu onun Büyük Millet Meclisi önünde ilk konuşmasıdır. Resmi günlere mahsus sivil elbise içinde, oldukça zayıf, yorgun ve hatta sıkılgandır. Kendisini milletin bağrından bir mücahit  fert olarak karar almaya sevk eden zaruretleri açıklar ve şunları tekrarlar.

         ?--- Hayat ve şahsiyetim kendi malı olan necip milletimizin bu haklı talebi üzerine, artık benim için en mukaddes vazife, milli iradeye itaat etmeyi her şeyin üstünde görmekti. Bunun üzerine yaptığım bir tamim (genelge) ile kati sözümü verdim. Bu tamimin son cümleleri şuydu:

         Geçirdiğimiz şu hayat ve ölüm günlerinde, umum millete, her taraftaki amal ve tezahürat ile temine azmedilen milli istiklalimiz uğrunda, bütün mevcudiyetimle çalışacağımı temin eylerim.  

            Bu mukaddes emel uğrunda, milletle beraber, nihayetine kadar çalışacağıma da mukaddesatım namına söz veriyorum´´

            Millet kendi Meclisini ve Meclis reisini buluyordu. Mustafa Kemal´in nutkundan sonra oturuma devam edilerek, yapılan seçimde Mustafa Kemal, Mevcudun oy birliğiyle, Türkiye Bütük Millet Meclisi reisliğine intihab edildi: 24 Nisan 1920. O sırada 39 yaşındaydı?

CUMHURİYETİN TEMELLERİ NASIL ATILDI VE İNŞAASI NASIL TAMAMLANDI?

/resimler/2018-4/23/1038178617387.jpgAtatürk, her bakımdan kuşatılmış bir ülkede, ordudan önce meclisi kurdu. Düşmanı denize döküp ?Tam Bağımsızlığı? sağlamadan önce egemenliği saraydan/sultandan alıp millete verdi. Dolayısı ile cumhuriyetin temelleri daha vaten işğal altındayken atıldı. Temele vurulan ilk kazma, 23 Nisan 1920 de Ankara´da TBMM´ nin açılmasıydı.
Bir gün sonra, 24.Nisan 1920 de Atatürk, Meclise bir önerge sundu. Önergenin ikinci maddesinde ?Bir padişah vekili tanımak uygun değildir?; 3.maddesinde ? Mecliste yoğunlaşan milli iradenin vatanın mukadderatına doğrudan doğruya el koymasını kabul etmek temel ilkedir. TBMM´nin üstünde hiçbir güç yoktur?; 4. Maddesinde ise ?TBMM, yasama ve yetkilerini kendisinde toplamıştır? demişti. Önergenin sonuna da şöyle bir not eklemişti ?Padişah ve halife baskı ve zordan kurtulduğu zaman Meclisin düzenleyeceği yasaya göre yerini alır?.

Bu büyük bir devrimdi Türkiyede o günden itibaren artık saraydan,/sultandan/halifeden daha büyük bir güç vardı. O güç Meclisti, o güç milletti. Tarihimizde ilk kez bir meclisin üstüne padişahın gölgesi düşmüyordu.

Atatürk, 4 Mayıs 1920 de yayılmağı bir genelgede, ? Milli irade fiilen vatanın mukadderatına el koymuştur? dedi.

Mecliste kürsünün arkasındaki duvara önce ?İşlerinizi meşveret ediniz?, sonra ?Hakimiyet Milletindir?, daha sonra da ?Eğemenlik Ulusundur levhaları asılacaktı.

Atatürk, 13 Eylül 1920 de TBMM´ye bir halkçılık proğramı sundu. Bu proğram Mecliste 18 Kasım 1920 de halkçılık beyannamesi olarak kabul edildi. Bu beyannamede geçen ?Türkiye halkını(?) İrade ve hakimiyetinin sahibi kılmak? ifadesi 1921 Anayasasının 1. Maddesine ?Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir? olarak yansıdı. Eğemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu bir sistemin cumhuriyet olduğu açıktı. Atatürk 23 Eylül 1923´te New Free Press muhabirine verdiği demeçte 1921 Anayasasının il iki maddesinden çıkan özetin ?cumhuriyet? olduğunu söylemişti.

Atatürk, 1 Kasım 1922 de ince bir hesapla hilafetle saltanatı bir birinden ayırıp saltanatı kaldırdı. Böylece 1243 yıl önce Muaviyenin diktiği ?saltanat putu? yıkıldı. Saltanat ne dine ne hayata uyğundu.

Atatürk 1923´ün 28 Ekim gecesi İsmet Paşaya, ?Yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz? dediğinde, aslında 1921 Anayasası´yla kurulan Cumhuriyetin adını koymaktan söz ediyordu.

TBMM´nin 3 Mart 1924 de halifeliği kaldırmasıyla monarşinin teokratik kalıntıları da temizlendi.

ATATÜRK´ÜN ÇOCUK SEVGİSİ

/resimler/2018-4/23/1038552055575.jpgAtatürk çocukları çok severdi. Hele Ülkü´ye tahmininin üstünde bir sevgiyle bağlanmıştı. Onu o kadar candan severdi ki ölümünden bir iki gün öncesine kadar sabahları uykudan uyanır uyanmaz gözleri Ülkü´yü arardı. Yanına getirir, saatlerce onunla konuşur, meşgul olurdu; Ülkü´nün uzaktan ?´Atatürk´´ diye bağırarak, koşup kucağına atlamasından tarifsiz bir zevk alırdı. Nereye gidere gitsin Ülkü´yü yanından ayırmazdı. Bir gün İsmet Paşa Kız Enstitüsünde çoçuk bakımı dersleri için çoçuk bahçesini ziyaret ediyordu:

  ?´ Biz çocukları neden severiz? diye sordu. Herkes bir cevap verdi. Atatürk en sonunda kendi fikrini söyledi:

?´Çocukları severiz. Çünkü Çocuk bizim devamımızdır. Her çocukta bir edebiyete doğru uzanıp gitme iştiyakımızın tatminini buluruz.´´

Atatürk, çocukları çok seven ve onlara güvenen bir liderdi Çocukları sevindirmek, onlarla beraber olmak ulu önderimizin en büyük mutluluğuydu. ?´ Çocuklar geleceğimizin garantisidir´´ diyen Atatürk, Ulusal bağımsızlığımızı ilan ettiği günü de çocuklara armağan etmiştir. Bütün dünya ülkelerinden sadece Türk Çocuklarını Ata´sı düşünebilmiş ve her yıl kutlanmak üzere çocuklara bir bayram hediye etmiştir.

            23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, tüm dünya çocuklarına kutlu olsun. Dünyada hiçbir ülkede bulunmayan, iki farklı unsuru bir araya getiren milli bir bayram? Bu Bayram bir taraftan Türkiye Cumhuriyeti´nin temellerinin atıldığı, egemenliğin ilan edildiği anlamlı bir güm, diğer taraftan ?´yarının büyükleri,geleceğin garantisi´´ çocuklar için bir şenliktir. Atatürk´ün Türk Çocuklarına armağan ettiği bayram, dünyaya çocukları arasında sevgi ve dostluk bağlarını geliştirilmesi ve tüm insanların barış içinde yaşayacakları bir dünyanın oluşmasına katkıda bulunmak için her yıl düzenleniyor.

            SONUÇ OLARAK ;  

            Ulusal Kurtuluş Savaşımızla ilgili bütün kararlar bu mecliste alındı. Mustafa Kemal Paşa´nın önderliğinde ulusumuz, dünyaya, Ulusal Kurtuluş Savaşı dersi verdi. Ezilen uluslara kurtuluş yolunu açtı. Bağımsızlık savaşının öncüsü olan Kurtuluş Savaşımız yeryüzünün ötesi tutsak uluslarına örnek oldu. 23 Nisan 1920, ilk Büyük Millet Meclisimizin toplandığı gündür. 23 Nisan, ulusun yönetme yetkisini kullanmaya başladığı gündür. Bu gün Millet Egemenlik Bayramımızdır.

            23 Nisan dünyada kutlanan ilk çocuk bayramıdır. Atatürk´ün Türk çocuklarına armağan ettiği bu bayram şenliklerine son yıllarda yabancı ulusların çocukları da katılmaya başlamıştır. Atatürk çocuklara çok değer verir, gezilerinde okullara uğrar, ders dinler, sorular sorardı. ?´ Bugünün küçükleri yarının büyükleridir.´´ diyen Atatürk, yönetimin bayram süresince öğrencilere bırakılması geleneğini başlattı. 23 Nisan´da yönetim birimleri, seçimle gelen kurullar bir süre çocuklara bırakılır. Bu güzel gelenek her yıl yinelenir. Her 23 Nisan´da yurdumuz bir bayram alanı olur. Çocuklar törenlerde konuşmalar yaparlar, şiirler okurlar. Gece fener alayları düzenlenir.

            23 Nisan Ulusa Egemenlik ve Çocuk Bayramı, egemenliğin ulusta olduğu düşüncesinin kabul edildiği gündür. Çocuk bayramımızdır. Yarının büyükleri olan çocukların bayramıdır.

            Önder O´dur ki; Ulusuyla kaynaşsın Ulusuna örnek olsun ve onun geleceğine ışık tutsun. İşte Atatürk !.. O, bu yönleriyle Türk Ulusu´nun sinesinde yeşermiş, dal budak salmış ve bu özelliği ile tüm ulusların da saygınlığını kazanmıştır. Bu nedenledir ki; O´nun açtığı özgürlük ve bağımsızlık yolunda ve izindeyiz. Devrimlerinin koruyucusu uygulayıcı ve savunucuyuz.

Ulusça daha nice yıllar ve yüzyıllar, O´nu anacak, izleyecek, anlayacak ve ilkelerini savunacağız. Her yıl bir önceki yıla oranla daha içten, daha anlayarak yolunda yürüyecek ve çağdaş uygarlık düzeyine onun fikirleri ile erişeceğiz.

SON SÖZ

/resimler/2018-4/23/1039384243869.jpgSEVGİLİ TÜRK ÇOCUKLARI, ULU ÖNDER ATATÜRK´ÜN 17 EKİM 1922 TARİHİNDE BURSA´DA SİZDEN ŞU İSTEĞİNİ ASLA UNUTMAYIN VE BU KONUDA BAŞARILI OLMAK İÇİN GAYRET EDİN!.. ?´ KÜÇÜK HANIMLAR KÜÇÜK BEYLER!...´´ SİZLER HEPİNİZ GELECEĞİN GÜLÜ, YILDIZI VE İKBAL IŞIĞISINIZ MEMLEKETİ ASIL IŞIĞA BOĞACAK SİZSİNİZ.

KENDİNİZİN NE KADAR ÖNEMLİ, DEĞERLİ, OLDUĞUNUZU DÜŞÜNEREK ONA GÖRE ÇALIŞINIZ. SİZLERDEN ÇOK ŞEY BEKLİYORUZ!´´ BU MUTLU VE GURUR DOLU GÜNLERİ BİZLERE YAŞATAN DEVLETİMİZİN KURUCUSU MUSTAFA KEMAL ATATÜRK VE SİLAH ARKADAŞLARI İLE ŞEHİT VE GAZİLERİMİZİ SAYGI VE RAHMETLE ANIYORUZ. RUHLARI ŞAD OLSUN.

 

KAYNAKÇA

            1.Tek Adam C.2 Şevket Süreyya AYDEMİR

            2. Nutuk Mustafa Kemal Atatürk

            3. Gazi Paşam Cevat ŞENOL

            4. Atatürk´ün de çocukları vardı Ali KUZU

            5. Fikriye ŞEMSİBELLİ

            6. Atatürk ve İzmir Harika YAMAK

            7. İhanet Başını Aydın KELEŞOĞLU

            8.Yüzyılın Kitabı Sinan MEYDAN

            9. Atatürk´ün bağımsızlık savaşı nasıl başladı. Refik Necdet AKTAŞ.

 

YAZARLAR

  • Perşembe 35.8 ° / 20.3 ° false
  • Cuma 30.8 ° / 18.5 ° false
  • Cumartesi 31 ° / 16.7 ° false
  • BIST 100

    9670,53%0,26
  • DOLAR

    32,52% -0,08
  • EURO

    34,78% -0,23
  • GRAM ALTIN

    2421,67% -0,33
  • Ç. ALTIN

    3982,08% -0,92