Bizim apartman görevlisinin büyük oğlu o.
Taşındığımızda iki-üç yaşlarındaydı. Bahçede, hepimizin çocuklarıyla birlikte büyüdüler. Akşamüzerleri, oyun aralarında, evden getirdikleri yiyecekleri birbirlerine ikram ettiler. Okul dönüşleri, çantalarını aynı duvara dayayıp, bisikletlerini yarıştırdılar.
Herkesin elinin üzerinde olduğuna inandığım yıllar boyunca, gözümüzün önünde yaş aldı. Eğitim hayatını sürdürürken, faydalı olacağını düşündüğümüz okul kitapları ve deneme testleri paylaştık. Babası, civardaki bir Anadolu Lisesi´ne kaydını yaptırırken, en az onun kadar sevinçliydik.
Lisede okurken, hem yaz tatillerinde aşağıdaki eczanede çalıştı hem de üniversite sınavlarına hazırlandı. Üç sene önce Mersin Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü´nü kazandığında, mutluluğumuz perçinlendi.
Bir yıl sonra, karşımda, aslında, daha iyi bir yer hedeflemiştim, ama ileride, yüksek lisans yapıp, her şeyi düşündüğüm şekilde değerlendirmeyi planlıyorum, diyebilecek kadar kendine güvenen bir delikanlı duruyordu.
Gözlerinde, yıllar evvel, Adana Anadolu Lisesi Okul Aile Birliği´nde çalışırken tesadüfen tanıdığım, oğullarından küçüğü orayı kazanan, büyüğü tıp fakültesinde okuyan, ortancası da Adana Fen Lisesi´nde eğitimine devam eden ve mevsimlik işçi olduğunu söyleyen babanın gururu vardı.
Bu seneyse bir farkındalık daha yaşatarak, yeniden sınava girdi ve sağlık hizmetleriyle ilgili 112 ilk ve acil sağlık bölümüne kaydını yaptırdı.
Çok istense de aileleri tarafından bir şekilde yollarına gül yaprakları dökülemeyen, altın tepside bir yaşam sunulamayan bu çocuklar, dikenleri ellerine batsa da kendilerine gül kokularıyla dolu bir yol hazırlayarak hayata adım attılar.
Bizlere, her yeri çiçek bahçesine çeviremesek de yakın çevremizdeki fidanları sulamanın, o fidandan sağlam dallar yeşermesini ümit etmenin ve köklerinin karıştığı toprağı sürekli beslemenin önemini anlattılar.
Öyle bir bilinçle yetiştiler ki yılmadılar, çalıştılar ve başardılar.
Yarın, 23-Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı.
Egemenliğin, kayıtsız, şartsız milletin olduğunu söyleyen Atatürk´ün, bir ülkenin geleceğini temsil eden çocuklara, egemenliklerinin sönmez savunucuları olmaları gerektiğini vurguladığı günün yıldönümü. Zor koşullarla kazanılarak gelinen bu günlerin, nasıl bir emekle ruh bulduğunu anlamanın, anlatmanın zamanı.
Çevremde örneklerini gördüğüm, ülkemizin aydınlık geleceğini emanet ettiğimiz sizlerden biriyle anmak istedim bu bayramı.
Asın bayraklarınızı çocuklar.
Sizler geleceğin bir gülü, yıldızı ve ikbal ışığısınız. Memleketi asıl ışığa boğacak olan sizsiniz.
