Ahmet DOKUZOĞLU-NE DEMİŞTİK?


GELECEK NESİL


              Benim çocukluğumla, bugünkü çocuklar arasında büyük fark var. Bu kadar farkın olması teknolojiden kaynaklanmaktadır. Teknoloji şimdiki çocukların beynine girmiş ve etkilemiş durumdadır. Beyin yapıları teknoloji ile çalışıp, teknoloji ile durmaktadır. Bu davranış onları bambaşka bir aleme götürmekte, bizim yaşamımızdan uzaklaştırmaktadır.

             İyi mi olmaktadır ?

             Bence hayır.

             Teknoloji ile yatıp kalkan çocuklar, insani değerlerden uzaklaşmakta, yalnızlığa mahkûm olmaktadırlar. Bencil ve acımasızdırlar. Yalnız yaşamayı sevmekte, çokluğu çıkarlarına göre istemekteler. Çıkarları yoksa arkadaşlıkları da yoktur. Yani yalnızlığı tercih etmektedirler. Hâlbuki yalnızlık insan için uygun değildir. Eskiler;

             ?Yalnızlık Allaha mahsustur.?derdi. Ancak Allah yalnız ve tektir. Onun yarattıklarının hiç biri yalnız yaşayamaz. Çünkü yaradan birçok yerde;

           ? Biz onları çift çift yarattık .?demekte. Çift çift olmayan yoktur. Bir ağaç bile erkek ve dişiden ibarettir. İkisi bir arada olmazsa çoğalmamakta, meyve vermemektedir.

           Allah Âdem babamızı yaratıp cennete koyduğunda her şeyi emrine vermiş

          ?İstediğini yap, istediğin yere git, ye, eğlen, oyalan kafana göre takıl.?demiş

            Kuş sütü eksik derler ya, cennette her şeyi varmış. Âdem babamız bir türlü rahat edemezmiş. Cennetin sokaklarında mahzun mahzun gezmeye başlamış. Hiç bir şeyden zevk alamazmış. Allahütealâ bunu görmüş ve Âdem babamızın kaburgasından Havva anamızı yaratmış. Âdem babamız uyandığında Havva anamızı başında bekler görmüş. Ona;

          ?Sen ne için yaratıldın ??demiştir

           .Havva anamızda Âdem babamıza;

           ?Ben seni memnun etmek için yaratıldım.?cevabını vermiş.

           Bu hikâye tefsir kitaplarında geçmektedir. İnsanoğlunun memnun olacağı şeylerin başında birlikte yaşamak gelir. Beraberlik içinde geçen bir yaşam, insanı daha çok mutlu eder.?Birlikten kuvvet doğar.?sözü geçmişimizden gelmektedir. Ayrılık bunun tersidir.

           İnsanın, sevdiğinden ayrılmasına biz,? ayrılık.? diyoruz.  Ayrılık kültürümüzde,etkili olmuş bir yaşam düzenidir. Üzerine türküler söylenmiş, gözyaşları dökülmüştür. Ne demiş şair;

              ?Ayrılık yaman kelime,

                Benzetmek az ölüme.?

               Gerçekten bizim toplumda ayrılık ölümle eş değerdir. Ölümle eş değer olan bir şeyi çocuklarımıza reva görmemiz uygun olur mu? Elbette olmaz. Onların yalnızlık içinde olmalarını istemeyiz. Kendileri farkında değil, biz onların mutsuz olduklarını seziyoruz. Biz anayız, babayız, dedeyiz. Onların her harekâtı bizi ilgilendirir, ilgimizi çeker. Onlar bunu fark edemezler.

              Bu düşüncelere neden girdiniz? diyebilirsiniz.

              Başka derdin yok mu? diyebilirsiniz.

              Her şeyi diyebilirsiniz. Fakat sorduğunuz soruların cevabını ancak, ana, baba olunca görebilirsiniz. Bir baba ne ister oğlundan, kızından. Hepiniz birden; ?Para.?dediğinizi duyar gibi oluyorum. Para tabi ki bir neden olabilir. Bizim öyle bir derdimiz yok. Allahın verdiğine şükürler olsun, maaşımız var. Bir karı, bir koca bize yetiyor.

             Peki, başka nedir derseniz?

             Çok şey var bizi mutlu edecek. İstiyoruz ki; ayda bir çocuklarımız torunlarımız bir araya gelsin ve biz onları seyredelim. Köprü dizisinde Vali karısına şöyle diyordu. Hiç aklımdan çıkmaz.

             ?Melek, hemen çocukları çağır hepsi gelsinler. ?

             ?Çocukları ne yapacaksın? Ankara´dan buraya gelmesi kolay mı ??

            ?Kolay da olsa, zor da olsa gelsinler.?

            ?Ne yapacaksın onları Recep ??

             Vali Melek hanımın gözüne bakar ve

            ?Seyredeceğim onları Melek, seyredeceğim.?

            Bazı şeyleri anlatmak o kadar zor ki. Bu sahne beni gizli gizli ağlatmıştır. İşte onun için diyorum ki Ana olmak, Baba olmak kolay değil. Bir sofrada onları görmek bizim için anlatılmaz bir duygu.

             Fakat yazının başında da söyledim ya, şimdiki çocuklar bizim çocukluğumuza benzemiyor. Gelseler de gelmeseler de benzemiyor. Bizde aradığımız mutluluğu bir türlü bulamıyoruz.

             Valinin yaptığı gibi bir bahane ile yanımıza getiriyoruz

           .Geliyorlar da Allah razı olsun. Fakat Ya televizyonda bizim hoşlanmadığımız dizilerin içine giriyorlar, Ya cep telefonunda bir oyuna dalıyorlar, ya da bir CD bulup film seyrediyorlar. Bir türlü sofranın başına oturmuyorlar. Bizde;

            ?Şunu yer misin? Bunu içer misin ?? gibi verebildiklerimizle avunmaya çalışıyoruz.

             Torunları dersen daha başka davranışlarda. Birlikte ?top oynayalım.? diyorum. Topu alıyorum karşısına geçiyorum.

              ?Haydi, kaleye geç. ?diyorum.

                O ne diyor biliyor musunuz?

                ?Hayır ?diyor.?Oraya sen geç.?

                Bu davranışlarını öğrendim. Artık oyunu onun kurallarına gör oynuyorum. Bir gün, iki gün derken. Elime bir kukla aldım. Kuklayı oynatarak;

                ?Ey küçük.?dedim.?Sen kimsin bakalım ??

                Elimdeki kuklaya baktı. Mahcup bir vaziyette;

                ?Ben Kerem Tarık Dokuzoğlu.?dedi.

                Baktım ki kukla ile ne söylersem yapıyor. Kukla veya annenin dışında kimsenin sözünü dinlemiyor. Bunları görünce Albert Ensteın´in sözü aklıma geldi. Şöyle demişti.

                ?Korkarım ki bir gün teknoloji, insan iletişiminin ve yakınlaşmasının önüne geçecek ve aptal bir nesil ortaya çıkacak.?

               İnşallah bu söylediklerim olmaz. Olursa da şaşmamak gerekir. Çünkü bu kadar duyarsız bir toplumun, tarihten çekeceği olacak. Belki de biz orayı görmeyeceğiz.

YAZARLAR

  • Perşembe 24.1 ° / 11.6 ° Güneşli
  • Cuma 24.9 ° / 14.2 ° Güneşli
  • Cumartesi 28.3 ° / 15.1 ° Güneşli
  • BIST 100

    8806,72%-0,01
  • DOLAR

    32,25% 0,26
  • EURO

    35,08% 0,67
  • GRAM ALTIN

    2270,84% 0,79
  • Ç. ALTIN

    3854,72% 0,51