Sanat sayfamız güzel bir başlıkla açılıyor bu hafta:
?Güneyde Yaprak Dökümü??
Çok şeyler çağrıştırıyor bu bileşik içerik?
Birincisi Güney olayı?
İkincisi ise yaprak dökümü?
Bunlarla ilgili daha başka çağrışımlar.
Kara haberler aldığımız bu günlerde peşpeşe yaşanan hüzünlerin sanat, kültür camiasında ayrı bir acı yaşattığı da toplumca bilinen bir gerçek?
Şimdi bunca değerli bedenleri sinesine saran toprak çağlara direnen varlığıyla kim bilir ne denli bir verimin gerekçesini kendi zaman takviminde ayarlıyor ve yine ödünç olarak, kim bilir ne zaman gönderecektir yaşam ustalarını aramıza.
Belki de işte bereketli topraklar sırrından söz etmemizbu yüzdendir.
Biz ne kadar bir daha mı?... desek de, tarihin toprağa işlevselliğini sürdürdüğü bir tekerrür sürecinde toprak yeni Muzafffer İzgü´lerinin, yeni Ali Limoncu´larının, yeni Mesut Mertcan´larının haberlerini muştu rüzgârlarıyla kulaklarımıza fısıldayacaktır belki de.
Karalar mahallesinin çocuğu gülmece yazarı Muzaffer İzgü kanser tedavisine umut bağlamadan kendi sonunu kendi hazırladı.
Ali Limoncu da hep direndi?
Yıllardır felçli olarak evde bakmı yürütülen saz ustası Ali Limoncu acılara ilaçlarla direnerek son yıllarında bir umut aradı.
Mesut Mertcan, birçok hayalleriyle birlikte geleceğe umutla bakarken, o da yıllar öncesinden içkiye veda edemediği için kendini harcadı belki.
Sevgili Karataş´ın da dediği gibi ?Güneyde Yaprak Dökümü?, tüm hızıyla, acımasızcılığıyla, hükmünü sürderen bir yaprak dökümü bu?
Fazla uzağa değil, şöyle birkaç yıl öncesine gittiğimiz zaman Yaşar Kemal, Fazıl Hüsnü Dağlarca gibi güneyin önemli isimlerine de ölümcül parantezler açtığımız zaman güneydeki yaprak dökümünün boyutları kendiliğinden ortaya çıkmaz mı?
Böyle bir merkezi derinliğimiz yok ama tek tesellimiz sanatçılarımızın ardında bıraktığı özgün ve nadide sanatçılıklarıdır? Bereketli toprakların sayfalardaki üretkenliğine ise her zaman saygılıyız. Yeni bir Muzafffer İzgü´leri, Ali Limoncu´ları, Mesut Mertcasn´ları her ne kadar tarihin tekerrürüne havale etmiş olsak da.
sanat gündemi
