?Devlet ve hükümet? dediğimiz siyasal kurumlarımızın ve kamu yönetimimizin de, aile düzenimizin de, eğitim, ekonomi ve sanat-düşün kurumlarımızın da demokrasi, yani özgürlük üzerinde, aklın ve bilimin gereklerine göre etkin biçimde işleyip yükselebilmesi, ancak ?bağımsız yargı ve yargıç güvencesi? ilkesinin yürürlükte olmasına bağlıdır.
CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu´nun büyük yankı yapan ?HAK, HUKUK, ADALET? yürüyüşünün etkili olabilmesi için, somut amaç olarak ?bağımsız yargı ve yargıç güvencesi?ni gündemde tutması gerekir, kanısındayım.
Türk Ordusuna kurulan ?Ergenekon, Balyoz kumpasları?nın, Sivas-Madımak, Maraş, Çorum kıyımlarının, bilim, sanat, düşün ve basın-yayın insanlarımızın suikastlarla öldürülmesinin, dahası, CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu´na, en yüksek düzeyde kimi devlet görevlilerinin bile bulunduğu bir ortamda yapılan linç girişimi gibi korkunç yıkım kalkışmalarının ? hem gerektiği biçimde cezalandırılabilmesi, hem de benzerlerinin önlenmesi, hep bağımsız yargı kurumu ve yargıç güvencesiyle gerçekleşebilir.
Sayın Ekrem İmamoğlu´na İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını kazandıran ?İstanbul İttifakı?nın özündeki ?tüm yurttaşlara eşit işlem yapan kamu yönetimi? için olduğu gibi, CHP-İYİ Parti arasındaki ulus ve yurt ölçeğindeki ?Millet İttifakı?nın başarılı olup Atatürk ilkelerine dayalı Türkiye Cumhuriyeti´ni iç ve dış saldırılardan koruyacak güçte ve süreklilikte olabilmesi için de ?bağımsız yargı ve yargıç güvencesi? üzerinde tam anlaşma içinde olmaları zorunludur.
Bu gerçek karşısında, CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu´nun ve CHP yöneticilerinin kamuoyuna yaptıkları bildirimlerde neden yalnız ?hak, hukuk, adalet? demekle yetindiklerini, neden bu değerlerin ancak ?yargı bağımsızlığının ve yargıç güvencesinin? anayasa düzeyinde sağlanmasıyla gerçekleşebileceğini vurgulamadıklarını, neden tüm toplumda hak, hukuk ve adaletin, esenlik ve dayanışmanın ancak bağımsız yargı ve yargıç güvencesiyle gerçekleşebileceğini dirençle gündemde tutmadıklarını anlayamıyorum.