Can UĞURATEŞ-Sırası Geldikçe


HAVA SAVUNMA SİSTEMLERİ ÜZERİNE TARTIŞMALAR


Türkiye-ABD F-35/S-400 gerginliğinde gelinen nokta, televizyon programlarında emekli askerler, akademisyenler ve kendini uzman olarak niteleyenler ile gazeteciler arasında süren tartışmalar boyutunda devam ediyor. Adı geçen sistemleri bir programda küçümseyenler, bir başkasında öve öve bitiremez konumda, trajikomik bir görünüm sergiliyor. Bu tartışma programlarında katılımcılara sorulan soruların cevapları, başka ülke istihbaratçılarının cevabını bilmek isteyeceği türden ve kesinlikle gizlilik dereceli bilgi. Ancak katılımcılar, her nedense, mümkün olduğunca yaptıkları, yapmaya çalıştıkları istihbari değerlendirmelerle, sorulara detaylarıyla ve doğru cevap vermek için çabalıyor. Yani Türkiye, ekranlarda ve sosyal medyada ilginçtir ki istihbari tartışmalarla oyalanırken, esasen halkın bilmesi gereken, sadece S-400 ve F-35 alımının yapılacağı/yapıldığı ve belki gurur açısından üstünlük göstergesi birkaç teknik özellik. Bunun dışında kalan tüm bilgilerin gizlilik dereceli olması gerekirken, muhatabı da Milli Savunma Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı. Hava Savunma Sistemlerinin komutanının rütbesi, kimliği vs. ile sistemin konuşlanacağı mevki, hangi mevzii bölgesinde kaç bataryanın konuşlanacağı gibi bilgiler, sadece ilgililerin bilmesi gereken detaylar ve istihbari bilgi niteliğinde.
Artık anlaşıldı ki S-400 Hava Savunma Sistemleri Türkiye gelecek ve şu anda da intikal safhasında. Bu konuda sorulacak soru: S-400 Hava Savunma Sistemi alımıyla ortaya çıkan ve ardından özellikle ABD ilişkilerinde önemli sorunlar getirebileceği üst düzey söylemlerle anlaşılan gerginliklerin, kabul edilebilirlik derecesi nedir?
S-400 Hava Savunma Sistemi, halen kullanılmakta olan aynı maksatlı silah sistemleri içinde, en gelişmiş olanı. Bu sistemin, Türkiye coğrafyasında uzmanlarca belirlenmiş uygun yerlerde konuşlanması halinde, Ortadoğu coğrafyasının önemli bir bölümü, Doğu Akdeniz, Kıbrıs, Yunanistan´ın önemli bölümü ve güneyden Girit dâhil Ege adalarının tamamı, Karadeniz, Kafkaslar ve İran hava sahalarında tam denetim gücüne ulaşılmış olunacak. Bu kadar geniş ve küresel gelişmelerde etkin mücadelelerin yaşandığı coğrafyada, böyle bir güce sahip olmak, doğaldır ki ardından birçok engelleme, hatta sabote seviyesinde eylemleri beraberinde getirecektir.
ABD´nin, F-35 Savaş Uçakları üzerinden bir engelleme girişimi de oldukça doğal. Çünkü ABD, özellikle Başkan Trump ile kesinlikle ticaret savaşları üzerine yoğunlaşmış ve yakın zamanda bir de seçim sürecine girecekken, muhtemel de olsa, böylesine büyük kazanımlı bir hamleden çekinmez. F-35 Savaş Uçakları üzerinden uygulanmaya çalışılan baskı, Türkiye´nin, S-400 Hava Savunma Sistemlerini konuşlandırıp, aktif konuma getirmesinin ardından, devam edecek tartışmalı fakat nispeten kısa süreli bir dönemi takiben, yine ticari kazanımlar endişesiyle ve nispeten küçük yaptırımların ardından, muhtemelen sona erecek. Bu sürecin ardından da ABD, F-35 Uçaklarını Türkiye´ye teslim edecektir. Çünkü F-35 Savaş Uçağı üretim projesinin yüz milyar dolarlarla tanımlanan bütçesini kısmak yeterince sorunken, geçen her gün deşifre olmaya devam eden projenin, yeni projelerle çürütülmesi bir zaman meselesi ve ABD için böyle bir netice, kabul edilemeyecek düzeyde sorunları da beraberinde getirir.
Diğer bir soru: Türkiye, S-400 Hava Savunma Sistemini aldıktan sonra, Patriot veya farklı hava savunma sistemlerine de ihtiyaç duyulacak mı? Silah sistemleri mevzilenirken, menzilleri üzerinde bindirmeler yapılarak, ara hatlarında oluşabilecek boşluklar da kapatılır. Tüm savunma planları bu esasla tesis edilirken, farklı atış tekniklerine ve menzile sahip silahlara yönelik önlemeler de menzil ve vuruş etkinlikleri dikkate alınarak, farklı silah sistemleriyle koordineli olarak yapılır. Yani bir Silahlı İnsansız Hava Aracı (SİHA) için ya da bir helikopter için S-400 füzesi kullanılması, genel olarak anlamsız bir israf olur. O halde Türkiye, hava savunma planlarını daha etkin kılmak için, kuvvetle muhtemel farklı silah sistemlerine de ihtiyaç duyacak ve temin etmek isteyecektir. Bir başka açıdan, savunma sistemlerinde tek bir üreticiye bağımlı kalmak, herhangi bir gerginlikte, o sistemin etkinliğini yitirmek anlamına gelebilir.
S-400 Hava Savunma Sisteminin uygun konuşlandırılarak aktif kullanılması, Türkiye´nin, bölgesel tüm masalarda elini güçlendirecek. Ayrıca küresel güç odaklarının kendi dış politikalarına uygun planlamalarında, onlara oldukça önemli sorunlar da çıkaracak. Bu arada, F-35 Savaş Uçakları da Türkiye´ye bir şekilde teslim edilecek ama gelişmeler doğrultusunda, kuvvetle muhtemel, Türkiye havacılık sanayi, muhtemel krizlerin önüne geçebilmek adına, savaş uçağı ve hava savunma sistemleri doğrultusunda evrilerek gelişecek. Ayrıca, Doğu Akdeniz ve Ege sorunlarının etkisinde, ihtiyaç duyulan caydırıcılığı sağlamak ve vurucu gücü artırmak maksadıyla, deniz gücünün de modernleşme doğrultusunda yakaladığı ivmeyi, teknolojik gelişimle artıracağını öngörmek hata olmaz.

YAZARLAR

  • Perşembe 24.1 ° / 11.6 ° Güneşli
  • Cuma 24.9 ° / 14.2 ° Güneşli
  • Cumartesi 28.3 ° / 15.1 ° Güneşli
  • BIST 100

    8806,72%-0,01
  • DOLAR

    32,25% 0,26
  • EURO

    35,08% 0,67
  • GRAM ALTIN

    2270,84% 0,79
  • Ç. ALTIN

    3854,72% 0,51