Can UĞURATEŞ-Sırası Geldikçe


HÜRMÜZ BOĞAZI ÜZERİNDEN İKİ KAZANIM MI?


Ortadoğu coğrafyasında dinmeyen gerginlik, Bizans Ateşi misali denizde de yoğunlukla devam ederken, kapsamı giderek genişliyor. Tüm dünya gözlerini Doğu Akdeniz´de sayısı ve vurucu gücü giderek artan armadaya çevirmiş ve her an çıkabilecek bir kıvılcımla, inanç retoriğinde karada olacağı bildirilen Armagedon´un, denizden başlamasını bekler durumda. Ancak, Arap Yarımadasının öte yanında bulunan ve bir diğer kaotik deniz olan, Basra Körfezi girişini kontrole imkân tanıyan Hürmüz Boğazında, son günlerde meydana gelen gelişmeler, dikkatleri bir anda buraya çekmeyi başardı. Yunan mitolojisinin önemli figürlerinden Savaş Tanrısı Ares, sanki dikkatleri buraya çekmek istiyor. Çünkü Doğu Akdeniz gelişmelerinde, Yunanistan destekli Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) girişimlerinin başarıya ulaşabilmesi için, bölgesel bir sisin gerekliliği ortaya çıktı.

Hürmüz Boğazı, İran ile Umman arasında en dar yeri bulunan, bütünlüğüyle İran- Umman-Birleşik Arap Emirlikleri arasında bulunan ve Basra Körfezi ile Umman Körfezini birleştiren, stratejik öneme sahip bir deniz geçidi konumunda.

Hürmüz Boğazının önemi İran, Irak, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Kuveyt petrolleri ile yeni bulunan rezervlerle Bahreyn petrolü ve Katar doğal gazının dünyaya açılan kapısı konumunda olmasından kaynaklanıyor. İran, bölgesel gerginliklerde ve ABD ile yaptığı karşılıklı restleşmelerde, Hürmüz Boğazını kapatmayı bir tehdit unsuru olarak kullanmaktan çekinmiyor.

Hürmüz Boğazı, 1980-1988 İran-Irak savaşında, iki ülkenin birbirlerinin ekonomilerine yönelik saldırılarıyla, harp tarihine Tanker Savaşları olarak geçen mücadeleleri yaşadı. Bölgenin stratejik önemiyle, ABD´nin 5´inci Filosu Bahreyn´de konuşlandı. ABD, bölgede sürekli uçak gemisi bulunduruyor ve gerektiğinde müdahaleden de çekinmiyor. Bu önlemlere rağmen, bölgenin 30 yıllık geçmişinde sıklıkla denilebilecek şüpheli kazalar yaşanırken, ateş açılan tankerler ve düşürülen yolcu uçağı vakası var.

Son olarak, Haziran ayı içinde, Umman Körfezinde, doğrudan Birleşik Krallık Deniz Ticaret Filosuna bağlı gemilerde bilinmeyen nedenlerle patlamalar meydana gelmesi, tankerlere torpido saldırısı iddialarının ortaya atılması ve Suudi Arabistan´dan Japonya´ya petrol taşıyan iki tankerin, tam da Japonya Başbakanının 41 yıl sonra yaptığı İran ziyareti sırasında, kimliği belirsiz bir saldırganca vurulması dikkat çekici. Bu olay sonrası İran ile ABD´nin birbirlerini suçlamaya başlaması, ABD´nin, düşman olarak tanımladığı İran´a yapmayı planladığı müdahale için, gerekçesini oluşturma girişimlerini, bu bölge üzerindeki trafik akışına müdahaleler üzerinden başlattığını düşündürüyor. Çünkü bölge, Dünyanın en önemli petrol ve doğalgaz ticaret arterini oluştururken, üçüncü ülkelerinin ekonomileri için de çok fazla önem arz ediyor. Saldırıların İran tarafından yapıldığının lanse edilmesiyle, zaten sıkıntılı bir görünüm sergileyen ve ABD´nin yaptırımlarıyla bunalmış bir İran, yaşanan yaptırımlar süreciyle üçüncü ülke ekonomilerini de etkilerken, müdahale edilmesi zorunlu bir ülke algısı yaratıldığında, ABD´nin uluslararası müdahalelerde destekçileri için, yeterli gerekçe ortaya konulmuş olacak.  

İran ile ABD arasında başlayacak olan sıcak çatışmalar, İran´ın, halen Suriye ve Irak´ta bulundurduğu ve etkinliğini koruyan, savaş deneyimli milis kuvvetlerinin yapacağı bölgesel ve etkin operasyonlarla, tüm bölgeyi ateş çemberine çevirebilir. İran, kuvvetle muhtemel, aynı zamanda füze sistemlerini devreye sokarak yapabileceği saldırılarla, İsrail başta olmak üzere, ABD´nin bölgesel işbirlikçisi olarak gördüğü Suudi Arabistan ve Katar´ı da savaşın içine çekecektir. Yani İran, savaşı ülkesi dışında karşılamayı tercih edip, bölgeyi daha kapsamlı bir kan gölüne çevirmekten çekinmeyecektir. Bu durumda, halen devam eden Doğu Akdeniz enerji mücadelesi için de önemli bir sisleme ortaya çıkabilecek ve bu sislemeden en büyük kazanımı, GKRY ile küresel enerji şirketleri, doğal olarak ABD ekonomisi sağlayacaktır.

ABD, küresel güç mücadelesinde Çin´in önünü kesmek için yönünü Pasifik istikametine ve Hindistan güneyinden geçen deniz ticaret yollarının kontrolüne çevirmişken, Ortadoğu´da devam ettirdiği mücadelelerden de kazanımla sıyrılma derdinde ve oldukça önemli gecikmeler yaşadı. Bu gecikmelerde, Türkiye´nin değişen Ortadoğu politikaları ile bölgeye aktif katılımıyla yarattığı de facto gelişmelerin etkisi oldukça önemli. Yaşanan gelişmeler, bize, İran müdahalesinin giderek yaklaştığını gösterirken, ABD-Türkiye arasında oluşan S-400, F-35 gerginliğinin sonuçlarının da bölgeye yansımalarının oldukça sert olacağını gösteriyor.

 

  

  

YAZARLAR

  • Cuma 24.9 ° / 14.2 ° Güneşli
  • Cumartesi 28.3 ° / 15.1 ° Güneşli
  • Pazar 28.3 ° / 15.7 ° Güneşli
  • BIST 100

    8806,72%-0,01
  • DOLAR

    32,25% 0,26
  • EURO

    35,08% 0,67
  • GRAM ALTIN

    2270,84% 0,79
  • Ç. ALTIN

    3854,72% 0,51