Can UĞURATEŞ-Sırası Geldikçe


İNANÇ, ÖĞRETİLER, ÖRGÜTLENME VE ŞİDDET (8)


1800´lü yıllarının sonunda gelişen, inanç sistemleri, yönetim şekilleri ve kazanım tekniklerinin, küreselleşmiş dinamiklerin kazançlarını daha da artırma ve tüm gücü her yönüyle ellerinde bulundurma istemiyle kullanılmasına yönelik örgütlenmelerin etkinliğini sağlamak maksadıyla, mevcut imparatorluklar yıkılarak, devlet şekillerinin değişmesi sağlandı. Devlet şekillerinin değişmesiyle birlikte sınırlar da değişim göstererek, küreselleşen ve gücüne güç katarak geleceği de kendi planlamaları doğrultusunda şekillendirmeyi hedefleyen güç odakları tarafından, bilinçli olarak demografik yapılarla oynandı.

Birinci Dünya Savaşı´nın getirdiği etkiyle, yıkımı en iyi değerlendirebilen isimlerden olan Çarlık Rusya´sının Maliye Bakanı Kont Witte, ?Bu savaş çılgınlıktır; ne taht, ne taç, ne anane, ne ahlak, ne de inanç kalacak.? diyordu. (İ.Ortaylı, S:48) Savaş sonrası gelişmelerin getirdiği bloklaşmalar, çatışmalar, sınır düzenlemeleri, demografik yapıların coğrafi konumlarındaki düzenlemeler birçok değişimin nedeni oldu. İnançların, küresel boyutta enerji kaynaklarının ve yaşam alanlarının kullanılabilmesi maksadıyla yönlendirilmesi, inanç kavramları kullanılarak yapılan katliamlar; toplumların bilinçli olarak bilimden uzaklaştırılması; köle ticaretinin boyut değiştirerek ekonomik kavramların anlamlarının ardında, üçüncü dünya ülkeleri insanlarından çocukların, kadınların ve ihtiyacı olanların ağır şartlarda çalıştırılması ve eylemlerin çoğunun din adına olduğunun lanse edilerek yapılması Kont Witte´nin haklılığını ispatladı. 

İkinci bin yılın başlarında, daha önce hazırlanmış ve yüz yıla yaygın çalışmayla geliştirilmiş planlar devreye sokularak, Dünyanın yeniden şekillendirilmesi için çalışma başlatıldı. 1900´lerin ilk yarısını İkinci Büyük Savaşla kapatan dünya, bu süreçte, nükleer teknolojiye de ulaştı. Nükleer teknoloji bir yönüyle muhteşem ve korkunç bir kitle imha imkânı veriyorsa da diğer yönüyle, vuranı da vurabilecek bir etkiye sahip olmasıyla, caydırıcılık da sağladı. Ancak önemli bir getirisi oldu. Artık Dünya üzerindeki savaşların şekilleri değişerek, küresel güçlerin doğrudan birbirleriyle savaşmasındansa, vekâlet savaşlarıyla, bölgesel ve küresel kazanımlar sağlanması hedeflendi. Böylelikle ölenler ile kazandığını veya kazanacağını düşündüğü halde kaybedenler, hep üçüncü Dünya ülkeleri olarak isimlendirilen coğrafyaların insanları olurken, küresel güçlerin bu coğrafyalardaki kazanımları doğrultusunda karşı karşıya getirilenler de her zaman etnik veya mezhepsel ayrışıma, yönlendirilmiş inanca bağlı biat kültürünün katı yaptırımlarıyla yetiştirilmiş sosyal gruplar oldu. İsmi son yıllarda oldukça anılan Asimetrik Savaş ise yüzyılların deneyimiyle, Vekâlet Savaşlarının vazgeçilmez stratejisi durumuna geldi.  

Bir zamanlar bazı kesimler tarafından www yazılımı ile şeytan tanımı algısıyla sunulan İnternet ortamının, giderek kullanımının yaygınlaşmasıyla oluşan ve gelişmesine büyük bir hızla devam eden sosyal medyanın, istihbarat örgütleri eliyle kullanılması sonucu, muhteşem bir toplu yönlendirme, gündem mühendisliği ve algı mühendisliği olguları ortaya çıktı. Günümüzde bağımsız bilgiye erişim imkânı sağlasa da İnternetin yanlış kullanımıyla; bilinçsiz, sorgulamaktan, okumaktan, araştırmaktan uzak ve ipotek altına alınmış beyinlerin, sosyal medya üzerinden yapılan propaganda faaliyetlerinin etkisinde kalarak, yaşamını yönlendirdiği gerçeği var. Bu muhteşem güç ortada iken, özellikle kitaplardan uzaklaştırılmış kitlelerin, kendilerine İnternet üzerinden kolaylıkla sunulanları kabul etmesi bekleniyor. Bu kültürle, yani inanca dayalı biat kültürüyle yetişmiş, gücü elinde bulunduran ve otorite kabul ettiğine kesinlikle inanmış önemli boyuttaki kitleye, İnternet üzerinden verilen her mesaj doğru olarak kabul edildiğinde, ortaya çok güçlü toplumsal hareketler çıkabiliyor. Bunun en güzel örnekleri, yakın geçmişte BOP kapsamında, Arap Dünyasında ve kendini Arap sanması yönünde yetiştirilmiş Mısır halkı gibi toplumların yaşadığı, Arap Baharı adı verilen süreçte yaşandı ve halen Myanmar´da yaşananların yansıtılmasıyla devam ediyor. Şimdilik Afrika´da çok fazla etkileşim yok. Çünkü bu bölgenin Dünya ile iletişimi zaten küresel güçlerin etkin kontrolünde.

Yeni Dünya Düzeninde önemli bir realite var. Kapitalizmin körüklediği emperyalist güçler, birinci bin yılın ilk yarılarından itibaren isim değiştirseler de düşünce yapıları küçük değişimlerle giderek güçlendi. Gücün hak olduğu algısı da değişmeksizin güçlü bir inanç haline gelerek, indirilmiş dinlerinin öğretilerinin önüne geçti. İndirilmiş dinlerin öğretileri, insanlar arasındaki ilişkileri etik bağlamında, ilahi söylem ve vaatlerle güçlendirilmiş olarak insanlığa sunarken, vaatleri, sonsuz yaşamın olduğu iddia edilen öte dünyadaki güzellikler üzerineydi. Oysa insanlar, daha kolay ve kısa vadeli sonuç getirerek, kısmi de olsa mutluluk veya refahlarına yönelik öğretilerle örgütlenmeyi tercih etmekten çekinmedi. Bu çok daha kolay ve ulaşılabilir gelirken, güçlünün haklılığıyla inançlar bir kez daha sarsıldı. (Devam edecek)

YAZARLAR

  • Çarşamba 35.2 ° / 19.1 ° Güneşli
  • Perşembe 35.8 ° / 20.3 ° false
  • Cuma 30.8 ° / 18.5 ° false
  • BIST 100

    9670,53%0,26
  • DOLAR

    32,52% -0,08
  • EURO

    34,78% -0,23
  • GRAM ALTIN

    2421,67% -0,33
  • Ç. ALTIN

    3982,08% -0,92