Can UĞURATEŞ-Sırası Geldikçe


İRAN İSTİKAMETİNE BAKIŞ


28 Aralık 2017´de, Meşhed´de, ülkedeki hayat pahalılığı, işsizlik, yolsuzluk sorunlarının protestosu ile başlayan gösterilerle, bu gün yirminin üzerinde olduğu belirtilen hayatını kaybetmiş insan sayısıyla, İran´da neler oluyor sorusuna halen açıklık getirilemedi.

İran, 1979´da gerçekleşen darbeyle Ayetullah Humeyni tarafından kurulan ve İslam cumhuriyeti olarak tanımlanan yapılanmayla, ikili sistemde yönetilmeye başlandı. Kapalı bir devlet yönetimi şeklinde, devletin başında ölünceye kadar olmak üzere bir dini lider bulunurken, ayrıca seçimle gelen bir cumhurbaşkanı ve yine seçimle gelen hükümet ve meclis var. Ancak, dini lider her konuda tam yetkili olduğu gibi, kendine doğrudan bağlı güçlerle, istediğinde müdahalelerde bulunabiliyor. Yani esasen İran, İslam Cumhuriyeti olarak isimlendirilse de teokrasiye dayalı, totaliter bir rejimle yönetiliyor.

Kapalı devletlerin en büyük özellikleri: İstihbarat teşkilatlarının gücü; milis güçlerin varlığı ve sorumsuz etkinliği; resmi görevli ve doğrudan lidere bağlı güçlerin aktif olarak kullanılması. Bu gün İran´a bakıldığında istihbaratın etkinliğini, Besiç olarak isimlendirilen, günümüzde lise öğrencileri seviyesine kadar yayılarak genişletilip, yetkilendirilmiş, sorumsuz milis teşkilatını ve İran Silahlı Kuvvetleri yapılanması dışında teşkil edilerek, lidere bağlı ve etkin olarak görevini sürdüren, Devrim Muhafızları görülüyor. Herhangi bir gösteri, protesto veya benzeri eylemde, bir anda ortaya çıkan Besiç´lerin yaptığı acımasız baskılamanın sorumsuzluğunda, insanlar korkuyla geri çekilmek zorunda kalırken, ölen veya yaralananların hesabını sormak mümkün değil. Devreye Devrim Muhafızları girdiğinde, olay giderek vahimleşiyor ve bu gün olduğu gibi, Devrim Muhafızları Komutanı tam yetkili olarak sahneye çıkıyor.

Son olaylar devam ederken, Devrim Muhafızları Komutanı Tümgeneral Muhammed Ali Caferi´nin, eski Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad´ı itham eden sözleri düşündürücü. Çünkü İran´da olaylar, 27 Aralık 2017´de Cumhurbaşkanı Ruhani´nin imzasını taşıyan, ?bundan böyle, İslami kurallara uygun giyinmeyen kadınların gözaltına alınmayacakları, bunun yerine, İslam dinini öğreten kurslara gönderileceklerini? belirten açıklamadan bir gün sonra başladı. Bu gelişme, 1979´dan bu yana bir ilk ve reformist düşünceyle oldukça önemli. Zaten İranlı kadınlar, her çarşamba beyazlar giyinerek, ?Beyaz Çarşamba? adı altında, kapalılığa protesto gösterileri yapıyordu. Eski Cumhurbaşkanı Ahmedinejad ise reformcu olarak tanımlanan, önemli bir karakter.

Gelişmeler üzerine, Cumhurbaşkanı Ruhani siyasi ve kültürel reformlara karşı çıkan muhafazakârları eleştirirken, Dini Lider Ayetullah Hamaney, yaptığı açıklamayla, dış güçlerin müdahalesini gösterdi ve zamanı geldiğinde gerekli açıklamaların yapılacağını söyledi. Gösteriler, halen birden fazla yerleşim yerinde devam ederken, Hamaney´in açıklamalarıyla, rejimin giderek sertleşeceğini öngörmek hata olmaz.

Gelişmelerin ardından, ABD Başkanı Trump ile İsrail Başbakanı Netanyahu´nun, gerek doğrudan, gerek sosyal medya üzerinden yaptığı göstericileri destekleyen açıklamalar, göstericiler üzerinde milli duygularla tepki alıp, gösteriden çekilme doğrultusunda etki yaparken, rejimin de elini güçlendiriyor gibi görünüyor. Her ne kadar, Ayetullah Mike kod ismiyle bir CİA ajanının adı geçse ve gösterilerde ABD´nin planlı çalışmalarının etkisi olduğu iddia edilse de, ABD, İran´da meydana gelen, gelecek olan her türlü yıkıcı eylemi desteklemekten çekinmeyecektir. Zaten, Ulusal Güvenlik Stratejisini açıklarken, İran´ı düşman konumuna yerleştirmekten de çekinmedi. Bu yönden bakıldığında, ABD´nin, gelişmelerin başlamasıyla hiçbir ilgisi olmasa bile, böyle bir fırsatı kaçırmayıp, değerlendireceği de realite.

İran´ın, ilk defa bölge üzerinde böylesine etkin olduğu bir dönemde, iç karışıklıkla karşılaşması soru işaretlerini artırıyor. Çünkü İran, bölgesel etkinlikte, Suriye´de oldukça güçlenirken, Irak´ta, neredeyse rejim üzerinde kesin etkili ve Yemen üzerinden, Suudi Arabistan ile mücadeleye devam ederken, Rusya ile ilişkilerini güçlendirerek ve Türkiye ile 1979 sonrası ilk kez ilişkilerini bu denli iyileştirerek, sınırlarını garanti altına alırken, Türkiye ile işbirliğinde PKK/PJAK ile mücadelesinde de etkinleşti. İlk defa, ideali olan, Şii inancını yayma politikasında, hedefine bu kadar fazla yaklaştı.  

Gelişmeler Arap Baharı benzetmesiyle ve BOP´un devamlılığında, İran´da rejimin yıkılması sonucunu getirir demek, zorlayıcı bir çıkarım olabilir. İran dışarıya karşı güçlü duruş sergilerken, iç yapılanmasında da oldukça güçlü. Ancak, İran´da artık suların durulmasında zorluklar yaşanacağını ve reformist hareketlerin devamının geleceğini söylemek, rasyonel bir yaklaşım olarak kabul edilebilir.

YAZARLAR

  • Cuma 24.9 ° / 15.2 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Cumartesi 24.8 ° / 13.8 ° false
  • Pazar 25.4 ° / 14.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • BIST 100

    9548,57%0,19
  • DOLAR

    32,49% 0,16
  • EURO

    34,80% 0,25
  • GRAM ALTIN

    2487,88% 1,05
  • Ç. ALTIN

    4157,48% -1,05