Evinizden çıktınız çarşıya, pazara gideceksiniz. Gideceğiniz yere kadar belki 2, belki 3 ışıklı kavşaktan geçmeniz gerekiyor. Işıklı kavşağa gelince yayalara kırmızı yandığını görüp kaldırımda yeşil ışığın yanmasını bekliyorsunuz. Çünkü öyle yapmanız gerekiyor. Fakat kazın ayağı hiç de öyle değil! Kimi yayalar kendilerine kırmızı ışık yandığı halde kendini arabaların önüne atıp karşıya geçmek istiyor. Sürücülerden el-kol hareketleri başlıyor ve korna sesleri ortalığı Bizim Adana diliyle elli altıya
-1- çeviriyor!
Kırmızı da geçmeye çalışan yaya hiç altta kalır mı? O da başlıyor bağırıp, çağırmaya? Arkadaşlar yalnız ışıklı kavşaklarda değil; trafiğin her yerinde yayalar ve sürücüler ışıkların rengine uymalıdır. Çünkü trafik ışıkları evrenseldir. Bunun için yayalar ve sürücüler bu ışıklara uymak zorundadır. Geçenlerde gördüğüm genç bir kadın 2 çocuğunun elinden tutup kırmızı ışıkta karşıya geçmeye çalışıyordu. Olası bir kaza da hem çok acılar yaşanacak hem de sürücünün başı derde girecekti.
Sağlıcakla kalın.
NOT: -1- Bizim çocukluğumuz da yaşlılar anlatırdı. Adana garında kömürle çalışan elli altı bin beygir gücünde bir lokomotif varmış. Bu lokomotif çalıştığı zaman rüzgar Adana´nın ne tarafına esiyorsa o tarafını kömür dumanı ve kömür kokusu kaplarmış. Adanalılar böyle günlerde ?Adana elli altıya kurban oldu, elli altıya feda oldu, elli altıya döndü? derlermiş.
