Demokrasinin bütün icaplarını sırası geldikçe uygulamaya koymalıdır. Kadın haklarını tanımak da bunun bir gereği olacaktır, diyen Atatürk, aynı zamanda kadının seçme ve seçilme hakkı olmadığı bir ülkede demokrasinin gerçek anlamına kavuşamayacağını düşünüyordu.
Bu nedenle cumhuriyetin ilanını takip eden yıllar içinde medeni hakları teslim edilen kadınların siyasi haklarının da teslim edilmesi için çalışmalar yapıyor, yaptırıyordu.
1930 yılından itibaren bu çalışmaları hızlandırıyor, hatta Vatandaş İçin Medeni Bilgiler isimli bir kitap yazıyor ve bu kitapta kadının seçme ve seçilme hakkından bahsediyordu. Aynı zamanda Afet İnan başta olmak üzere yakın çevresi de bu konuda konferanslar veriyordu.
Nihayet 5-Aralık-1934’de mecliste yapılan oylamayla ülkemiz tarihinde daima milleti ve ülkesi için mücadele etmiş Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı veren yasa kabul ediliyor ve bu, kadının kurtuluş devrimi olarak nitelendiriliyordu.
8-Şubat-1935’de yapılan milletvekili seçimlerinde ise kadınlar ilk kez oy veriyor, milletvekili seçiliyor, meclise toplam 18 kadın milletvekili giriyordu.
Yandaki karikatür, 1930lu yıllarda Kanada'da yayımlanmış. O yıllarda, Quebec bölgesinde, henüz seçme ve seçilme hakkını elde etmemiş bir kadın, duvardaki panodan Türk kadınının oy verme hakkına sahip olduğunu öğreniyor.
Fotoğrafların birinde toplumsal ve siyasal alanda haklarına kavuşan Türk kadını, 7-Aralık-1934'te Atatürk'e teşekkür mitingi düzenliyor, bir diğerinde cumhuriyetin onuncu yılındaTürk kadını dünyanın aynası olarak bir Fransız dergisinin kapağında yer alıyor, eski meclisten görüntülediğim bir başkasında ise yayına giren gazetenin ilk sayfası görünüyor.
"...Bu sebeple kadınlarımız, hatta erkeklerden daha çok aydın, daha çok feyizli, daha fazla bilgin olmaya mecburdurlar!"
"Bir toplum, bir millet erkek ve kadın denilen iki cins insandan meydana gelir. Mümkün müdür ki, bir toplumun yarısı topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça, diğer kısmı göklere yükselebilsin!"
"Bizim toplumumuz için ilim ve fen lazım ise, bunları aynı derecede hem erkek hem de kadınlarımızın iktisap etmesi lazımdır."
"Kadınlarımız için asıl mücadele alanı, asıl zafer kazanılması gereken alan biçim ve kılıkta başarıdan çok; ışıkla, bilgi ve kültürle, gerçek faziletle süslenip donanmaktır!"
Sözleriyle de bu konudaki düşüncelerini ifade eden ve kadının, hayatın her alanında olması gerektiğine inanan, onu hayatın merkezine koyan,
Ülkenin kalkınması için kadının da bilimsel, toplumsal ve ekonomik alanlardaki yerini almasını sağlayan, güçlü toplumların güçlü kadınlar sayesinde olacağını düşünen ve
Bundan yıllar önce dünyadaki pek çok ülkenin yapamadığını gerçekleştirerek Türk kadınına seçme ve seçilme hakkını teslim eden Atatürk sayesinde,
Türk kadını, düzenlenen yasalarla dünyadaki pek çok ülkeden önce, 5-Aralık-1934'te seçme ve seçilme hakkına kavuşuyor.
Kıymetinin bilinmesi dileğiyle ve minnetle.
Bizlere sosyal ve siyasal hayatta bütün milletlerin üstünde yer veren büyük Atatürk, bir kadın olarak size ayrıca minnettarız. Her şey gibi sayenizde.
