Trabzon´un Maçka ilçesi kırsalında gerçekleşen ve çıkan çatışmada bir çocuk ile bir astsubayın şehit olduğu terör eyleminin ardından, olayın gelişimiyle ilgili tartışmalar devam ediyor. Şehit olan 15 yaşındaki Eren Bülbül´ün ailesi, haklı nedenlerle olayın araştırılarak sorumluların bulunmasını ister ve aynı olayda şehit olan Jandarma Astsubay Başçavuş Ferhat Gedik´in bu tip görevlerde tecrübeli olduğu belirtilirken, İçişleri Bakanlığının, gerekli soruşturmayı başlattığı açıklandı.
İç güvenlik harekâtı zor ve tecrübe gerektiren bir harekât türüdür. Arazide, anlık olarak ne ile karşılaşacağınızı bilemezsiniz. Özellikle yıllardır terörle yoğunlaşan Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerindeki arazi yapısı, güvenlik kuvvetleri için harekâtın yapılmasını daha da zorlaştırırken, teröriste büyük avantaj sağlar. Arazi bu denli zor ve teröristin eylemlerine avantaj sağlarken, terörist, ikmal ve iaşesi için, destekleneceği yerleri tercih eder veya bölge halkını cebren yardım ve yataklığa yönlendirir. Bu maksatla da mümkün olduğunca sınır bölgelerinde veya kolay geçiş sağlayabileceği, kaçmaya elverişli yapıda olan arazi kesimleri ile yakınlarında eylem yapmayı tercih eder. Karadeniz arazisi gizlenme ve kaçış için uygunken, lojistik destek için çok zorlu bir yapıya sahip.
Eylem için seçilen arazide aranan bir özellik de terör örgütünün benimsediği ideolojiyi destekleyebilecek fikirsel alt yapıda bulunması veya terör örgütünün toprak istemiyle nihai hedefleri arasında olmasıdır. Ancak terör örgütü, üzerindeki baskıyı azaltmak, dikkatleri dağıtmak, güvenlik kuvvetlerinin moral ve motivasyonunu bozmak, uluslararası ilişkileriyle, bir bölgeye yoğunlaşan kuvvet dengesini zayıflatmak, devletin otoritesini ve güvenilirliğini sarsmak gibi maksatlarla da eylem yapabilir.
PKK terör örgütü, tarihsel sürecinde bunların tümünü denedi. Üstelik bunu yaparken, sivilleri, hatta haklarını savunduğunu iddia ettiği etnik kökenlilerin, çocuklarını beşiklerinde öldürmekten çekinmedi.
PKK, Karadeniz´de, Erzincan-Gümüşhane ve Bayburt kırsalından geçişle istediği yer ve zamanda eylem yapabiliyordu. Ancak bölgeye yerleşmesi, bölgesel demografinin sosyo-kültürel yapılanmasıyla mümkün görünmüyor. Lojistik destek için de ancak bölgede etkin olduğu bilinen, diğer terör örgütlerinin yardımına ihtiyacı var ve son olayda, teröristlerin lojistik sıkıntıda olduğu da çok açık.
PKK terör örgütü, yıllar içinde kendi ideolojilerini gerçekleştirmek adına, kent merkezleri dahil birçok yerde kanlı eylemlere imza atarken, ülke ekonomisini de hedefledi. 1998´de Serik-Akseki-Manavgat üçgeninde etkinlik göstermeye çalışan 23 kişilik bir grup, Antalya İl Jandarma Komutanlığı tarafından yapılan operasyonla yok edildi. Yakın zamanda Kastamonu otoyolunda polise pusu, Artvin kırsalında CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu´nun konvoyuna taciz gibi eylemler gerçekleştirirken, aslında devletin otoritesine karşı gövde gösterisi yapmaya çalışıyordu.
PKK´nın hedefleri zaman zaman büyüdü ve 2014 yılı Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi, neredeyse tüm ülkeyi kapsar hale geldi. Temsil ettiğini iddia ettiği etnik kökenle bütünleştiği imajı verecek şekilde, siyasal güce de ulaşmaya başladığı izlenimi ortaya çıktı.
Günümüz bölgesel gelişmelerinde, Suriye kuzeyinde YPG/PYD oluşumuyla, KCK bünyesinde devlet yapılanmasına geçme aşamasında olan PKK, yurt içinde yaptığı eylemlerin alanını genişleterek, aynı zamanda hem teröristlerine moral vermeyi hem de devletin yaptığı yoğun operasyonlara rağmen, halen ayakta olduğunu göstermeyi amaçlıyor. Aynı zamanda istihbarat ve özel kuvvet teşkilatlanmasının dikkatini dağıtarak, sınır ötesi oluşumuna nefes aldırmaya da çalışıyor.
Gelişmelerle PKK, KCK çatısı altında Kuzey Suriye´de devlet yapılanmasına geçerken, ülke içinde devam eden yoğun operasyonlarla, önemli güç kaybına uğradı. Ülke içinde inisiyatif kesinlikle güvenlik güçlerine geçerken, ABD´nin, Rakka Operasyonu bahanesiyle yaptığı yardımlarla, PKK yeniden ve farklı bir dizayn ile ordu kurmaya başladı. Suriye´de İdlip ve Afrin için yapılması planlananlar farklı senaryolarla tartışılırken, görünen o ki Türkiye tamamen köşeye sıkıştırılmaya çalışılıyor. Ancak Türkiye, bölgede hem diplomatik hem de askeri etki sağlayabilecek güce sahip. Tek ihtiyaç, sağlam bir irade ve uygun bir strateji ile yapılan planlamaların sahada etkinliğinin sağlanması.
