Zeynep Kural-İNCE DOKUNUŞLAR


KESTANE VE IHLAMUR SICAKLIĞI


Bir haziran ayıydı Zonguldak'a taşınmamız ve yazın bile eksik olmayan yağmuruyla tanışmamız. 

Konu komşuyla, eş dostla vedalaşmış, sabaha karşı, henüz gün bile ışımadan yuva yaptığımız ilk evden kamyona yüklenen eşyalar Sivas’tan yola çıkmış, belki arkamızdan el sallayanımız olmamış ama ardımızda kalan yüreklerde yeni hayatımızın en güzel ilk izlerini bırakmış, buna rağmen biz, eşyalardan daha evvel varmıştık. 

Ertesi gün hayatımızda ilk defa yağan şeyin yağmur mu çiy mi olduğunu anlayamadığımız bir sabaha uyanmış, kapıya dayanan eşyaların ıslak olduğunu görmüş, aklımız Adana'nın yazına gitmiş, kısa zamanda temizleyip kurutacağımızı sanmış, oysa neredeyse on gün boyunca yağmurun kesilmesini beklemiştik.

Arada bir lojman bahçesindeki lambaya vuran yağmuru izlemiş, yorgunluk atmış, farklı bir coğrafyada gurbeti ve memleket hasretini, içtiğimiz çayda yudumlamıştık. 

Öyle olur hep, gurbette burnunun direği sızlayanlar çok iyi bilir, bir nohut oda, bakla sofadan yuva yaparsınız kendinize, sonra o yuvaya sımsıkı sarılırsınız, eşyalarınızı, fotoğraflarınızı, duvara çaktığınız çiviyi bile sahiplenirsiniz, onlardan bir dünya kurarsınız önce, sonra, çoğalıp aile olacağınız, çocuklarınızın etrafınızda koşturacağı, o sonsuz sevgiyle yüreğinizin dopdolu olacağı, sırtınızı yaslayacağınız bu güvenin sizi ömür boyu huzurla yaşatacağı zamanları hayal edersiniz, böyle kurtulursunuz içinizdeki o gurbet duygusundan, çok sonraları gurbetin aslında gerçek anlamını daha iyi anlayacağınızdan habersiz. 

Çukurova'nın düzlüğüne alışmış, Sivas'ın soğuğunu yaşamış bir Adanalının, bu kez inişli yokuşlu, virajlı, rutubet ve kömür kokulu, sokakları merdivenli, betonunda bile ot yeşeren bir şehirle sınavı böyle başlamıştı. 

Kısa zamanda yerleşmiş, lojmandaki konu komşuyu ağırlamış, apartmanın bir kısım dairelerinin bahçe katından aşağıda olduğunu fark etmiş, çok şaşırmış, denizin ve ormanın iç içe olduğu civarı, hemen yandaki köyü keşfetmiştik. 

Tabii ki turşu kavurması, tereyağı yapımı, mısır unu, ilk kez dalında gördüğümüz ve yediğimiz en lezzetli kestanelerle, kokusuna vurulduğumuz ıhlamurların ağaçları da burada girmişti hayatımıza. Kuşburnuyla demlenmiş ıhlamur, fırında pişirdiğimiz kestaneler evimizin yeni konukları olmuştu. 

Onların sıcaklığıydı belki de bizi gurbet duygusundan alıkoyan, yuvamıza, ailemize sımsıkı yapıştıran, yüreğimizi asıl dolduran sevginin aslında bunlar olduğunu bizzat yaşatan. 

Bazen bir koku, bir tat bir anda uzun yıllar evveline götürüveriyor ya insanı, kuşburnuyla demlediğim ıhlamur bardağı elimde, balkondan sokak lambasına vuran yağmura bakarken, hayatımın bir dönemini oralarda geçirmiş olduğum her yere ve bana öğrettiklerine, aradan geçen onca zamana rağmen ne zaman kalbimde bir gurbet sızısı hissetsem ruhuma yayılan kestane ve ıhlamur sıcaklığına şükrettim.

 

YAZARLAR

  • Cumartesi 31 ° / 16.7 ° false
  • Pazar 35.8 ° / 19.6 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazartesi 30.8 ° / 18.3 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • BIST 100

    9809,64%0,96
  • DOLAR

    32,58% 0,30
  • EURO

    35,07% 0,29
  • GRAM ALTIN

    2457,40% 0,88
  • Ç. ALTIN

    3991,84% 0,00