Ahmet DOKUZOĞLU-NE DEMİŞTİK?


KİTAP´IN HİKÂYESİ-2 YILDIZ ELMASI


                Şiir kitabı çıktıktan sonra Televizyonlara, radyolara çıkmaya başladım. Elimde ki şiirlerden başka konuşacak hiçbir şeyim yoktu. Memlekette şair olarak da anılmak istemiyordum.

                 İçimden öykü yazmak geldi. Yanıma bir defter ve kalem aldım. Başımdan geçen olayları hikâye şeklinde yazmaya başladım. Okurken hikâyecilikte bayağı başarılıydım. Hatta daha önceleri Hür Söz gazetesinde birkaç hikâye yazmış, Sabah gazetesinin açtığı yarışmalara katılmıştım.

         İlk denememde LACİVERT TAKIM hikâyesi ortaya çıktı. Bu tip hikâyeleri Yılmaz Güney Çok güzel yazardı. Onun etkisiyle yazdım desem yalan olmaz. Bunlarda benim yaşadığım olaylardı. Hikâye Küçük bir çocuğun ırgatlara su taşıması ve çok çalışmaktan ellerinin kabarmasını anlatıyordu. Ve çocuk diye yevmiye sini yarım vermişlerdi. Dramatik bir hikâyeydi.

            Daha sonra YILDIZ ELMASI hikâyesini yazdım. Bir çocuğun elma çalması ve babasından dayak yemesi anlatılıyordu. Oda dramatik bir köy hikâyesiydi. Daha sonra, YARIN GELME, SİNEMA, KÜÇÜK USTA hikâyelerini yazmıştım. Yazdıklarım çoğunlukla yaşadığım anılarımdı. Sadece isimleri rastgele kullanmıştım. Hepside dramatik bir anlatımla yazılmıştı.

            Kitabımız hazır olunca birilerinin elinden geçmesi düşüncesini yaşadık. Bu arada karşımıza Adana gazetecilerinden Şair Yazar Mustafa Emre çıktı. Durumu kendisine söyledim.

              ?Bana getir.?dedi.?Bir inceleyeyim.?

             Bizde kabul ettik. Sanırım bilgisayar çıktısını kendisine verdim. Bir süre sonra yanıma geldi.

              ?Çok güzel hikâyeler.?dedi.?Bunu Orhan Kemal Öykü yarışmasına sokalım.?

               Mustafa Emre´nin elinde hikâyeler bambaşka bir şekil almıştı. Buna çok sevindim ve Seyhan Belediyesinin açmış olduğu ?ORHAN KEMAL Öykü yarışmasına gönderdik Belediye Başkanı da bizden biri Yıldıray Arıkan´dı. Birinci geleceğime çok inanıyordum. Fakat olmadı. Ödülü şehir dışından üç kişiye verdiler. Daha sonra Yıldıray bey´e biri kanalıyla sordurdum. O da;

             ?Ahmet´e vermemiz uygun olmazdı.?demiş.

               Doğru ya da yanlış ben onu bilmem. Fakat kazanamamak beni çok üzmüştü. Daha sonra öğrendim ki bu tip yarışmalar tanıtma amacıyla yapılıyor ve diğer illere veriliyormuş. O günden sonra da yarışmalardan çekildim.

             Kitap hazır olmuştu. Mustafa Emre yanıma geldi.

           ?Kitabı ben hazırlatayım.?dedi. O günün şartlarında bir milyon beş yüz bin lira tutuyordu. Benim için çok paraydı. Bir yerlerden borç aldık ve kitabı bastırdık. Çok güzel bir kitap olmuştu ama nasıl satacaktık? Şiir kitabı olsa neyse insanlar öykü okumuyorlardı. Yine televizyonlara çıkıyorduk. Radyolara gidiyorduk. Ama kitap bu defa ağırlaşmıştı. Satışta zorlanıyorduk.

              Ben birçok yazarımızın hayat hikâyesini okudum. Başarılı olanların hepsinin elinden birileri tutmuştur. Bizim gibi yazarlara ise kimse sahip çıkmıyordu. Hatta başımızdaki Müdürler kitabın satış yapılmasına çok kızıyorlardı. Hâlbuki isteseler bin kitabı bir ayda bitirebilirdik. Ama olmuyordu. Bankadaki kültürlü müşterilerimize beş tane on tane vererek bitirmeye çalışıyorduk.

           YILDIZ ELMASI´NIN birinci baskısı da bitti. İkinci baskıyı çıkardık. Bir süre sonra biri akıl verdi.

            ?Kütüphaneler Genel Müdürlüğüne gönder.?dedi.

         Bu fikir aklıma yattı. Bir yazı ekinde Kütüphaneler Genel Müdürlüğüne iki adet kitap yolladım.

            Bir gün bir arkadaşım aradı. Kadirliden siyasetle uğraşan biriydi.

          ?Ahmet Ağabey.?dedi.?Bana iki yüz kitap yolla. Burada bir kitapçıyla anlaştım.?

           Bizde arkadaşa güvendik iki yüz kitabı Kadirliye gönderdik. Gidiş o gidiş. Kitapları satan kitapevine uğradım.

           ?Ben parasını peşin verdim.?dedi. Kitabında sahtekârlığa uğrayacağını düşünememiştim. Hiç de önemsemedim. Sahtekârlıkla da olsa kitaplarım bir yerde okunuyordu.

          Aylardan yazdı. Sanırım Temmuz veya Ağustos ayıydı. Kültür Bakanlığından bir yazı geldi. Türkiye´deki bütün Devlet Kütüphanelerine kitap yollamamı istiyorlardı. Yaklaşık beş yüz Kütüphanenin ismini vermişlerdi. Her ilin Kütüphanesine gönderilecek orada ilçe kütüphanelerine kendileri dağıtılacaktı. Bende söylediklerini aynen yaptım. Bütün İl Kütüphanelerine kitapları yolladım.

          Bu arada kafama bir şey takıldı. Kütüphaneler Genel Müdürlüğünü aradım. Orada ?İsmail Bey.? diye birine bağladılar. Ona;

         ?Kitabın alınmasını kim istedi ??dedim.

         İsmail Bey de;

        ?Kimse istemedi.?dedi.?Komisyona gönderdik. Orada incelendi. Alınmaya uygun görüldü. Bizde aldık.?

         Buna çok sevinmiştim. Kütüphanelerde kitabımın bulunması beni gururlandırmıştı. Her gittiğim yerde bunu anlatmaya çalışıyordum. Fakat burası Türkiye. Kimse kimsenin umurunda bile değil.

        Ve kısa zamanda YILDIZ ELMASI hikâye kitabımda tükendi. Üçüncü baskıyı yaptırmadım. Bankada bir müşterimiz vardı. Kendisi şoförlük yapıyordu. Mutaassıp bir arkadaştı. Ona;

           ?Kitabımı okudun mu ??dedim.

            O da;

            ?Okudum ağabey.?dedi. Yüreğine sağlık. Çok güzel yazmışsın. Şimdi son sayfayı yırttım, çocuklara verdim. Onlarda sırasıyla okuyorlar.?

            Birden kafam dank etti. Son sayfada;? SİGARA ve YAR? diye bir hikâye vardı. Onda da müstehcen sözler geçiyordu. Onu koymasam iyi olurdu ama koymuştuk. Çünkü o hikâye büyükler içindi. Diğerlerinin hepsi çocuk hikâyeleriydi, Daha sonra ki baskı için düzeltmesini yaptım. Kitap elimde üçüncü baskısını bekliyor.

           İnşallah herkes okur. Saygılarımla.

 

YAZARLAR

  • Cumartesi 31 ° / 16.7 ° false
  • Pazar 35.8 ° / 19.6 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • BIST 100

    9809,64%0,96
  • DOLAR

    32,58% 0,30
  • EURO

    35,07% 0,29
  • GRAM ALTIN

    2457,40% 0,88
  • Ç. ALTIN

    3991,84% 0,00