Köy Enstitülerinin kuruluşunun 79. Yılında, Köy Enstitüsü modelini Finlandiya gibi yabancı ülkelerin bizden örnek aldığı söylenir durur. Alınmayacak gibi de değil sonuçta? Salt gelişmemiş, az gelişmiş ülkeler için değil, pratik olarak kişinin gelişimi, özgüveni, duyarlılığı böyle bir eğitim kurumunun başarısını taşıyan eğitimciler yetiştirilmesi bu yönde uygun görülüyor. Dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel, İlköğretim Genel Müdürü İsmail Hakkı Tonguç önderliğinde kurulan Köy Enstitüleri 1946´da Köy Öğretmen Okulu´na dönüştürülüyor ve 1954´de ise tamamen kapatılıyor. 1936´da Saffet Arıkan´ın döneminde askerliğini onbaşı ve çavuş olarak yapanların Mahmudiye Devlet Üretim Çiftliği´nde Köy Eğitmeni olmasıyla Köy Enstitüleri kurulması yönünde ilk kıpırtılar oluşur.
Bu çalışmaların ardından 17 Nisan 1940 yılında Köy Enstitüleri resmen kurulur. Devletten alınan az bir yardımla Köy Enstitüleri bütçesi oluşur. Okuyan, ekip biçen, yapan, onaran Köy Enstitüleri zamanla kendi ayakları üzerinde durmaya başlarlar. Bir eğitim yuvası olarak verilen teorik bilgilerin yanı sıra demircilik, marangoz, inşaat, çiftçilik vb. mesleklerin pratiği de verilen Köy Enstitülerinde gereken mesleki donanım da sağlanır. Köy Enstitüsü öğrencileri okulunu, yatakhanesini, yolunu, bağını, bahçesini yaparlar. Kültürel ve sanatsal yönden de kendini eğiten Köy Enstitülü öğrenciler dünya klasiklerini okumaktan, saz ve keman çalmasını öğrenmeye; resim yapmaktan şiir yazmaya kadar yeteneklerini bileyip, sanatsal ve kültürel birikim edinirler. İlkokulu bitiren çocukların sınavla alındıkları ve zamanla sayıları 21´i bulan, yılda iki bin öğretmen de mezun veren Köy Enstitüleri´ne öğretmen, yönetici, başöğretmen gibi yöneticiler yetiştirilmek üzere Hasanoğlan Köy Enstitüsü bünyesinde Yüksek Köy Enstitüsü de açılır.
Sonuç olarak 16.400 öğretmen, 7.300 sağlık memuru ve 8756 eğitmen yetiştiren Köy Enstitüleri´nden Fakir Baykurt, Mahmut Makal, Talip Apaydın, Mehmet Başaran, (yöremizden) Hasan Turan, Turan Altuntaş, M.Nuri Ayvalı gibi şair ve yazarlar da yetişmiştir. Kepirtepe Köy Enstitüsü 1943-1944 mezunu Lüleburgaz (Kazanköy) Şükrü Akdeniz gibi eğitim sevdalıları da yetişir?
Rahmetli Şükrü Akdeniz, günümüzdeki gibi paralı dersler vermez. Müfredattan geri kalmamak için günde öğrencilerine iki saat fazla ders veren Şükrü Akdeniz 17 köy çocuğuna üniversite de kazandırarak, o zaman ve ortama göre şaşırtıcı şeyler yapar ve üstelik şikâyet de edilir. Fakat şikâyet sonrası da görülmemiş bir şey yaşanarak, valilik tarafından kendisine plaket verilir.
