Yılmaz AYDOĞAN / BÖYLE GİTMEZ!


MİLLİ MÜCADELE YILLARINDA ANADOLU BASINI VE YENİ ADANA GAZETESİ


 

Günümüz demokrasilerinin vazgeçilmez unsurlarından biri olan; yasama, yürütme ve yargıdan sonra ?dördüncü güç? olarak kabul edilen ?basın?; gazete, dergi gibi belirli zamanlarda çıkan yayın türlerinin genel adıdır. Yazılı olma ve periyodik şekilde insanlara ulaşma niteliği ile ?basın?; kitap, broşür, radyo, TV ve sosyal medya gibi diğer yayın türlerinden ayrılır.

Anadolu´da basının ortaya çıkışı 1864 tarihli Vilâyat Nizamnamesi´nin yürürlüğe girmesi üzerine, her vilayet merkezinde bir matbaanın açılması kararı ile mümkün olmuştur. Nitekim bu tarihten itibaren vilayet matbaaları ?salname? ve ?telif eserlerin? yanı sıra ?vilayet gazetelerini? de basmaya başladılar. Böylelikle ?vilayet gazeteleri? bir anlamda, yerel basının (Anadolu basınının) öncüleri olmuşlardır.

Milli Mücadele (Kurtuluş Savaşı) yıllarında, yaygın olarak kullanılan iletişim araçlarının başında telgraf haberleşmesini, onu takiben de gazete ve dergileri görüyoruz. Başlarda, dünyada ve yurt içinde yaşananların kitlelere aktarılmasının; resmi kurumların emir ve ilamlarının duyurulmasının; siyasi, askeri ve ticari iletişimin en hızlı yolu, telgraf haberleşmesi olmuştur. Telgraf, son dönem Osmanlı yöneticilerinin, önemini en erken kavradıkları ve ülke içinde yaygınlaştırdıkları teknolojik gelişmelerden birisidir.

Telgraf haberleşmesi, Kurtuluş Savaşı döneminde en etkin ve yaygın şekilde kullanılmıştır. Telgraf; kısa bilgi ve emirlerin, şifreli olarak, en hızlı biçimde karşı tarafa aktarılmasına olanak vermektedir. Kurtuluş Savaşı sonunda dile getirilen; ?Biz bu savaşı biraz da telgraf telleriyle kazandık,?”sözü, önemli bir gerçeği ifade etmektedir.

Kurtuluş Savaşı sırasında; gerek ?İşgal Kuvvetleri ve İstanbul Hükümeti? cephesinin ve gerekse ?Kuvayı Milliye ve TBMM Hükümeti? cephesinin genel değerlendirmelerinin, propaganda ve olaylar hakkındaki yorumlarının kitlelere ulaştırılmasının başlıca araçları gazete ve dergiler olmuştur. Bu bağlamda, iki taraf arasındaki kavganın önemli bir ayağını da, iletişim alanında yaşanan ?basın savaşları?”oluşturmuştur.

İstanbul´da basımı yapılan gazete ve dergilerin önemli bir bölümü, ?işgali ve İstanbul Hükümetini destekler mahiyette? yayın yapmaktaydı. Dönemin gelişmiş matbaalarında, kaliteli kâğıtlara baskı yapan ve maddi sıkıntısı olmayan mütareke basını (işbirlikçi basın) gazeteleri, İstanbul dışında da yaygın bir şekilde dağıtılmaktaydı. Sarayın resmi olanakları kullanılarak, Hürriyet ve İtilaf Fırkası üyelerince dağıtımı yapılan bu gazeteler, Güney Anadolu´da Fransız askeri uçakları tarafından, diğer iç bölgelerde İngiliz askeri uçakları vasıtası ile ?gazetelerin havadan atılması yoluyla? en uzak yörelere kadar ulaştırılmaktaydı.

Kuvayı Milliye ve TBMM Hükümeti aleyhinde yayın yapan İstanbul gazetelerinin başında Ali Kemal´in Peyam-ı Sabah´ı; Refii Cevat´ın Alemdar´ı, Refik Halit´in Aydede ve Sabah gazeteleri sayılabilir. Milli Mücadele karşıtı yayın yapan tüm gazete ve dergiler, Kurtuluş Savaşı´nın kazanılması sonrası yayın hayatlarını sonlandırmışlardır.

Mütareke basınının benzeri olan gazetelere, Anadolu´nun değişik illerinde de rastlıyoruz. Bu yayın organlarında da, İstanbul´daki örnekleri aratmayacak biçimde ?hakaretlerle dolu, saldırgan bir dil? hâkimdir.

Bu durum karşısında 14 Eylül 1919´da Sivas´ta ?İrade-i Milliye? ve 10 Ocak 1920´de Ankara´da ?Hâkimiyet-i Milliye? adlı gazeteler, Milli Mücadele´yi millete anlatabilmek için bizzat Mustafa Kemal Paşa´nın talimatları doğrultusunda yayın hayatına başlamışlardı.

Bu gazetelerin yayın hayatına başlamasının hemen sonrasında aynı paralelde birçok gazete de Anadolu´nun değişik il ve ilçelerinde yayın hayatına başlamışlardır. Özellikle Milli Mücadele yıllarında yerel gazetelerin sayısında önemli bir artış olmuştur. Nedeni ise ulusal basında Milli Mücadele aleyhinde yayın yapan gazetelere her türlü destek verilirken, Milli Mücadele´yi destekleyen İstanbul basınının, Osmanlı Hükümetleri´nce elinin kolunun bağlanması karşısında ?halkın doğru haber alma hakkının sağlanmasına duyulan ihtiyaç? idi.

1918-1919 yıllarında, Anadolu halkının önemli bir bölümünde, I. Dünya Savaşı´nda alınan yenilgilerin, yaşanan can kayıplarının, Mondros Mütarekesi ile başlayan işgallerin yarattığı genel bir yılgınlık, bezginlik ve umutsuzluk havası ile birlikte, yaygın bir düşünce karmaşası da hâkimdir.…Ve bu durum, işgal güçleri tarafından çok iyi değerlendirilmiş, sinsi planlarla ülkenin kardeş kavgasına ve karmaşaya sürüklenmesi körüklenmiştir.

Halkın gözünde ?hem dünyevi hem de dini lider ve kurtarıcı? olarak bilinen”Padişah´ın, İşgal Kuvvetleri´nin Ege, Akdeniz ve Marmara Bölgeleri´nde gerçekleştirdiği işgaller ve katliamlar karşısında ?suskun, teslimiyetçi ve işbirlikçi? bir tavır sergilemesi; hatta bu tavrını daha da ileri götürerek yayınladığı ferman ve fetvalar ile vatan savunmasına girişen Kuvayı Milliye birlikleri ile komutanlarını padişaha ve hilafete karşı çıkan ?asiler? olarak tanımlaması, idam ile cezalandırması, Anadolu´da hayal kırıklığı yaratmış; bu genel havayı körükleyen yaygın bir karalama, asılsız haber yayma kampanyası ile de ülke, hızla bir kardeş kavgasına sürüklenmiştir.

İşgalin getirdiği katliam ve talanın acılarına tamamen duyarsız kalan İstanbul Hükümeti´nin, işbirlikçi ve teslimiyetçi politikalarında ısrar etmesi, Anadolu halkının nezdinde, Saray çevrelerinin gerçek yüzünün görülmesini sağlamıştır. Belirsizlik ve tereddüt dönemini aşan Anadolu insanı, doğruları ve çıkarlarının nerede olduğunu anladıktan sonra, topyekûn Milli Mücadele saflarında yerini alarak, işgalci ordulara karşı Milli Birliği sağlamıştı. Bunda Anadolu basınının katkısı büyüktür.

Kurtuluş Savaşı sırasında İstanbul'da basılan ve Milli Mücadele´yi destekleyen gazeteler, ağır bir sıkıyönetim baskısı ve sansür altındaydılar. İşgal Komiserlikleri´nin ve İstanbul Hükümeti yetkililerinin sansüründen geçen gazetelerin birçok sütunu boş”bırakılarak basılmakta, daha ileri giden gazeteler kapatılarak, yazarları anında tutuklanmaktaydı.

Bu yıllarda Anadolu´da çıkan gazetelerin büyük çoğunluğu yurdun kurtulması yönünde yayın yapıyordu. Ama bu durum işgal bölgelerindeki gazeteler için pek geçerli olamamış; gerek tehdit, gerek sansür, gerekse kapatma yoluyla sesleri susturulmak istenmiştir.

Ankara´da yayınlanan gazeteler tüm imkanlarıyla Milli Mücadele´ye destek vermeye çalışmışlar; zaman zaman imkansızlıklar içerisinde yayın yapsalar da, genel itibariyle, Kurtuluş Savaşı´nı yurda ve dünyaya duyurmak için uğraşmışlardır. Bu yıllarda Ankara ve diğer Anadolu basını sadece İstanbul basınıyla değil, Yunan ve İngiliz basınının karşı propagandasıyla da uğraşmak zorunda kalmışlardır. Baskı makineleri at ve öküz arabalarıyla ilden ile taşınmış ve gazeteler en ilkel koşullar altında yayınlana bilmiştir.

Anadolu basını Mustafa Kemal önderliğindeki Milli Mücadele Hareketi´nin geniş kitlelere duyurulmasına aracılık etmiştir. Diğer kitle iletişim araçlarının olmadığı bir dönemde, Anadolu´da gelişen hareketin haklılığının ve meşruluğunun anlatılması için basına büyük bir ihtiyaç duyuluyordu. O dönemde Milli Mücadele destekçisi olarak Anadolu´da 82 adet süreli yayın belirlenmiştir.

Anadolu'da yayımlanan ve Milli Mücadele´yi destekleyen yayınların başında İrade-i Milliye”(Sivas,–14 Eylül 1919) ve onun devamı niteliğinde olan Hâkimiyet-i Milliye”( Ankara,–10 Ocak 1920) gazetelerini görüyoruz. İzmir´de Osman Nevres´in (Hasan Tahsin) Hukuk-u Beşer”Gazetesi,”Anadolu,”Duygu”ve Mustafa Necati Bey´in başyazarı olduğu İzmir´e Doğru”gazetelerini sayabiliriz. Kastamonu´da Açıksöz, Adana´da Yeni Adana, Konya´da Babalık, Amasya´da Emel, Erzurum´da Albayrak”ve Kazım Karabekir´in gözetiminde çıkarılan Varlık, Trabzon´da İstikbal, Giresun´da Yeni Giresun, Ordu´da Güneş”ve Ordu Bucak, Samsun´da Hilal, Elazığ´da Satvet-i Milliye, Maraş´ta Amali Milliye ile Bolu´da Dertli”ve Türkoğlu”gazetelerini ve kısa süreli yayımlanan Gamlı”ve Milli Gaye”dergisini sayabiliriz.

Taşra basını, Anadolu´da uyanan milli direniş hareketini her türlü imkânsızlıklar içinde korkmadan, haberleri ambalaj kâğıtlarına basmak suretiyle desteklemiş, halkı uyandırma vazifesi görmüştür.

Bu gazeteler, genellikle maddi imkansızlıklar içerisinde, idealist kişilerin ?kelle koltukta? mücadeleleri ile pek çoğu ?ancak birkaç ay? yayınlanabilmiş; genele yakını Milli Mücadele´nin tamamlanması üzerine yayın hayatlarına son vermişlerdir.

Bu gazete ve dergilerde yayınlanan yazılardan etkilenen gençler ve halk, gazete vasıtasıyla milli güçlerin (Kuvayi Milliye´nin) etrafında toplanmaya başlamış; milli direniş bu sayede teşkilatlanmış; savaş bu sayede kazanılmıştır. Anadolu basınının Milli Mücadeleye olan katkıları her türlü takdirin ve şükranın ötesindedir. ?Bu yayınlar olmasaydı Milli Mücadele örgütlenemezdi,? demek, çok da abartma olmaz.

Tespit edilebilen 82 süreli yayından, hakkında bilgi derlenebilen 36 adedinin ?yayın yeri?, ?yayın yetkilisi? ve ?kısa hikayesi? ekli tabloda gösterilmiştir. Bu tabloda yer alan 34 gazete ve 2 dergi üzerinde yapılan incelemede:

- 11 (on bir) adedinin 1918 öncesi, 25 (yirmi beş) adedinin ise 1918-1922 tarihleri arasında yayın hayatına başladıkları anlaşılmıştır.

- Bazı gazeteler, işgalin baskısı sebebiyle, Kurtuluş Savaşı yıllarında yayınına ara vermek zorunda kalmışlardır. İzmir´de yayınlanan Yeni Asır ve Adana´da yayınlanan Hayat gazeteleri örnektir.

- Ülkemizde yayınlanmakta olan İzmir-Yeni Asır gazetesi (23.08.1908) en eski gazete olmakla birlikte Milli Mücadele yıllarında yayınına ara vermiştir.

- Türkiye´nin ara vermeksizin yayınlanan en eski gazetesi ?İstanbul´daki Yenigün (Cumhuriyet)? gazetesi (02.09.1918); ikinci en eski gazete ?İstanbul´daki Akşam? gazetesi (20.09.1918) ve üçüncü en eski gazete ise ?Adana´daki Yeni Adana? gazetesidir. (25.12.1918) Bu üç gazetenin üçü de Milli Mücadele´nin mirasıdırlar.

- Milli Mücadele yıllarında yayınlanan gazetelerden sadece 4 (dört) adedi 2017 yılına ulaşabilmiştir. Bunlar; Akşam, Hakimiyeti Milliye/Yeni Ulus, Yeni Adana ve Yenigün/Cumhuriyet gazeteleridir.

- Milli Mücadele yıllarında yayınlanan gazetelerden sadece 17 (on yedi) adedi 1925 yılına, 7 (yedi) adedi 1950 yılına kadar yayınını sürdürebilmiştir. Kurtuluş Savaşı´nın bitmesiyle birlikte, bu gazetelere duyulan ihtiyacın azaldığı anlaşılmaktadır.

- Mustafa Kemal Paşa basının halk üzerindeki etkisini çok önceden görmüş ve daha yolun başı diyebileceğimiz bir tarihte, birikimlerini sermaye olarak koyup arkadaşı Rauf Orbay adına Minber adıyla bir gazete çıkartmış; 31 Ekim?20 Aralık 1918 tarihleri arasında yayınlanan gazete ?kadro ve sermaye yetersizliği? yüzünden iflas etmiş; Paşa´nın tüm birikimi de elinden çıkıp gitmiştir.

- Daha sonra Anadolu ve Rumeli Müdafayi Hukuk Cemiyeti tüzel kişiliği adına Sivas´ta İrade-i Milliye, Ankara´da ise Hakimiyet-i Milliye gazetelerinin yayınlanmasına önderlik etmiştir.

- Bazı gazeteler Milli Mücadele yıllarındaki tüm zor şartlara karşın yayınını sürdürmek için olağanüstü gayret göstermişler; işgale bağlı olarak zaman zaman basım ve dağıtım yerlerini değiştirmek zorunda kalmışlardır. Örneğin:

- a) İstanbul´da yayınlanan Yenigün gazetesi önce Ankara´ya, sonra Kayseri´ye, ardından yeniden Ankara´ya;

- b) Selanik´te yayın hayatına başlayan Öğüt gazetesi önce İzmir´e, sonra sırasıyla İzmir, Afyon, Konya ve Ankara´ya;

- c) İstanbul´da yayınlanan Sebilür Reşşad dergisi önce Kastamonu´ya sonra ise Ankara, Kayseri ve tekrar İstanbul´a;

- d) İzmir´de yayınlanan Anadolu gazetesi önce Balıkesir´e sonra da Antalya´ya;

- e) Adana´da yayına başlayan Yeni Adana gazetesi önce Kayseri´ye, sonra Pozantı/Belemedik´e ve en son yeniden Adana´ya taşınmıştır.

Tekrar etmekte yarar var. ?Anadolu basını olmasaydı, arkasına kamuoyu desteğini alamayan Milli Mücadele Hareketi topal kalır, belki de başarıya ulaşamazdı.?

Milli Mücadele´nin mirası bu basın organlarından birisi olan Yeni Adana Gazetesi´ne hepimiz şükran borçluyuz. Onu savunmak, desteklemek, yayın hayatının devamı noktasında katkı vermek, her Çukurovalının ve her Adanalının vefa borcudur.

Saygılarımla.

 

YAZARLAR

  • Salı 29.2 ° / 15.4 ° Güneşli
  • Çarşamba 30.5 ° / 16.6 ° Güneşli
  • Perşembe 31.6 ° / 17.1 ° Güneşli
  • BIST 100

    9679,80%-1,37
  • DOLAR

    32,40% 0,03
  • EURO

    34,46% -0,02
  • GRAM ALTIN

    2487,23% 0,18
  • Ç. ALTIN

    4085,85% 0,00