İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı Sayın İmamoğlu´nun söyleminde, Anadolu halkının binlerce yıllık bilgeliğinin bileşimini görüyoruz kanısındayım.
İnsan, ulus ve yurt sevgisi, özgürlük düşüncesi egemen
Kırıcılık yok, bölücülük yok , kendini-beğenmişlik yok, mevki-makam düşkünlüğü yok.
Her yaptığının sorumluluğunu taşıma bilinç ve ahlakına sahip.
Halk ozanımız Teslim Abdal da, çok sevilen deyişlerinden birinde aynı şeyleri söylemiyor mu:
?Gel a gönül, havalanma
Engin ol gönül, engin ol,
Dünya malına güvenme
Engin ol gönül, engin ol.
Bu dünyanın hali böyle
Yalan, yanlış geçer şöyle,
SÖYLEDİKÇE ENGİN SÖYLE,
Engin ol gönül, engin ol.
Gökte uçar Huma kuşu,
Bilmeyenler atar taşı,
ENGİNLİK GÖNÜLÜN İŞİ,
Engin ol gönül, engin ol.
TESLİM ABDAL ÖZÜM HAKTIR(!)
SÖZÜMÜN YALANI YOKTUR,
ENGİN SÖYLE, BÜYÜKLÜKTÜR,
Engin ol gönül, engin ol.?
Sayın İmamoğlu´nun özellikle seçim sonrası konuşması, tümüyle bu güzel insanseverlik (humanizma) bileşimi bir konuşmaydı. Özellikle ?BEN ATATÜRK CUMHURİYETİ´NİN PROJESİYİM? deyişi, Mustafa Kemal´in ?BÜYÜK TÜRK ULUSU, BU ZAFER SENİN ZAFERİNDİR! ULUSAL EGEMENLİK DÜŞÜNCESİNİN ZAFERİDİR!? sözlerini düşündürüyor.
Sayın İmamoğlu, sözünün eri, sözlerini yerine getirecek birikim ve donanımı olan bir insan kanısını güçlü biçimde vermiştir.
O´nu ve kadrosunu, arkasında güçlü biçimde duran ulusumuzu, hiç bir iç ve/ya da dış sömürgeci kumpası ve saldırısı bu uygarlık ve özgürlük yolundan alıkoyamayacaktır, güvencindeyim.
?Mustafa Sagir? ya da ?İzmir Suikastı? benzeri olasılıklara karşı da, ?Şeyh Sait? ya da ?Menemen? cinayet kalkışmaları olasılıklarına karşı da, Ankara/Çubuk´ta CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu´na girişilen linç kalkışmasının ve bu alçak kumpastan beklenen ulusal kargaşanın üstün başarıyla sonuçsuz bırakılabilişinde olduğu gibi, öyle kalkışmaları başarısız kılacak en etkin stratejik ve taktik önlemleri yine üstün başarıyla aldıklarına ve / ya da alacaklarına güveniyorum.
Mustafa Kemal, 100 yıl önce (!), Temmuz 1919 başlarında, Erzurum´dan, İstanbul´daki kaygılı annesine, ?SONUÇ GÖRMESEYDİM, BAŞLAMAZDIM.? diye yazarken, bütün resmi/ askeri görev ve yetkilerinden soyunmuş olarak, ?büyük Türk ulusunun engin feyiz kaynağına, değerbilirliğine güvenip, yalın bir ferd-i millet olarak?, demek ki Türk ulusunun insan, toplum ve dünya anlayışını oluşturan değerlerine güvenerek, onun bağımsızlığı ve yurt bütünlüğü için mücadele edeceğini söyleyebilmişti.
Türk ulusu, 100 yıl sonra bugün, Atatürk´ü sayesinde en az 100 kat daha güçlenip örgütlenen bilinç ve güç birikimiyle özgürlük, ulusal birlik, bağımsızlık ve yurt bütünlüğünü koruyabilecek olgunluk düzeyi yüksekliğindedir. Teslim Abdal bilgeliğinde ve çağdaş bilim ve kültürle donanmış çok büyük insan varlığına sahip, birlik ve dayanışma bilincinde bir ulus olduğumuzu kanıtladık geliyoruz.
